16 Şubat 2019 23:12

Bölünmez haklar

Bölünmez haklar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sınıfta heceleme çalışması yapan öğrenciler, öğretmenlerinin verdiği listedeki sözcükleri hecelere ayıramadı. Öğrencilerinin hecelemede hiç zorlanmadığını bilen Öğretmen Yasemin önce listeye, sonra öğrencilerin çalışmalarına bir göz attı. Öğrencilerin hiçbiri sözcükleri hecelere ayıramamıştı. Bunun üzerine öğrencilerine sordu: “Bugün size verdiğim listedeki sözcükleri yakından tanıyorsunuz. Sözcükleri heceleyememiş olmanızın bir nedeni olsa gerek. Acaba bugün listedeki sözcükler yapışkan mıydı, inatçı mıydı? Merak ediyorum.”

Öğrencilerden birkaçı parmak kaldırdı. Önce Ceylan söz aldı. “Öğretmenim, bu sözcükleri çok iyi tanıyoruz. Çok da seviyoruz. Siz bizim sevdiğimiz kavramları, gözlerimizi parlatan düşünceleri biliyorsunuz. Bu listedeki sözcükleri özenle seçmişsiniz. Bu sözcüklerin hiçbirini ben hecelere ayırmak istemedim.”

Kısa bir sessizlik oldu. Öğretmen Yasemin ne zaman sessiz kalmanın gerektiğini biliyordu. Gözlerini parmak kaldıran bir diğer öğrenciye çevirdi. Ali İsmail genelde kısa kısa konuşan bir öğrenciydi. Yine kısa konuştu: “Listenin en başında özgürlük vardı. Ben özgürlüğü kullanmayı seviyorum. Ama parçalara ayırmak içimden gelmedi.”

Ali İsmail’in bıraktığı yerden hızla Ethem başladı. Ethem’in hızlı hızlı konuşmasına herkes alışıktı. “Ben de özgürlüğü kullanmayı seviyorum. Evde sık sık, çocukların oyun oynama özgürlüğü olmalı, oyun bir haktır, diyorum. Çok etkili oluyor! Komşular bile, vay vay, bu çocuk haklarını biliyor, diyorlar.”

Öğretmen Yasemin durumu anlamıştı. Eylem söz almak istedi. “Sözcükleri hecelemek bence hiç zor değil. Ben heceleme alıştırması yaparken sıkılıyorum. Listedeki sözcükleri okumayı seviyorum ama hecelemeyi hiç sevmiyorum. Annem geçen gün eşitlik, adalet gibi sözcüklerin modası geçti, dedi. Çok üzüldüm. Ben eşitlik ve adaletten vazgeçmem. Onlara dokunmak içimden gelmedi.”

Mehmet’in aklına yeğenlerinin heceleme ödevi geldi. “Öğretmenim,” diye seslendi. “Başka okullarda verilen heceleme ödevleri bizimki gibi değil. Yeğenlerimin ödevinden biliyorum. Ödevin başlığı bile garip, üzerinde Vatan-Millet-Sakarya yazıyordu. Bizim listedeki sözcüklerin hiçbiri yoktu.”

Seçil’in aklına televizyonda gördüğü bir haber geldi. “Öğretmenim, televizyonda gördüm; bir öğrencinin heceleme ödevini anlatıyorlardı. Ödevde, Türkiye sözcüğü varmış. Öğrenci hecelere ayırmamış,” dedi. “Öğrenci, Türkiye bölünmez. Türkiye tek hecedir. Bu nedenle Türkiye kelimesini hecelere ayırmadım” demiş. Seçil susunca birkaç öğrenci daha televizyondaki haberi gördüklerini söylediler.

Yasemin öğretmen üzüldüğünü öğrencilere belli etmek istemedi. Televizyonlara yansıyan “hecelememe ödevi” gibi haberlerin nasıl ortaya çıktığını biliyordu. Öğrencinin kendiliğinden yaptığı söylenen davranışın daha önce öğretmeni tarafından işlendiğini anlamıştı. “Hecelemeyen minik öğrenci” haberini yapan gazetelerden birinde öğrencinin, “Öğretmenim demişti ki, Türkiye hecelere ayrılmaz. Ben de o zaman ayırmamıştım. Öğretmenim de o zaman beni tebrik etmişti. Ailem de sevindi buna. Benimle gurur duydular. Öğretmenim bana sarıldı. Arkadaşlarım da beni tebrik ettiler. Gurur duydular,” dediği açıkça yazılmıştı.

Haberde öğretmenin “duygulandığı ve ağladığı” özellikle vurgulanıyordu. Öğretmen şöyle konuşmuştu: “Çok aşırı derecede gururluyum. Meslek hayatımın ilk yıllarından beri hep söylemişimdir; akademik başarı ikinci plandadır. Önce milli ve manevi değerlere sahip bireyler yetiştirmek gerektiğini savunmuşumdur. Çok şükür ben bu günleri görüyorum. Çocuklarımın kalbine ektiğim vatan millet sevgisi, bayrak sevgisi tohumlandı, büyüdü, koskoca bir çınar oldu. Öğrencim adına da gururluyum. Kendi adıma da gururluyum.”

Yasemin öğretmen çocukların propaganda aracına dönüştürülmesini, savaş ve yıkım siyasetinin çocuklardan milis güçleri üretmeyi gerektirdiğini, çocuk haklarının yok sayıldığını konuşmak istemedi. “Sizi çok iyi anlıyorum,” dedi. “Çocukların bölünmez hakları vardır. İnsanların güzel bir dünyada, barış içinde, kardeşçe bir yaşam sürmeye hakları vardır. Haklarını bilen öğrenciler toplumun umut ışığıdır.”

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa