Diyanet ve propaganda
Ekran görüntüsü, Diyanet Çocuk Dergisinin 10. sayfasından alınmıştır.
Geçen yıl açıklanan Diyanet İşleri Başkanlığı 2020 yılı bütçesi sekiz bakanlığı geride bırakacak denli büyüktü. Başkanlığın bütçesinde 2019’a göre 1.1 milyar TL artış öngörülmüştü. Diyanet bütçesi 2018’de 7.7 milyar TL, 2019’da 10.4 milyarken, 2020 yılında 11.5 milyar TL. Artış önümüzdeki yıllarda da sürecek: 2021 yılı için öngörülen ödenek 12.3 milyar, 2022 yılı için 13.1 milyar TL. Yani, Diyanete üç yıl için yaklaşık 37 milyar TL ödenek verilecek.
Hesaplamalar doğruysa, Diyanet 2020’de, 16 bakanlıktan sekizinin bütçesini geride bırakıyor. İçişleri Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, AB Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı geride bırakılanlar.
Diyanete neden bu kadar büyük bütçe sağlanıyor? Diyanet, neoliberal kapitalizm partisi AKP için ticaretten daha önemli olabilir mi? Polis devletinin merkezinde yer alan İçişleri Bakanlığı nasıl Diyanet ardında kalabilir? Bu vb. soruların hepsinin akılcı yanıtları var. Bu yanıtları verebilmek için, Diyanetin artık bir propaganda aygıtı işlevi gördüğünü kavramak gerekiyor.
Diyanet yakın dönemde, özellikle de temmuz 2016 sonrası, rejimin her stratejik adımının bir parçası. Minareler bile artık çok sık devreye sokuluyor. Rejimin yandaş medya ile kurduğu kuşatmayı daha da güçlendirmek için Diyanetin tüm Türkiye’yi saran ağı kullanılıyor.
Diyanetin diğer işlevi, ortalığı karıştırmak ve toplumu kutuplaştırma siyasetini alevlendirmek. Diyanet başkanının LGBTİQ+ bireyleri hedef göstermesi bunun bir örneği. Bu basit bir hedef gösterme değil. Demokratik oluşumların ve kuruluşların tepki vereceğini biliyor ve bu yolla onları hedef göstermeyi istiyorlar. Ankara Barosu hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açılması bunun bir örneği. Suç işleyen Diyanet ama soruşturma baroya açılıyor. Soruşturma, “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama” suçu iddiasıyla başlatılıyor. Adalet Bakanı boş durur mu! O da açıklama yapıyor: “Baronun ifade ettiği hususların, köklü bir hukuk kurumuna yakışmadığını düşünüyor, açıklamayı esefle kınıyorum.”
Diyanetin bir diğer işlevi, çocuklara yönelik propaganda. Diyanet Çocuk Dergisi bu amaçla üretiliyor; tüm Türkiye’ye dağıtılıyor ve PDF olarak web sitesinde bulunuyor. Dergide ısrarla ve üzeri örtülü olarak işlenen konulardan biri, kadınların örtünmesi. Dergide yer alan kadınlar, kendi evlerinde, kendi aileleri ile birlikteyken bile türbanlı olarak çiziliyorlar.
Derginin 52 sayfalık mayıs sayısına bir göz atmak yeterli. Örnekler kapaktan başlıyor. “Zehra’nın ilk orucu” başlıklı öyküde (s.8-9) Zehra annesi ile konuşuyor. Evdeler ama annenin başı örtülü. Bulunduğu her karede başında türban var.
Burçin ile Burhan karakterlerine ayrılmış olan bölümde (s.16-17), “Bayram sevinç günü; Rabbimizin ödülü” başlıklı öykü var. Çocuklar da, anne de bayram günü evdeler. Anne yine türbanlı. Bir diğer örnek, 22-23. sayfalardaki iftar sofrası. Beş kişilik aile iftar sofrasında. Anne ve baba masa başında, yan yana oturmuşlar. Annenin solunda bir bebek var. Anne kendi evinde, kendi ailesi yanında ama türbanlı.
Belki de en rahatsız edici örnek, arka kapakta (s.52). Çocuğunu kucağına almış, genç görünümlü bir anne figürü çizilmiş. Belli ki, evdeler. Anne yine türbanlı ve uzun bir giysi içinde. Oturuşu da “hanım hanımcık”.
Dergide kız çocukların bazıları örtülü, bazıları değil. Örneğin, 13. sayfada yağlı boya resim yapan, yaşı pek belli olmayan bir figür var. Tek başına resim yapıyor olmasına karşın, türbanlı olarak çizilmiş.
Diyanet Çocuk Dergisi, tıpkı İran’da vb. ülkelerde yayımlanan propaganda dergileri gibi, kadınları yaş, mekan, zamandan bağımsız olarak, rejim ideolojisi nasıl gerektiriyorsa, tam da öyle sunuyor. Amaç, kadınların örtünmesi gerektiğini bir öğreti olarak belletmek. Başörtüsü bile yok, hep türban var. Öğreti dayatmacı olduğu için, “mahrem-namahrem” ayrımı da yok. Diyanet artık bir propaganda kuruluşu. Düzeleceği de yok. Bütçe artışları da bunun habercisi.
- Neden unutturmak istiyorlar? 22 Aralık 2024 04:15
- Çocuk çocuktur! 08 Aralık 2024 04:29
- Soul Behar Tsalik: Gazze’den çıkın! 01 Aralık 2024 04:30
- Profesör Saibaba ardından 17 Kasım 2024 04:01
- Irkçılığa karşı zırh gerek 03 Kasım 2024 04:03
- Almanya, militarizm ve okullar 20 Ekim 2024 04:15
- Nihon Hidankyo kuruluş bildirgesi 13 Ekim 2024 04:15
- Yuval: Soykırıma ortak olmam 29 Eylül 2024 04:54
- Ordunun kıskacındaki gençler 15 Eylül 2024 04:08
- Nükleer felaket önlenebilir 08 Eylül 2024 04:27
- Nükleer kuyu 01 Eylül 2024 04:25
- Oryan Mueller de reddediyor 25 Ağustos 2024 04:40