30 Ekim 2018 00:48

Suriye zirvesi, 29 Ekim ve Vahdeddin...

Suriye zirvesi,  29 Ekim ve Vahdeddin...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhurbaşkanı Cumhuriyet’in kuruluş yıldönümü mesajı yayınladı. Kuruluşunun 10. Yılı Marşı’nı okuyan liseli gençlerin tokatlandığı bir ülkede böyle bir mesaj yayınlanması bile “haber”oluyor!

Cumhurbaşkanı “95. yıldönümünde, Gazi M. Kemal Atatürk başta olmak üzere, İstiklal Harbimizin kazanılmasına ve yeni devletimizin kuruluşuna öncülük eden tüm kahramanlarımızı yad ediyorum” diye başlıyor. Sonra, lafı “Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve oradan genç Türkiye Cumhuriyeti’ne devreden tarihi süreklilik içinde süren yolculuk”a getiriyor.

Ama Selçuklu’yla Osmanlı birer hanedan. Ecdat mı? Son Osmanlı padişahı Vahdeddin’in İçişleri Bakanı Ali Kemal’in torunu olan eski Londra Belediye Başkanı ve İngiliz Hükümeti’nin eski Dışişleri Bakanı Boris Johnson’ın ecdadı olabilirler. Ama o kadar. Yoksa Selçuklu ve Osmanlı Hanedanlarıyla hanları ve sultanlarının, haşa, Türkiye’nin Türk, Kürt veya Arap işçileri ve emekçileriyle bir ecdadlık ilişkileri yoktur. Alın, Kaşıkçı cinayetinin azmettiricisi Suud Hanedanı’nı. Ne alakaları vardır Araplarla? Var deniyorsa, Mekke ve Medine’de Osmanlı egemenken, ora Araplarının ecdadı Osmanlı mıydı Suudlar mı, yanıt bekleriz!

Geçelim. Osmanlı’nın son Sultanı Vahdeddin’dir ki, Almanya, Fransa, Rusya ve Türkiye’nin katılımıyla son 4’lü Suriye Zirvesi, başka yer yokmuş gibi, onun eski köşkünde toplanmıştır.

Vahdeddin! Bu adam, son Osmanlı Sultanı’dır. Sultandır, ama bir vatan hainidir. Osmanlı’nın başta İngiltere olmak üzere I. Dünya Savaşı’nın galiplerine teslim anlaşmasını imzalayıp emperyalist işgali onaylamakla kalmamıştır. Emperyalistlerle işbirliği halinde Kurtuluş Savaşı’na karşı savaşmış, zafer kazanılınca çareyi bir İngiliz zırhlısına binip ülkeden kaçmakta bulmuştur.

Dolayısıyla, evet, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti’nin geçmişidir; ancak sadece geçmişidir. Cumhuriyet, Osmanlı’nın, kuşkusuz Sultanlığın reddi üzerine kurulmuştur.

Öyleyse, hem Osmanlı hem Cumhuriyet birlikte savunulamaz. Hem Osmanlıcı hem cumhuriyetçi olunamaz! Ya Osmanlıcısınızdır ya cumhuriyetçi.

“Vesayet” söylemiyle AKP yükselişine dayanaklık eden Cumhuriyet, evet, demokratik değildir. Burjuva demokrasisi olarak bile örgütlenmemiştir. Daha ilerisini isteyebilirsiniz. Demokratik ya da sosyalist bir cumhuriyet için mücadele edebilirsiniz. Kuşkusuz ki etmelisiniz. Çünkü her cumhuriyet karın doyurmaz. Karnınız da doysun ve sadece mülk sahibi olanlar değil emekçiler insan yerine konsun diyorsanız, karın doyurmayan ve demokratik olmayan cumhuriyetle yetinmeyip demokratik, öyleyse sosyalist bir cumhuriyetin kurulması için mücadele etmelisiniz. Ancak bu, sultanlık mı ya da bizim somutumuzda Osmanlı mı cumhuriyet mi sorununu es geçmeyi gerektirmez! Tabii ki cumhuriyet.

“.. mazlumlara sırtını dönen değil evini ve ekmeğini bölüşen, tercihini haktan ve adaletten yana kullanan bir ülke...” diyor mesajında Cumhurbaşkanı. Suriyeli göçmen mazlumlarla ekmeğimizi paylaşmadığımız kesin. Dilencilik, Suriyeli ezici çoğunluğun “mesleği” durumunda çünkü. Ya mazlum Türkiyeli işçilerle kim paylaşıyor ekmeği? Paylaşıyoruz denecekse, neden binlerce işçi şimdiden işten atıldı? Neden işsizlik fonu işsizlere değil teşvik olarak şirketlere dağıtılıyor?

Ya mesajda “ileri demokrasi ve güçlü ekonomi yönünde kat edilen mesafe” üzerine söylenenler? Ekonominin güçlü olduğuna soğanın 10 TL olduğu koşullarda herhalde kimse inanmıyordur. Peki, yargı dahil her konuda tek kişi karar verince ileri demokrasi mi oluyor? Demokrasi, burjuva içeriğiyle bile, hiç değilse görünüşte, düşünce, gösteri, örgütlenme vb. özgürlüğüdür. Öyleyse, neden konuşan ve yazan işten atılmakla kalmayıp hapse tıkılıyor? Bu, herhalde Ali Kemal’le Vahdeddin demokrasisidir!

Ve emperyalist Rusya, Almanya ve Fransa’yla el ele Suriye’yi özgürleştirme iddiası!

Daha da önemlisi, Sanayi Bakanı’nın “Alman sanayicisi ve yatırımcısının karşılaştığı her türlü sorunu çözmek adına bakanlığımızda ‘Almanya Masası’ kurma” açıklaması. Osmanlı eski “yerli-millilik” döneminde Almanlara Bağdat Demiryolu imtiyazı vermişti. Yeni “milli imtiyazlar” enerjide, demiryollarının 35 milyar Euro’luk yenilenmesinde ve Almanya Masası’nda!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa