Kamusal aidiyet ve beka sorunu
Fotoğraf: Envato
Her ulus için beka vazgeçilemez bir konudur. Günümüzde her çağdaş toplumda birden fazla siyasal parti bulunmakta, her bir partinin binlerce ya da milyonlarca üyesi bulunmakta, fakat ne hikmetse bu toplumların hiçbiri bizde olduğu gibi beka sorunu ile karşı karşıya gelmemektedir. Demek ki, çok partili sistemin beka sorunu oluşturması gibi bir özelliği bulunmamakta, buna karşın de jure olmasa da de facto tek partili veya padişahlıkla yönetilen (güdülen) toplumlar beka sorunu yaşamakta, hatta tarihin çöplüğüne sürüklenme riski ile karşı karşıya gelebilmekteler. Daha başka örneklerle de çoğaltılabilecek kanıtlar şunu gösterir ki, beka sorunu ülkede yönetme ile gütme arasında ayırım yapamayıp ülkeyi bölen siyasi zihniyet sorunudur.
Önce şu soruyu kendimize soralım: Neden siyasilerin bir bölümü beka sorununu gündeme taşıdı ve bunu adeta bir ölüm-kalım meselesi haline getirdi? Yanıt çok açıktır: Çünkü söz konusu partiler kendi beka sorunları ile karşı karşıya olduklarını içten içe anlamakta ve kendi sorunlarını ülke sorunu olarak topluma satarak oy kotarmaya çalışmaktalar. Oysa Türkiye, bugün var olan tüm partiler siyaset sahnesinden silinse de beka sorununu aşabilecek güçtedir, yeter ki, ülkenin beka gücü parti ve kişi bekası uğruna harcanmasın!
Ülkelerin beka sorunu tartışılırken asıl düşmanın içeride olduğu mantığı hakimdir. Dış saldırılarda ülkeler yenilebilir, hatta tarih sahnesinden silinebilir de, eğer içte bölünmüş, parçalanmış ve ülkeye aidiyet duygusu zayıflamış bir ulus söz konusu ise. Şu hale göre ülkenin bekası içsel dinamikleri ve bunların sinerjisi şeklinde ortaya çıkan gücü ile ilgilidir. Keşke siyasiler anlamsız kavram tartışmaları yerine, kadrolarında felsefe ve siyaset bilimi konularında ehil elemanlar istihdam edip, bu konuları kahve sohbeti ya da fevkalade çirkin şekilde siyasi babalanma şeklinde değil de, daha vakur ifadelerle önce kendi belleklerine işleyip, saniyen toplumun karşısına daha seviyeli tartışma ile taşımış olsalar!
Günümüzün teknoloji çağında Huawei elemanının Kanada’da alıkonulmasının arka planı olarak, Çin–ABD çatışması ya da dünya finans piyasalarına hakim olan gruba karşı ABD’deki değişimler birazcık olsun kafamızı kurcalamaz ise dünyadan bihaberiz demektir! Böylesi dünya ahvalinde sanayi alanında otomobil yapımının, eğitim alanında da medreseden de bir kademe geride duran tarikatlara dayalı, anlamsız bilgilerle kafaları dolduran skolastik yöntemi de aratan göstermelik sistemin ülkenin beka sorununa çare olacağını düşlemek, ancak ülkenin üzerine çöreklendirilen proje siyaseti olabilir!
Partiler seçim ittifakları yapabilirler, ancak ne seçimi düşmana karşı girişilmiş beka mücadelesine dönüştürmek, ne de seçimden mutlaka galip çıkma uğruna tüm kural ve kaideleri ayaklar altına alma cüreti haklı ve meşru görülüp, gösterilebilir! Bu gidiş ülkenin hayrına olmadığı gibi, bizzat bugünün siyasi egemenlerin de hayrına değildir. Ülkenin parçalanmışlığı ortamında sürdürülen sistem bir yönetim tarzı değil, olsa olsa güdülemedir. Partilerin ya da siyasi cephenin bekasının ülke bekası gibi halka yansıtılması ve bu yolla oy pazarlığı yapılması, toplumun bölünmesine ve bir bölümünün ülke aidiyeti bağının zayıflamasına yol açar. Siyasilerin rüyalarına seçimi kaybetme korkusu yerine, yabancı sermayelere nazire edercesine ülkeyi terk eden ve etmeye yeltenen kabiliyetli ve başarılı gençler karabasan olarak girmelidir. Siyasilerin beka sorunundan anlaması gereken bunlardır.
Günümüzün değişen teknoloji, sömürgecilik ve ülke kavramları gibi nesnel olgu ve kavramlar kavranmadıkça, ne patolojik geçmiş bağımlılığı, ne ülke duygusallığı beka sorununun aşılmasında fazla bir güç ve yetkiye sahiptir. Artık ülkeler siyasi oyunlarla değil, salt akıl ve teknoloji ile yönetilmekte, beka sorunu aşılmakta, varlıklarını sürdürebilmekte, ülkelerini ayakta tutmakta ve dünya siyasetinde saygın role sahip olabilmektedir. Beka sorunu adına ülke insanlarının bölünmesi, ülkenin beyin kapasitesinin hesapsızca ve insafsızca heba edilmesi durumunda ülke bekasının sağlanmasında ne bir siyasetçinin, ne de siyasi birlikteliğin fazla bir kıymetiharbiyesi olabilir!
- 2025 acaba nasıl geçecek? 18 Ocak 2025 05:30
- Ekonomik kriz çevrimleri ve emek 12 Ocak 2025 04:51
- Emek zulmü meselesi irdelenmelidir 21 Aralık 2024 04:36
- Ortadoğu: Bataklığın kan gölüne dönüştürülmesi 14 Aralık 2024 04:31
- Asgari ücret konusu hafife alınmamalıdır! 07 Aralık 2024 04:50
- Çöküş ivmesi durabilir mi, durdurulabilir mi? 30 Kasım 2024 04:51
- Sistemin sis perdesi: Bütçe tartışmaları 23 Kasım 2024 05:00
- Akılcılığa yöneliş 16 Kasım 2024 04:51
- TÜYAP konuşmaları 09 Kasım 2024 04:25
- Cumhuriyet halk rejimidir, fakat… 02 Kasım 2024 05:08
- Kaos 26 Ekim 2024 03:57
- Kevork Ağabey, müjde, oğlun Nobel aldı! 19 Ekim 2024 04:46