27 Ekim 2018 00:05

İşçilerin sokağa çıkması ne anlama gelmektedir?

İşçilerin sokağa çıkması ne anlama gelmektedir?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

23 Ekim günü Gebze’de, Gebze Sendikalar Birliği’nin çağrısıyla “Krizin Sorumlusu Biz Değiliz, Faturayı Biz Ödemeyeceğiz!” şiarıyla yürüdü.

Yürüyüşe katlan işçiler ve sendikaları, taleplerini taşıdıkları pankart ve sloganlarla dile getirdi.

Gebze Sendikalar Birilği adına konuşan Petrol-İş Gebze Şube Başkanı Süleyman Akyüz, işçilerin taleplerini dile getirirken, “Bu krizin sorumlusu biz değiliz. Faturasını da biz ödemeyeceğiz” diyerek, krizin yükünü reddetme mücadelesine tüm emekçileri, tüm halkı çağırdı.

Krizin etkilerinin yayılmaya başlaması; işten atmalar, işyerlerinde esnek çalışma dayatmaları, “Kriz var” gerekçesiyle patronların işçi haklarını gaspa yönelik girişimlerinin artmasına paralel olarak yaygınlaşen eylemleri gazetemizden izliyoruz. Ama Genel-İş Sendikası üyesi işçilerin Ekim ayı başında yarım gün iş bırakarak İzmir’de yaptıkları miting ve Gebzeli işçilerin yukarıda sözünü ettiğimiz eylemleri, işçilerin işyerlerini aşarak taleplerini yüksek sesle ifade etmek için alanlara çıktıkları eylemler olarak ayrı bir öneme sahiptir.

Çünkü böylece İzmirli ve Gebzeli, çeşitli iş kollarından işçiler ve sendikaları;

- Henüz kiriz, krizin işçileri için anlamı ve krizin yükünü reddetme mücadelesinin dışında olana işçi kesimlerinin bu tartışmaya çekilmesi ve işyerlerindeki mücadelenin örgütlenmesi için,

- Krizin etkisini etinde kemiğinde hissetmeye başlamış, ama krizin yükünü reddetme konusunda kafası karşık, daha da önemlisi bunu hangi örgüt, hangi çevre ile birleşerek yapacağını bilemeyen geniş halk yığınlarına, “Bakın burada işçiler krizin yükünü reddetmek için bir mücadele alanı açmışlardır. Siz de var olan örgütlerinizle, yoksa bireyler olarak da işçilerin açtığı bu mücadele bayrağı altında krizin yükünü reddetme mücadelesine katılabilirsiniz” çağrısı yapmış olmaktadırlar.

İster bilinçli, isterse içinden geçilen dönem bu taleplerle sokağa çıkamaya kendiliğinden böyle bir amaç kazandırmış olsun, gelinen yerde sokağa çıkan işçilere, sendikacılara(*) bu durum yeni görevler de yüklemektedir. Ki bu görev, geniş halk yığınlarının talepleri ve onların mücadeleye (yürüyüşler, mitingler, direnişler, konserler vb) katılmasını kolaylaştıracak girişimler yapmayı gerektirmektedir.

Bu durum, işçilerin ileri kesimleri ve mücadeleci sendikacıların yanı sıra ilerici demokrat çevrelere, en başata da sınıf partisine, mücadelenin bu çok boyutluluğuna uygun bir çalışma yapma yükümlülüğü de getirmektedir.

Kriz, her kesimden halkı dolaysız olarak vurmuştur, giderek de etkisini daha derinden hissettirmektedir. Bu yüzdene de “Krizin faturasını emekçiler değil krizi çıkaranlar ödesin”  mücadelesi, bu ülkede yaşayanların yüzde 90’ını doğrudan ilgilendirmektedir.

Öte yandan işçi sınıfımız, bugün bütün örgütsüzlüğü, sendikaların içinde bulunduğu büyük sorunlara karşın, en örgütlü emekçi kesim olarak da kriz gibi herkesi ilgilendiren bir sorunda yol göstericilik yapmak göreviyle karşı karşıyadır. İşçilerin talepleriyle sokağa çıkması; irili ufaklı henüz mücadelenin dışındaki işçi kesimlerini mücadelenin etrafında toplamanı bir adımı olurken, aynı zamanda çeşitli halk kesimleri için de işçileri etrafında birleşilebilecek “tek seçenek” olarak da sahneye çıkarmaktadır. Dahası işçilerin açtığı bir platformun, bir “mücadele meydanı” olması elbette ki mücadelenin hem taleplerini hem de mücadelenin karakterini belirlemesi bakımından önemlidir. Ancak bundan, “İşyerlerindeki krize karşı mücadelenin örgütlenmesi önemsizdir, sokakta eyleme katılmak daha önemlidir” denmek istenmediğini gazetemizin okurları bilmektedir. Tersine burada söylenen, işyerlerinde sınıfın ana kitlesini mücadeleye çekilebildiği ölçüde halkın diğer kesimleri için de işçiler etrafında birleşilecek bir güç olarak görülebileceğidir.

(*) Bugün sokağa çıkan, miting, basın açıklaması, yürüyüş yapanlar bugüne kadar mücadelenin ön cephesinde yer alan işçiler ve sendikacılardır. Sınıfın ana kitlesi mücadeleye katılmaya başlamadan da böyle olacağını söylemek yanlış olmaz.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa