"Cumhur İttifakına oy yok" demek için...
Yarın seçim var!
24 Haziran’daki erken seçim kararının, 20 Nisan 2018’de alındığı dikkate alındığında, tam bir yıldır bulunduğumuz, “seçim sathı maili”nde olma halinin sonuna gelmiş bulunuyoruz.
Aslına bakılırsa, 16 Nisan 2017’deki “referandum”la birlikte düşünüldüğünde, iki yılı aşkın bir zamandan beri seçim sathı mailindeyiz.
Bu iki yıl içinde yapılan her seçim, bir öncekinden daha kötü, daha gayriadil, daha antidemokratik geçti.
Ama yarın yapılacak olan seçim sürecinde yaşananlar, öncekileri fersah fersah geride bıraktı.
CUMHUR İTTİFAKININ HAYALİ: SEÇİM OLSUN AMA HEP BİZ KAZANALIM!
Şöyle ki;
■ Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak, hiçbir yasağa tabii olmadan, devletin ve yerel yönetimlerin bütün imkanlarını kullandı.
■ Seçilmemiş, Cumhurbaşkanı tarafından atanmış, en fazla “devletin bir bürokratı” olan bakanlar da Cumhurbaşkanı gibi ellerindeki imkanları Cumhur İttifakı lehinde kullandılar, seçim meydanlarında muhalefeti topa tuttular, tehdit ettiler!
■ Cumhur İttifakı partilerine yerel idarenin bütün imkanları seferber edildi.
■ Görsel ve yazılı medyanın yüzde 90’ından fazlasının bağlandığı“havuz medyası” bütün imkanlarıyla, istihbaratla iş birliği içinde bir kara propaganda makinesi olarak kullanıldı.
■ Muhalefetin hemen tamamı, “terör örgütü uzantısı”, “terör örgütleriyle irtibatlı” gösterilerek itibarsızlaştırılmak istenirken, faaliyetleri de provoke edilmeye çalışıldı.
■ Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı başta olmak üzere, Erdoğan-Bahçeli propagandası, seçimi kazanamadıkları belediyelere merkezi bütçeden sağlanan desteğin verilmeyeceğini açıkça ilan ettiler.
■ Listelerde yer alan adaylardan “Mahzurlu görülenlerin seçilseler bile görevden alınacağı” ilan edildi. Böylece seçimin sonuçlarını “oy”un değil kendilerinin belirleyeceği propagandası yaptılar.
Kısacası Cumhur İttifakı diyor ki; seçimler olsun (Hiç olmazsa şimdilik) ama hep biz kazanalım. Aksi halde ülkede beka sorunu çıkar!
EN KÖTÜ KOŞULLARDA YAPILAN SEÇİM
Toplam açısından bakıldığında, şunu söyleyebiliriz ki, bu seçim, Türkiye tarihindeki; en adil olmayan, en hak-hukuk tanımayan, sandık güvenliği bakımından en güvensiz seçimdir. Dahası iktidarı elinde bulunduran Erdoğan yönetimi ve Erdoğan-Bahçeli İttifakı, seçim güvenliğinin olmadığı imajını güçlendirecek biçimde bir kampanya yürütürken, eğer kendi aleyhlerine bir sonuç ortaya çıkarsa seçim sonuçlarını kabul etmeyeceklerini de önceden ilan etmişlerdir.
Kısacası yarınki seçim, Türkiye’nin seçimler tarihinin, “adil bir seçim”in kriterleri bakımından “en kötü koşullarda” yapılan seçimidir.
Elbette ki, halkın, son yıllarda yaşadıklarından öğrendikleriyle, yarın yapılacak seçimi; “iktidara bir ders”, bir “hesap sorma” olarak değerlendireceği anlaşılmaktadır.
HALK "CUMHUR İTTİFAKINA OY YOK" DEMEK İÇİN SANDIĞA GİDECEK
Ve elbette ki işçiler, emekçiler;
■ Kendilerine, “Şeyin trene baktığı gibi bakıyorlar” diyenlere ve partilerine,
■ 17 yıllık iktidarı boyunca 200 bin işçinin 16 grevini yasaklayanlara, “OHAL’i grevleri bastırmak için uzatıyoruz” diyecek kadar pervasız emek düşmanlığı yapanlara,
■ Krizi, patronlar için bir fırsata dönüştürürken, yükünü işçilere fatura edecek ekonomik politikaların yapıcıları ve savunucularına,
■ Türkiye’nin demokratikleşmesinin kazanımlarını tasfiye edip, özgürlükleri savunmayı terörizmle eş tutanlara, ülkeyi bir gazeteciler ve siyasetçiler hapishanesine dönüştürenlere,
■ Bölgede halkların kardeşleşmesi, emperyalist-gerici sultadan kurtulması için değil, paylaşım kavgasına oturanlara,
■ Din ve milliyetçilik istismarcılığı yapanlara, “beka sorunu” uydurmasıyla halkın kafasını karıştırmayı baş politika edinenlere,
■ “Tek parti tek adam rejimi”nin inşacılarına,
■ Kendine oy vermeyenleri “beka düşmanı”, “terör iş birlikçisi” ilan edenlere,
■ "Ya bizim istediğimiz kişileri seçersiniz ya da onları görevden alırız”, “Bizim adamlarımızı seçmezseniz merkezi bütçeden pay alamazsınız” diyerek halkı tehdit edenlere,
■ Bu amaçlarını gerçekleştirmek için kendilerini “Cumhur İttifakı olarak adlandırıp, dışlarındaki herkesi; “terör iş birlikçisi”, “bölücü”, “vatan haini”, “casus” ilan edenlere oy vermeyecektir.
Bütün baskılara, yıldırma ve sindirme girişimlerine karşın halkın çok önemli bir bölümü, oyunu, kendi düşündükleri doğrultusunda kullanacaktır. Çünkü Cumhur İttifakının, seçim kampanyası için oluşturduğu iklim, halk için bu seçimi, iktidara bir “Ders verme”, bir “Hesap sorma” seçimine dönüştürmüştür.
Bu dersin “derecesini” de yarın sandıklar açıldıktan sonra göreceğiz.
Evrensel'i Takip Et