'17 yıldır olduğu gibi istikrar' mı diyelim?

C.Bşk. Erdoğan, maşallah günde en az iki miting yapıyor. İnanıyor ki, kendisi “Sahalara inmezse” olmaz. Başkaları da dolaşıp konuşuyor. Ama C.Bşk.’nın ki bir başka. Karizmatik. “Ya Allah.. Bismillah...” deyip girişince, “Bay Kemal”le, “hepsi terörist”le, “millet değil illet”le “eksi 5” puanı “+5”e döndürür Alimallah!..

O tok sesiyle konuşmaya başladı mı, inanmayanı inandırır, destek olmayanı desteklettirir.

Ardahan’la Artvin’de dediklerine bakılsın.

31 Mart’ta sadece yerel seçimler değil, “Aynı zamanda çok kritik bir tercih yapılacağını” söylüyor. Yani “beka” meselesini başka türlü dile getiriyor: “Ya son 17 yıldır olduğu gibi ‘istikrar sürsün Türkiye büyüsün’ diyeceğiz ya da ülkemizin önünde belirsizliklere kapı aralayacağız.”

Hangisini tercih edelim? Ama önce bir küçük düzeltme gerek. Tıpkı Sivas’ta 1974’te çoktan kurulmuş üniversiteyi kendisinin kurduğunu söylediği gibi, Sn. C.Bşk., en azından son bir yıldır Türkiye’nin büyümediğini ama küçüldüğünü unutmuş görünüyor.

16 yılın büyümesi de öyle bir matah büyüme değil. Garip gurebası, yani yoksuluyla büyümedi Türkiye. Tersine işçinin, memurun, küçük esnafın, köylünün, özetle halkın gelirleriyle filesinin küçüldüğü bir “büyüme” yaşandı. Sadece yollarla köprüleri, tünellerle havaalanlarını yapan müteahhitlerle onlara kredi veren bankalar büyüdü. Bir de vurguncularla faizciler.

Alın işte, bakın Türkiye’nin en zengini kim? Koç ve Ülker bile değil, ama Saray’ın müteahhidi. Röndesans Holdingin Sahibi Erman Ilıcak.

İşçi Mehmet ve Çiftçi Hasan peki? Onlar ay sonunu eskisinden de zor getirir oldular. Hele patlıcanla soğanın yenmez olmasından sonra doğru dürüst bir şey yiyemiyorlar. Ne kendileri ne çoluk çocukları. Öyle değil diyen beri gelsin de şu iş için girilen kuyruklara bir baksın! Sn. C. Bşk., TOBB ile birlikte, yıl sonuna 2.5 milyon kişiye iş bulacakmış, öyle dedi. Bir de dedi ki, “İşsizliği dillerine doladılar!” Nasıl dolanmasın? İşsiz nasıl yüreği güm güm atarak kuranın kendisine çıkıp çıkmayacağını izlemesin? TKİ, Zonguldak’ta bin kişi alacak, 35 bin kişi başvuruyor.

Ve tanzim sırasına girenlerin “varlık kuyruğu”nda olduklarını dese bile, patlıcanla patatesin, işsizlikle birlikte AKP oylarına ettiğinin farkında olan Sn. C.Bşk., “Eğer fiyatlar yerine gelirse sahadan çekiliriz, yoksa daha farklı adımlar atacağız” dedi bir de Ardahan’da. Özelleştirmeyi savunur ve yapardı Sn. C.Bşk., ama anlaşılan şimdi “devletçilik”e merak sarıyor! Devlet patlıcan satmalarda! Çünkü becerilemedi, ekonomi yönetilemedi. Piyasaya bırakılsa AKP oyları sıfırlanacak! Bundan olmalı; Sn. C.Bşk., “sömürücülere bu ülkede hayat hakkı tanımayacağız” bile dedi.

AKP oylarını, yani iktidarını zora sokmaya geldi mi, Sn. C.Bşk. “sömürücüleri” bile “terörist” sayacak bu gidişle. Oysa kim bilmez, Sn. C.Bşk. tüccarı över, tüccarı sever, faizciye laf etse bile, onlara da ciddi kazandırmıştır. Cümle kapitaliste de öyle. Fabrikaları sattıkları hep kapitalistlerdir. Vergi kolaylıklarıyla teşviklerden yararlandırdıkları da. O, bütün ihaleleri kapmış olan sevgili müteahhitler, Cengizler, Kalyonlar, Kolinler, Çeçenler... Onlara neler neler sağlanmıştır. Tünellerle köprülerden geçilsin geçilmesin, hazine garantili geçiş paraları örneğin. Peki “sömürücü” kim? Faizciler, müteahhitler, bankacılar, vurguncular değilse kim sömürücü? Hani kendi sömürücüleriyle hesaplaşmak için greve çıkan işçilerin grevleri yasaklanırken sevilen kim? Sömürücü kim peki? İşçileri ve halkı sömürenler, en başta tekelci patronlardır. En zengini de Saray’ın müteahhidi.

Ve asıl önemlisi: İstikrar! 17 yıldır istikrar varmış! Sürsün müymüş belirsizliklere kapı mı aralansınmış? Hani, o “hepimizin gemisi” gibi! Bize işsizliğin, müteahhit Ilıcak Bey’e 3.8 milyar doların düştüğü o “gemi”! İstikrar da o hesap. İstikrar, patronların, sömürücülerin istikrarı, onların düzeninin şirazesi! Zaten kaymış durumda. Ne istikrarı? Doların yüzde 100’e yakın fırlayıp sonra biraz düştüğü istikrar mı? Milyonların başını sokacak evi yokken konutların satılamayıp boş kaldığı, patlıcanla patatese bile hasret kalınan istikrar mı? Milyonlarca işsizin işinin kuraya kaldığı istikrar mı? Bırakın bozulsun!

Haydi bakalım, kim ikna edecek işçiyle işsizi, köylüyle esnafı?