Halk, iradesini tanımayanları cezalandırdı

Yakın tarihin en tartışmalı seçimi olan İBB Başkanlığı seçimi dün yapıldı.

Seçimin kazananı İstanbul ve Türkiye’nin halkları, elbette ki Ekrem İmamoğlu oldu!

Seçimin sandığa yansıyan sonuçları Binali Yıldırım ve Cumhur İttifakı için trajiktir. İki aday arasındaki fark, İmamoğlu lehine yüzde 9’u bulurken, bu farkın oy karşılığı ise 820 binden fazla olmuştur. Dahası AKP’nin kadim oy yığını merkezleri olan ilçelerde Cumhur İttifakı ağır kayba uğramıştır. 

Halkın iradesini tanımamak için;
“Hiçbir şey olmadıysa bile bir şeyler oldu” diyenler,
Bu iddiayı YSK kararına dönüştürenler,
Hak, hukuk tanımayarak, devletin bütün olanaklarını seferber edenler,
Halkın aklıyla, zekasıyla, vicdanıyla alay edenler,
Seçilmiş kişileri, “Seçilseler bile mazbata verdirmeyebiliriz”e varan tehditler yapanlar,
Belediyeleri kayyumla yönetmeyi alışkanlık haline getirenler,
Halkın cesaretini kırmak için Diyaneti, tarikatları, cemaatleri, aşiret reislerini, şeyhleri, paramiliter güçleri devreye sokmaktan çekinmeyenler,
İstanbul’un “Bizans olmasına izin vermeyeceğiz” diyerek, ırkçılık ve şovenizm kışkırtıcılığı yapanlar,
Kürt halkını taleplerini istismar edenler ve Kürt güçleri içinde bölünme yaratmaya oynayanlar,
Milliyetçilik ve din istismarcılığında sınır tanımayanlar,
Devletin bütün imkanlarını seferber ederek, halk iradesini kırmak isteyenler,
“Oylarımız çalındı” diyerek 13-14 bin farkı “önemsiz” görerek, YSK’yi baskılayarak “seçimi tekrarlatanlar”, çok ağır bir yenilgiye uğramışlardır. Çünkü aradaki fark, “açık ara önde” değil “tarihsel bir fark”tır!

Seçimin “tekrarlanma” sürecinde oluşturan baskılar, ortaya atılan iddialar seçim süreci boyunca yapılan hak-hukuk tanımazlık, tehdit, şantaj, kara propaganda yöntemlerinin devreye sokulmasındaki pervasızlıklar dikkate alındığında halkın sandığa yansıyan iradesi, bir seçimin sonucundan öte “bir cezalandırma”dır.

Binali Yıldırım, daha YSK seçim sonuçları üstündeki yasağı kaldırmadan kameralar karşısına geçerek İmamoğlu’nu tebrik ederek, olgunluk göstermiştir.

Erdoğan Binali Yıldırım’ın bu tutumuna ne der bu yazı yazıldığında henüz bir tavır açıklamamıştı. Ama Bahçeli, bilinen tehditlerini de yineleyerek yaptığı açıklamada, seçimin sonuçlarına açıkça itiraz etmese de oluşan durumu hazmetmeyeceğini göstermiştir.

Ama, şu da bir gerçek ki, AKP gerek belediye meclisini ve ilçe belediyelerindeki mevzilerini gerekse merkezi yönetimin yasal ve yasal olmayan elindeki her imkanı kullanacaktır.

Seçim İstanbul’da yapılmıştır ama aslında tüm Türkiye’nin seçimidir.

Ve sonuçları da 24 Haziran seçiminin sonuçlarını, 16 Nisan Referandumunu tartışılır hale getirirken, AKP ve MHP içindeki fay hatlarını harekete geçirecek mahiyettedir.

Sorunun bu yanlarına yarın ve sonrasında değineceğiz.