"Topal ördek" meselesi

Kirvem,

Malum olduğu üzere demokratik ülkelerde “halkın iradesi” veya amiyane deyimiyle “borusu” her alanda öterken, bu iradeye şu veya bu nedenlerle çelme takan, taş koyan, engelleyen, daha da doğrusu buna tevessül edenler eninde sonunda yenilip duvara tosladılar ya da tosluyorlar...

Kıbleleri demokrasiden yana olan toplumlarda oyunun kuralları önceden belirlendiği için bu kuralların değişmesi, değiştirilmesi, restorasyonu sadece halkın iradesi ya da onun gücü sayesinde mümkünken, buna rağmen maç esnasında mızıkçılık edip kimi kuralları değiştirmeye kalkışanlar, hele hele bunu da bilek gücüne dayanarak, hileli hurdalı yollara başvurarak, çeşitli kılıflar altında dayatmaya yeltenince, o zaman da dananın kuyruğu ister istemez koparken, bu arada kabak demokrasinin başına patlıyor...

Aslında demokrasi kavramının gerçek anlamıyla  yürürlükte olduğu diyarlarda halkın iradesini temsil eden “vekil”lerin performanslarını bu kez de “hakem” kimliğiyle izleyen bilumum yurttaşlar, bu oyuncuların milletin yüce meclisinde tıpkı su, ayran, şerbet misali lıkır lıkır içtikleri yemine ne denli sadık kaldıklarını kendi kara kaplı defterlerine sadece not etmekle yetinmeyip, aynı zamanda da bir dahaki seçime kadar bu kadroları tekrar seçip veya tam aksine sarı ya da kırmızı kart gösterip göstermeyecekleri de şimdilik meçhul...

Demokrasi kavramının kelimenin tam anlamıyla yürürlükte olduğu toplumlarda; işler, genellikle rayında giderken, öte yandan hesapça demokrasi kervanına katıldıkları halde, bu konuda yaya kalanlar, ortalıkta birer “topal ördek” misali yalpalayıp dururken, buna mukabil bizim Misakımilli sahalarındaki demokrasi karnemizin hali, ahvali de ne yazık ki hepten muamma!

Memleket sathında neredeyse hemen her konuda “tek seçici” kimliğiyle volta atan iktidar cenahının söylemlerine göre, ülkemizin demokrasi kulvarındaki gidişatı düşman çatlatacak boyutlarda yoluna doludizgin devam ederken, öteden beri “hayırlara vesile” olan bu gidişatın ne denli başarılı olduğunu bir türlü göremeyen muhalefetteki kadroların tümü kesinlikle miyop!

İktidarın kendince zemzem gibi berrak, süt misali “ak” diyerek pazarladığı icraatlarına karşılık, muhalefet safında yerlerini alanların dediklerine kulak kabartılınca; anlaşılan o ki, zırt pırt birlik ve bütünlükten yana bıkıp usanmadan çay demleyen bu “düşman kardeşler”in çaldıkları saz ile tutturdukları türkülerin havaları evlere şenlik!

Ancak... Elazığ ve Malatya’daki deprem, hemen akabinde Van’daki çığ felaketi, üstüne üstlük bir de Sabiha Gökçen’deki uçak kazasının aynı zamanda ülkemizin ufkunda patlak vermesi, şenlik menlik bir yana, tam aksine kanayan yaramıza tuz bastı Kirvem!