Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat
20 Ağustos 2020

Biden’dan sonra Trump da çare olmadı; yandaş propaganda sözün bittiği yerde!

Önceki gün havuz medyasının en büyükleri, Sabah ve Hürriyet, aynı haberi 1. sayfasından okurun gözüne sokacak büyüklükte gördüler. 

Hürriyet, “Erdoğan birinci sınıf satranç oyuncusu”, Sabah ise “Erdoğan dünya çapında bir satranç oyuncusu” olarak sundu haberi.

Haberin başlığını gören okur, Erdoğan’ın büyük bir satranç üstadı olduğunu sanıp, “Maşallah, maşallah Reis’in on parmağında on marifet” diye düşünmüş olmalı. 

Ama gerçek biraz daha farklıydı.

Çünkü Trump’un “Birinci sınıf satranç oyuncusu” sözü, gerçek bir satrançla ilgili değildi. Dahası bu sözü Trump, sadece Erdoğan için etmiyor, dünyanın birçok ülkesindeki cumhurbaşkanı ve başbakanlar için de ediyordu. 

Fox News TV’de yayımlanan bir programa telefonla katılan Trump, başkanlık yarışındaki rakibi Biden’i hedef alırken söylüyor bu sözleri.  

Biden’ın 78 yaşında olduğuna dikkat çekerek “Diğer dünya liderleri ile baş edemeyeceğini” söyleyen Trump, “Bu ülkelerin liderleri birinci sınıf satranç oyuncuları gibi, onlarla baş ediyorsunuz… Dünya liderleri beni arayıp, Erdoğan’la konuşabilir misin, diyorlar. Neden diye sorduğumda, bizi dinlemiyor, dinlediği tek kişi sensin, cevabını alıyorum. Ve bu doğru, onunla iyi anlaşıyoruz ve beni dinliyor” diyor!

TRUMP ERDOĞAN’I MI ÖVDÜ, KENDİSİNİ Mİ?

Trump’ın söylediklerinden şunlar anlaşılıyor:

  1. Trump sadece Erdoğan’ı değil diğer “dünya liderleri”ni de birinci sınıf satranç oyuncusu gibi görüyor.
  2. “Dünya liderleri” Erdoğan’la konuşamıyorlar. Çünkü Erdoğan onları dinlemiyor. Bu “liderler” Trump’a, “Erdoğan’ın dinlediği tek kişi sensin. Bizim yerimize de sen konuş onunla” diyorlar.
  3. Trump da “Bu doğru, Erdoğan beni dinliyor” diyor.

Trump gibi bir şahsiyetin yargılarına ve söylediklerine ne kadar güvenilir, bu tartışmalıdır. Ama yandaşlar, Trump’ın söylediklerine büyük bir hevesle sarıldıklarına göre, Trump’ın Erdoğan’a referans olmasından büyük bir memnuniyet duyuyorlar. Erdoğan’a “Aptallık etme” diyebilen ve “İsteklerimi yerine getirmezseniz ekonominizi mahvederim” diye tweet atan Trump’ın, “Erdoğan bir beni dinliyor” demesini Erdoğan’a takılmış bir “onur madalyası” gibi görüyorlar.

Peki, bu söyledikleriyle Trump, Erdoğan’ı mı övmüş oluyor, yoksa kendini mi?

Bu köşede daha iki gün önce bir fıkrayı kullanmış olan ben, siz okurlarımızın anlayışına sığınarak, vaziyetin anlaşılması için yine bir fıkraya başvuracağım. 

TRUMP’TAN ÖVGÜ ALMAK GURUR MU YOKSA ÜZÜNTÜ MÜ VERMELİ? 

Hikaye şöyle:

Dönemin megalomanlıkta sınır tanımayan ünlü kabadayısı, rakibi bir kabadayı hakkında konuşmaktadır. “O mu? Herkes ondan çekinir! Daha anasının kucağında ağlayan çocuklar onun adını duyunca ağlamayı kesip sinerler. Kendisini görmemiş olanlar bile onun geçeceği yoldan geçmezler. Sizlerin önlerinde hazır ola geçtiğiniz bakanlar, generaller, emniyet müdürleri onun adı geçtiğinde ayağa kalkıp ceketlerini ilikler, hazır ola geçerler... Ama o, sağ olsun, sadece benden çekinir!”

Eğer burada megaloman kabadayı, rakip olan kabadayıyı övüyorsa, Trump da Erdoğan’ı övmüştür! Yok eğer megaloman kabadayı, rakibini över görünürken son cümlesi ile rakibini bitirmişse, Trump da onu yapmıştır! 

Eğer Trump, uluslararası bir barış örgütünün başkanı, insan hakları savunucularının sözcüsü ya da bilim çevresinin dünyaca tanınmış bir siması olsa Türkiye’nin Cumhurbaşkanının “Kendisini dinlemesi”, Türkiye’nin de insanlığın da hayrına olurdu! Hepimiz de bundan gurur duyardık. Ama Trump, bir adım önce söylediğini ikinci adımda yok sayıp tersini savunan, siyasi tarihteki tutarsızlık sıralamasında ilk sıralara yerleşebilecek bir şahsiyettir. Bundan da öte Trump, emperyalist kapitalist dünyanın, her yere bela götürmekte en önde yürüyen baş patronudur. Dolayısıyla böyle bir kişinin Türkiye’nin Cumhurbaşkanı için, “Bir beni dinler” demesi elbette ki ne Türkiye ne de insanlık için gurur duyulacak bir şeydir. Bu yüzden bugün, “Erdoğansever”liği merkezine koyan bu propaganda, olup bitene eğer dünya ve ülke gerçeklerinden bakabilseydi, “Trump’ın bu açıklamasıyla Erdoğan’ı sırtından hançerlemek istediğini” öne sürerek, kıyamet koparmalıydı!

YANDAŞ PROPAGANDA GÜNÜ KURTARMAYI KÂR SAYAN BİR ÇİZGİDE

Ama öyle olmadı.

Tıpkı birkaç gün önce, Biden’in 7-8 ay önce sarf ettiği, “Muhalefeti desteklemeliyiz” içerikli sözlerini, “Yeni duymuş” gibi gündeme getirerek siyasi ortamı provoke etmeye kalkmaları gibi, şimdi de Trump’ın sözlerini tersine çevirip Erdoğan’ın “siyaset ustalığı”na referans yapmaya giriştiler. 

Nitekim, Biden’in sözlerine 7 ay önce neden karşılık verilmediğini soran muhalefete verilecek inandırıcı bir yanıt bulunamamış olmalı ki, önceki gün İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Biz Biden’in söylediklerini baştan beri biliyorduk ama muhalefet ne diyecek diye sesimizi çıkarmadık” diyerek, tek adam yönetiminin iletişim başkanı için bile “tuhaf” olan bir açıklama yapmak zorunda kaldı.

Böylece, Biden ve Trump’ın sözleri üstünden iktidarı yüceltip muhalefeti köşeye sıkıştırma ve sindirme planının ipliği birkaç gün içinde pazara çıkmış oldu.

Gelinen yerde bir geleceklerinin olmaması ve günü kurtarmayı kâr sayan bir çizgiye sıkışmış olmaları onları, önlerinden geçen her yılana (her yalana) sarılmaya zorluyor. Ki, bu yandaş propaganda için “Sözün bittiği yere” gelindiğinin göstergesidir.

Evrensel'i Takip Et