‘Edepsizler’e katılıyorum, Arınç’ın maaşını ‘kıymetlileri’ ödesin!

Cumhurbaşkanı tarafından kurulan Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Bülent Arınç, Haber Türk’te çıktığı programda, YİK üyesi olarak alacağı maaşa yönelik tepkilerin sorulması üzerine esti gürledi.

"Benim ne alacağımı ben düşünmüyorum ki, bazı edepsizler bunun üzerine yorum yapsınlar. Milletvekili ne kadar alıyor, emeklisi ne kadar maaş alıyor seni ne ilgilendiriyor kardeşim?...Bu benim hem insani bir görevimdir hem de İslami bir görevimdir. Ben onlar için kıymetli bir insanım onlar da benim için kıymetli insanlardır " diyen Arınç, bir yüzünü daha ortaya koydu.

“Bugüne kadar pek bilinmeyen bu YİK üyeliği de nedir?​” diye sorarsanız, size verilecek resmi yanıt; “TBMM Başkanlığı, başbakanlık yapmış ve devlete hizmet etmiş kişilerin bilgi ve birikimlerinden yararlanabilmek için oluşturulan bir ‘akil insanlar’ kuruludur” biçimindedir.

Yani, Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuda tereddüte düşüğünde ya da bir karar oluştururken bu seçkin ‘akil’lerin akıllarından yararlanacakmış!

13 BİN TL MAAŞ AZ BULUNDU 18 BİN’E ÇIKARILDI!

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kurula Bülent Arınç, Köksal Toptan, Cemil Çiçek (*), Mehmet Ali Şahin gibi Erdoğan’ın, AKP’de bir yere koyamadığı, ama adları da yeni kurulacak Gül-Babacan ya da Davutoğlu’nun kuracağı söylenen partilerle de anılan, AKP’nin eski ağır toplarını atadı. Bir de Özal’ın başbakan yaptığı Yıldırım Akbulut bu YİK üyeleri içinde!

YİK’e atananların 13 bin TL olan maaşları da, 18 bin TL’ye çıkarıldı; kendilerine de Saray’da bir oda ve sekreter tahsis edildi! (Haber ilk olarak Sözcü’de çıktı) 

Tabii böyle kritik bir dönemde, bu kişilerin böyle toplu olarak YİK üyeliğine atanmaları ve yüksek maaş bağlanması kamuoyunda tartışılmalarını da birlikte getirdi.

YİK atamaları ve onların yüksek maaşlarının;

Yerel seçim sürecinde “israfın”, özel kişilere “yüksek maaşların”, “bankamatik görevlileri”nin, “yandaşlara kıyağın” tartışıldığı, Asgari ücretin 2020 lira olduğu,Milyonlarca emeklinin 1000-2000 TL gibi açılık sınırın altında bir maaşa mahkum edildiği ve bu emeklilerin temmuz zammının sadece yüzde 5-6 olacağının konuşulduğu,Hükümetin krizin etkilerini azaltılması için herkese “tasarruf”, “daha az ücret daha çok çalışma” önerdiği,Gençlerin yüzde 25’nin işsizler ordusunun istikrarlı fertleri olduğu,...bir dönemde 70’ini aşmış, çoktan ununu eleyip eleğini asmış bu eski politikacıların böyle kitle halinde, yüksek maaşlarla YİK üyesi yapılması elbette ki vatandaşların gözüne israfın, devletin imkanlarının yandaşlara peşkeş çekilmesini, har vurup harman savurmanın bir nişanesi olarak vatandaşın tepkisin çekmektedir. Çekmelidir de!

KİME NE MAAŞ VERİLDİĞİ EN ÇOK VATANDAŞI İLGİLENDİRİR

Şimdi Bülent Arınç; "Benim ne alacağımı ben düşünmüyorum ki, bazı edepsizler bunun üzerine yorum yapsınlar. Milletvekili ne kadar alıyor, emeklisi ne kadar maaş alıyor seni ne ilgilendiriyor kardeşim?" diyor.

Oysa bu durum, 82 milyon TC vatandaşını yakından ilgilendirir.

Çünkü bu kişilere ödenen yüksek maaş ve kendilerine tahsis edilen sekreter, oda vb. masraflar, kendisini bu göreve atayan değil, bu ülkenin üçte ikisi yoksulluk sınırının altında yaşayan vatandaşlarının cebinden çıkmaktadır. Dahası ülkenin nasıl yönetildiği, hangi mekanizmalara kimlerin atandığı, bunların ne kadar maaş aldığı, nasıl yaşadığı, onların kendilerine sunulan imkanları, verilen maaşı hak edip etmediğini sorgulamak, bu ülkenin her vatandaşının hem hakkı hem de görevidir.

Bülent Arınç Bey diyor ki; “Ben onlar için kıymetli bir insanım onlar da benim için kıymetli insanlardır” derken gerçeği söylüyorsa, bunun karşılığı Arınç’ın devlet kasasından maaşa bağlanması değildir. Böyle bir “kıymetliliğin” karşılığı, kedisini “kıymetli” görenlerin maaşını ceplerinden ödeyerek, yanlarında taşımasıdır!

Ancak politikayı yakından izleyenler bu “kıymetlilik” konusunun da çok tartışmalı olduğunu bilmektedirler.

Çünkü Erdoğan başbakan, Arınç da başbakan yardımcısıyken onun görüşlerini pek, hatta hiç önemsemediği de kamuoyuna yansımıştı. Örneğin Arınç’ın başbakan yardımcısı olarak kedisine bağlı TRT’ye bir röportaj vermesinin bile Erdoğan tarafından yasaklandığı kendi itirafıdır. Bu yüzden YİK üyeliğine getirilmesi, kendine verilen “kıymet”ten olduğunu söylemesi, beyefendinin “özgül ağırlığı” olduğuna fazlasıyla inanıyor olmasıyla ilgili olmalıdır.

Böylece bu satırların yazarı da, YİK üyelerine 18 bin TL maaş, özel oda ve özel sekreter verilmesine tepki gösteren “edepsizler”e katılmış oluyor. 

 (*) Cemil Çiçek YİK üyeliğini kabul etmiş ama alacağı maaşı bağışlayacağını açıklamış!