04 Nisan 2020 23:49

Kampanya değil, karantina önemli

Ekran görüntüsü "Biz Varız Ama Sensiz Olmaz" isimli reklam filminden alınmıştır.

Paylaş

Yalnız 39 saniyede kaç çocuk hakkı çiğnenebilir? Bu kadar kısa süre içerisinde kaç yanlış yapılabilir? Çocukları kullanmaktan ne zaman vazgeçecekler? Çocuk haklarını ciddiye alanlar geçen hafta bu soruları soruyordu. “Biz Varız Ama Sensiz Olmaz” başlığı ile dolaşıma sokulan ve 2 Nisan Perşembe günü internete yerleştirilen 39 saniyelik profesyonel reklam filminde, rejimin çocuklara yaklaşımı gözler önüne seriliyor.

Çocuklar birer birer ekrana çıkıyor ve büyüklerin belirlemiş olduğu sözleri söylüyorlar. Arkada büyüklerin seçmiş olduğu, duyguları devreye sokacak müzik çalıyor. Çocuklar replikleri tek tek seslendiriyor: “Başkaları üşürken ben ısınamam” gibi. Sonra içlerinden biri, belki de en küçükleri, “Biz Varız Ama Sensiz Olmaz” diyor. Bitmeye yakın, duyguların tam doruğa çıkarıldığı noktada, propaganda sloganı geliyor: “Biz bize yeteriz Türkiyem.”

“Yeni Türkiye” hep böyle: Çocuklar ancak birer figüran. Ancak büyüklerin kurduğu düzenin figüranları olabiliyorlar. Büyüklerin, büyüklerin başına geçmiş daha büyük, en büyük kişinin başlattığı kampanyada onlara düşen rol yine figüranlık. Kitleleri yola getirmek için kullanılan, duygusal etkisi yüksek figüranlar. Hem de bedavaya çalışıyorlar.

Başka reklam filmleri de var. “Yürekler Birleşince Yükler Hafifler!” başlıklı olan, “Bizim birbirimizden başka dostumuz, birbirimizden başka sırtımızı yaslayacak hiç kimsemiz yoktur. Türkiye’nin en büyük gücü birliğidir, beraberliğidir, kardeşliğidir. Çünkü biz Türkiye’yiz, çünkü biz Türk milletiyiz. Biz bize yeteriz Türkiyem” diye sunuluyor.

Salgın bittiğinde, “Ovalarda tren sesi yükselecek” gibi dahiyane vurgularla dolu filmde, 40 saniye sonrasında “Bayram sabahında kucaklaşmak” vurgusuyla cami beliriyor. Sonra bol türban var. Çocukların oynatıldığı filmde türban olmaması ise rastlantısal değil. Kampanyanın olabildiğince geniş bir kitleye hitap edebilmesi için erken yaştan türban takmaya zorlanan kız çocuklarından uzak durulmuş.

Çocukların yararını hiç önemsemeyen rejim, salgın zamanında da bu tutumu sürdürüyor. Oysa, salgın zamanında da en başta çocukların yararını düşünmek gerekir. Madem rejim yapmıyor, iş yine biz çocukları ciddiye alanlara kalıyor.

Dikkat edilmesi gereken birkaç noktayı hemen düşünelim. Karantina çocuklar için çok sıkıcı, rahatsız edici olabildiği gibi kimi zaman ürkütücü ve korkutucu da olabilir. Bu dönemde çocukları iyi dinlemek ve anlayışlı olmak gerekir.

Günlük düzen tutturmak işe yarar. Uyku düzeninin bozulmaması gibi yemek saatlerinin de çok değişmemesine dikkat etmek gerekir. Günlük akışın düzenli olması çocukların kendilerini güvende hissetmeleri yanında, var olan olağan dışı gidişattan daha az etkilenmelerine yardımcı olur.

Oyun ve etkinlikleri içeride de sürdürmek çocukların hem olağan etkinliklerden çok uzak kalmamalarını, hem de yeni oyun ve etkinlikler yaratabilmelerine olanak sağlar. Unutulmamalıdır ki, oyunlar ille de başkalarından, televizyondan veya internetten gelmek zorunda değildir. Teknolojik oyunlar bedeni çalıştırmadıkları için hareket etme gereksinimini karşılamazlar. Basit ve eğlenceli, zıplamalı ev yapımı oyunların tam zamanı!

Çocukların televizyon ve internette aşırı zaman geçirmemesi için öncelikle evdeki diğer bireylerin de buna dikkat ediyor olması gerekir. Aşırı teknolojiden kaçınmak için kolay bir yol, günlük işleri birlikte yapmak veya iş bölümüne gitmektir. Bulaşıkları yıkamak, sofrayı kurmak veya kaldırmak, havuç soymak gibi birçok iş buna uygundur. Hiç alışık olmadıkları bazı işler çocuklar için başta zor gelebilir; işler daha fazla zaman gerektirebilir. Eve kapanma ile zaman bollaştığı için bu hiç sorun değildir. Birlikte iş yapmak, hem birlikte öğrenmek, hem de konuşmak ve dinlemek için olanak sağlar.

Çocuklar arkadaşlarını, öğretmenlerini ve yakın akrabaları özleyebilir, onlar için endişelenebilirler. Özlem veya endişe duyan çocuklara, okul çağındalarsa mektup yazmak, okula gitmiyorlarsa resim yapmak çok iyi gelecektir. Salgın ve etkilerine karşı sloganlar, küçük afişler üretmek, bunları pankartlara aktarmak da düşünülebilir. Daha yaşanılası bir dünya özlemini dillendirmek ve çoğaltmak için çok doğru bir zamandayız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa