Talimatla açılıp kapanan psikoloji veya üniversite: İrade kimin iradesi
Fotoğraf: Twenty20
Korona veya açıköğretim psikoloji meselesi, görünüşte birbirinden çok farklı gibi duran aslında aynı anlayışın gerçekleşmesi veya yansımasını temsil eden süreçler. Konular farklı ancak konuya yaklaşım ortaklaşıyor.
Eğer ilke genel değilse veya uyulmayacaksa ilke olmaktan çıkar. Geriye ilkesizlik mi, akılsızlık mı, hinlik cinlik mi kalır, orası çeşitli şekillerde yorumlanabilir.
Bu yıl Ankara Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi açıköğretim programlarına psikoloji programı da eklenmişti, piyasa şartlarında kolay müşteri bulan programlar olacağından YÖK ve ilgili üniversiteler için çok kârlı programlar olacaktı, müşterisi şimdilik hazır programlardı, biri 500 diğeri 700 kontenjan vermişti. Sadece bununla da sınırlı kalmayacak ikinci üniversite üzerinden belki de 10 binlerce öğrenci kaydolacaktı.
Ankara Üniversitesine öğretim elemanlarına açıköğretim programlarının açılıp açılmaması konusu her ne kadar bazı usulen kararlar alınsa da sorulmamıştı bile. Bir baktık ki Ankara Üniversitesi de açıköğretim fakültesi oluşturmuş. İstanbul Üniversitesinde bir süredir açıköğretim programları vardı. Erzurum Atatürk Üniversitesinde de açıköğretim fakültesi açıldı. Yani şu anda dört farklı üniversitede açıköğretim programları var. Daha da yaygınlaşacağa benziyor. Tüm bu programlar açılırken üniversitelerin bir yetki veya etkisi olmadı. Oy ve kâr beklentileri esası oluşturdu. Birileri talimat verdi, olmuş gibi oldu.
ANA SORUN PSİKOLOJİ PROGRAMI MI AÇIKÖĞRETİM Mİ? ÇOCUK GELİŞİMİ DOĞRU DA PSİKOLOJİ Mİ YANLIŞ?
Sorun psikoloji programları da açılınca ortaya çıktı. Ancak ana sorun psikoloji programının da açıköğretimde açılması mı yoksa açıköğretim programlarının kendisi mi, eğitim öğretimin niteliği mi?
Ankara Üniversitesinde açıköğretim programlarında toplam 1650 kontenjan var. Bunların ya hepsi yanlıştır veya çocuk gelişimi oluyorsa, sosyoloji oluyorsa, iş güvenliği oluyorsa psikoloji de olabilir.
8 BİN 670 KONTENJAN
Aynı şekilde İstanbul Üniversitesinde açıköğretim programlarında toplam 8 bin 670 kontenjan var. Eskişehir Anadolu, Erzurum Atatürk 10 binlerce lisans programı kontenjanı var. Bunların ya hepsi yanlıştır veya psikoloji de olabilir.
Eğer açıköğretim ön lisans ve lisans programları asgari üniversite eğitimine karşılık geliyorsa, o halde, psikolojinin de açılması, hem de bunca müşterisi veya talep varken uygun olur.
Eğer açıköğretim kalitesizse, ön lisans ve lisans programlarının taşıması gereken asgari bilimsel şartlarını karşılayamıyorsa, o halde tüm ilgili programların kapatılması gerekir, hepsi yanlıştır.
BAŞKANIN TAKDİRİ VE YÖK’E TALİMATI: AÇIKÖĞRETİM STANDARDI KARŞILAMIYOR
Neresinden bakılsa yanlış üstüne yanlışlar kümesi, daha doğrusu yanlış bir sisteminin yanlışlar zinciri.
Ana politikanız yanlışsa bunu strateji, strateji yanlışsa bunu taktik veya uygulama düzeltemez. YÖK baştan yanlış, üniversitelerin esamesi okunmuyor yanlış, üniversite camiasına rektör adaylarının adı bile açıklanmıyor, dedikodularla öğrenilmeye çalışılıyor, başkan takdir ediyor ve talimat veriyor, YÖK ve üniversiteler talimatları uyguluyor… yani neresinden baksanız hepsi yanlışlar manzumesi.
Mesele psikoloji, maliye, kamu yönetimi, çocuk gelişimi değil. Psikoloji Derneği ve meslektaşlarımız neden çocuk eğitiminin açık öğretimde olmayacağını yüksek sesle savunmadılar, neden iş sağlığı ve güvenliğinin uzaktan olamayacağını savunmadılar, neden ön lisans ve lisans programlarının 17-18 yaşında üniversite görmemiş gençlerimiz için uygun olmadığını savunmadılar.
İlkesizlik, sinmişlik, konformizm, biat kültürü… neresinden bakarsanız bakın yanlış.
AÇIKÖĞRETİM: ÇİFT DİPLOMA VE 25 YAŞ ÜSTÜ KİŞİLERLE SINIRLANMALI
Açıköğretim ancak yetişkin veya yaygın eğitim anlamında anlamlı olabilir. Yani çift diploma veya 25 yaş üstü nüfus için çok daha çeşitlendirilerek uygulanabilir. Psikoloji de pek çok program da yetişkin nüfusa veya çift diploma olarak ufuk açıcı, ülkenin insan kalitesini yükseltici olabilir.
Bu haliyle, birinci diploma olarak tüm programlar kapatılmalıdır.
İkinci üniversite olarak her program tasarlanabilir.
Talimatla olursa üniversite olmaz.
Talimat almayan üniversiteler dileğiyle.
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44
- Tarihleri, çağları, problemleri karıştırmak: Ahilik de işletme de amaç ve işleyiş olarak okul değil 23 Ağustos 2024 04:46
- YKS, eğitim ve şehirler: Üniversitede resesyon, şehirde resesyon ve göç 16 Ağustos 2024 04:15
- MEB’in fütüvvete ve ahiliğe dayalı meslek okulu ve MESEM anlayışı: Kızıl saçlılar, mavi gözlüler, benekliler, kadınlar giremez 09 Ağustos 2024 04:45