28 Ekim 2018 00:15

Çocuklar teneke kutu mu?

Çocuklar teneke kutu mu?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bakanlık karar vermiş. O kutucuk boş kalmayacakmış. Eğitimden sorumlu bakanlık çocuklara koşulsuz değer verecek, “Bir çocuğun kimlik kartı veya dini önemli değildir; önemli olan çocuktur, çocuğun yararıdır!” diyecek değil elbette. Tam tersine! Her çocuğun hem kimlik kartı olacak, hem de kimlik kartındaki “din” kutucuğu doldurulacak. Bakanlık böyle istermiş.

Bakanlık “kutucuk” genelgesi yayımlamamış, yanlış anlaşılmasın. Bakanlığın derdi, her öğrenciyi zorla din dersine sokmak. Öğrencinin din dersine girip girmeyeceği de “kutucuk” ile belirlenecekmiş. Kutucukta bir şey yazmıyorsa, o zaman öğrencinin din dersine girmesi gerekiyormuş!

Kimlik kartlarındaki “din” kutucuğu çok önemli bir mesele. Bu kutucuğa isteyen istediği inancı yazdıramıyor. Devletin belirlemiş olduğu seçenekler var. Bu seçenekler, “büyük” veya “izinli” dinlerden oluşuyor. Bunlar dışındaki inançlara kimlik kartlarında yer yok. Diğer inançlar yazılamıyacağı, yani yazılmaları yasak olduğu için kutucuk boş bırakılıyor. Dinsiz olanlar ise ne yaparlarsa yapsınlar, kimlik kartlarına “dinsiz” yazdıramıyorlar. Onlar da kutuyu boş bırakmak zorundalar.

Çocuklarına değer veren kimi ana babalar, çocuklarının kimlik kartına herhangi bir din yazdırmak istemiyorlar. Çocuklarına hiçbir söz hakkı tanımadan böyle bir seçim yapmayı uygun bulmuyorlar. Bu gayet doğru bir karar çünkü kimlik kartları Türkiye’de çok ciddi bir mesele. O kadar ciddi bir mesele ki, din kutucuğunu boş bırakmak bile aslında cesaret istiyor.

Eğitim bakanlığının derdi öğrencileri zorla din dersine sokmak olduğu için din kutucuğunun boş bırakılması ciddi bir sorun oluşturuyor. Kutucukta devletin resmi dini yazıyorsa, öğrencilere din dersi zorunlu. Devletin belirlemiş olduğu diğer seçenekler yazıyorsa, din dersi zorunlu değil. Ama kutucuk boşsa, o zaman çok ciddi bir boşluk oluşuyor!

Aslında boşluk söz konusu değil. Çocuklarının kimlik kartına herhangi bir din yazdırmak istemeyen velilerin, kutucuğu bilerek ve isteyerek boş bıraktıkları ve devletin bağrına bastığı dini seçmedikleri ortada. Bu nedenle çocuklarının zorunlu din dersi kapsamına alınamayacakları da ortada.

Ama bakanlık zorunlu din dersinin anlam ve önemi konusunda çok kararlı, çok ama çok titiz. Din meselesi öyle boş bırakılacak bir mesele değil, çocukların din dersine girmesi rejim için yaşamsal bir mesele. Böyle olunca, bakanlık kararını vermiş ve “boş kutucuk zorunlu din dersi anlamına geliyor,” demiş. Bunu okullara bildirmiş. Çocuklarını zorunlu din dersinden korumak isteyen ana babalara tek seçenek olarak kutucuğu doldurmak bırakılmış. Türkiye’de demokrasi çok ileri olduğu için kutucuk doldurmak artık kolaymış. Çocuklarını korumaya çalışan ana babalar gidip kutucuğa “büyük veya izinli” dinlerden birini koyarak çocuklarını zorunlu din dersinden kurtarabilirlermiş.

Türkiye’de ileri demokrasi okullarda işte böyle yaşanıyor. Rejim hak ihlallerinde sınır tanımadığı için çocuk haklarının çiğnenmesi olağan. Din dersinin zorunlu ders kılınması, rejimin kendi ideolojisini ve dünya görüşünü öğrencilere dayatması anlamına geliyor. Rejim, olabildiğince erken yaştan çocukları bir hegemonya ile kuşatıyor. Bu kuşatma okul içinde ve dışında, her yoldan ve her gün çocukların karşısına dikiliyor.

Rejimin zihniyeti artık apaçık ortada. Rejim, çocukları birer kuklaya çevirmek istiyor. Kafalarına olabildiğince erken yaşta mayınlar döşenmiş, dünyayı rejimin istediği şekilde algılayan ve istenen tepkileri veren kuklalar. Boyun eğmeyi, azla yetinmeyi bilen, şiddete uğramayı ve kullanmayı olan gören, rejim istediğinde patlamaya hazır kitleler.

Bu anlayışta çocuklar aslında birer teneke kutudan ibaret. Değerleri içlerine konulan, daha doğrusu tıka basa doldurulan kalıplardan ve patlamaya hazır mayınlardan geliyor. Bunun dışında başka bir şey yok. Doğru doldurulmayan teneke kutuların değeri ise hiç yok. Rejimin uygun gördüğü inanç, kalıp ve mayınları değil, sakıncalı şeyleri içeren kutuların yok edilmesi gerekiyor. Rejimin akla, bilime ve adalete yönelik kapsamlı saldırısı, üniversiteler dahil tüm okulların birer fabrikaya çevirilmek istenmesi bundan kaynaklanıyor.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa