31 Mart 2020 00:54

Yasak mı… Bilim ve kamulaştırma mı?

Fahrettin Koca (ortada)

Fotoğraf: AA

Paylaş

Önce gripten senede 250 bin kişi ölüyor dendi, küçümsendi. Başta İngiltere ve Hollanda ve tüm övünmelere rağmen Türkiye, “çözümü” sürü bağışıklılığına terk etti. Ölen ölecek, bağışıklık kazanıp sağ kalanlarla kalacaktı.

Olmadığı görüldü. İngiltere Prensi, Başbakanı, Sağlık Bakanı, Fransa’da en az üç kabine üyesi, Kanada Başbakan eşi de… hastalanıp sonu kötü görününce cayıldı.

İlk iş, sözde virüsle mücadele paketleri açıklandı: Uçak biletlerinde KDV oranları indirildi, ev alımlarında faizler düşürüldü! Ciddi önlemlerin tümü büyük tekeller için. ABD’de geniş bütçeyle 6 Trilyon dolar, İngiltere’de 330 milyar pound, Fransa 300 milyar avro… Övünmeye gelince büyük denen Türkiye tekellerine bile ancak 20 milyar TL ayırabildi.

Türkiye’de, propagandaya ve sosyal medyanın desteksiz haberlerine kanıp başka ülkelerde işçiler ve yoksulların paraya boğulduğu sanılıyor. Öyle bir şey yok! İşçi her yerde işçi. Tekellerle devletleri işçi ve yoksullara hiçbir yerde değer vermiyor. Yalnızca ölmeyip kendileri için çalışacakları kadar… Hepsi o. İngiltere’de örneğin işçi ve emekçiler için 30 milyar ayrıldı. Ama hemen tümü bazılarını evden çalıştırdığı bazılarını da izne çıkardığı işçileri için yine patronlara verildi para. Onlar da yüzde 80’ini, vergilerini düştükten sonra işçilere dağıtacak! Bir de kiralar yine faiziyle ödenecek, ama sadece 3 ay ertelendi.

Ve sözde “Sokağa çıkmayın” deniyor, oysa bütün ülkelerde pazar sorunu olmayan üretim sürüyor. Fabrikalar işçi dolu. İşçiler çalıştırılıyor ve fabrikalarına toplu taşıma ile gidip geliyorlar. Sadece çok gerekli olan dışında üretimi durduran İtalya hariç!

İngiltere’de Johnson’un durmadan tekrarladığı slogan “Evde kalın, NHS’yi koruyun, hayatları kurtarın”! NHS, İngiliz sağlık sisteminin adı. Ne var ki, tıpkı Türkiye’de olduğu gibi, İngiltere’de de eskiden herkese parasız olan kamusal sağlık sistemini, kapitalistler ve hükümetleri çökertti. Bütün ülkelerde özel hastanelerden geçilmiyor, sağlığa, hastanelerle sağlıkçılara ayrılan bütçe sürekli kesildi. Sanki başkasının suçuymuş gibi, şimdi hastane yetersizliğinden söz ediliyor! Üstelik hemen hiçbir ülkede henüz sağlık personeline koruyucu ekipman dağıtılmadı. Test kiti bile yeni üretilmeye çalışılıyor. Tamamen paralı olan ABD sağlık sistemi ise tam içler açısı.

Peki, kapitalizmin sürekliliği ön planda tutularak tekelci sermayeye korona fırsatıyla yeni kaynak aktarılır ve işçilerle yoksullar Allah’a havale edilirken, başka hangi önlemler düşünülüyor?

Egemenliği elinde tutan tekeller ve burjuva devletlerinin aklına kârlı oldukça üretimi durdurup işçileri eve yollayarak korumak gelmiyor. Belirleyici olan kâr! Kapitalist çark, işçilerin sırtından artı-değer elde etmek için dönüyor çünkü.

Ancak aralarında liberal ve reformist solcular da bulunan aklıevveller yok değil. “Evde kalın” çağrılarıyla yetinmiyor, yurttaşların ikna edilmesi için çaba harcamak akıllarına gelmiyor. Kendileri zaten tamamen evlerine kapanmış durumdalar ve devletin sokağa çıkma yasağı ilan etmesini talep ediyorlar. Doğrudan tek adam yönetiminin güçlendirilmesini istemiyorlar iyi ki! Dolaylı istiyorlar. Sadece Türkiye’de değil, birçok ülkede böyleleri var ve bunu “insaniyet namına” gündeme getiriyorlar!

Sanki sağlık sistemini çökerterek hastaneleri işlevsiz kılan onlar değilmiş gibi. Sanki her sıkıyönetim ve OHAL’in ilk önlemi sokağa çıkma yasağı olmamış ve zulümleri bilinmiyormuş  gibi. Sanki, sermayeden başkasını desteklemek akıllarına geliyormuş gibi. “Kediye ciğer emanet etmek” türünden bir talep!

Oysa gerekli olanlar; işçi-emekçi ailelerine temel ihtiyaç maddelerinin karşılıksız sağlanması, zorunlu maddeler üretmeyen işletmeler kapatılarak işçilere ücretlerinin devletçe ödenmesi, özel sağlık kurumlarının ödemesiz kamulaştırılarak halkın hizmetine verilmesi, sağlıkçılara gerekli ve koruyucu ekipmanın sağlanması, işçi, emekçi, genç ve küçük üreticilerin kredi borçlarının iptal edilmesi türünden taleplerdir. Personel giderleri ve donanımları için gereksiz ve çok harcama yapılan devlet “güvenlik” ve “yatıştırma” görevlileri, evden çıkamayanlara karşılıksız hizmet etmeye sevk edilmelidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa