‘Deliliğe methiye’ meselesi
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/156934.jpg)
Fotoğraf: Pixabay
Kirvem,
Şu alemde tanrının hikmetiyle, onun himmetiyle “hayat” bulan bilumum canlıların “kader”i tıpatıp bir diğerinin benzeri veya kopyası değil; kimi bitkiler şarkılarda dillendirildiği gibi daha henüz “Açmadan solan güller”e, kimileri “Koklamaya kıyamam benim güzel manolyam”a, kimileri birbirinin peşi sıra asırları deviren birer “barış” elçisi zeytin ağaçlarına, kimileri de gölgeleriyle ünlü “ulu” çınarlar misali gökyüzüne ulaşma hevesiyle çırpınıp duruyorlar...
Türleri, çeşitleri, hemen her bakımdan farklı olan hayvanların dünyaları ise, zaten başlı başına bir alem! Kimileri suda, kimileri karada yaşayıp, kimileri de her iki mekanı da mesken tutarken, keza kimileri uçan, yüzen, kimileri sümüklü ya da sürüngen, kimileri dur durak demeden vardiya halinde ha babam de babam çalışırken, buna mukabil kimileri de dört mevsim saz çalıp yatan, velhasılıkelam hepsinin kökeni, soyağaçları, dallanıp budaklanıp, dönüp dolaşıp nihayetinde kütüklerine “hayvangiller familyası” diye kayıt düşülen bu mahlukatın kendilerine özgü “orman” kanunlarından mülhem olan anayasalarının ilk ve tek maddesine göre; gücü gücüne yetenlerin hükümranlığı, daima bakidir ve bu kural asla değişmez!..
Hayvanlar aleminde dişi keskin, pençesi güçlü, gagaları sivri olanların kendi aralarında kurdukları “müesses nizam”ları, gerek “orman”, gerekse “mağara” hükümlerince başını almış, dere tepe dümdüz giderken, daha sonraları bu düzenin çarkına çomak sokmayı becerebilen “insan” lakaplı, “sosyal hayvan”ların hegemonyaları, giderek tüm cihanda yayılmasının ardından görünen o ki, ortalık yerde, ne nizam kaldı ne de intizam!
Yüce Tanrı’nın buyruğunca; şu cavalacoz, şu entipüften, şu kavanoz dipli dünyada asla değişmeyen, hatta kazara da olsa değiştirilmesi teklif bile edilemeyen kuralı mucibince, şu kırtıpil cihanda ölümden başka her şeyin, her türlü meselenin eninde sonunda şu veya bu minvalde halledilmesi mümkünken, buna rağmen ta fi tarihinden itibaren bu bapta dünya ahvalindeki bu “kaknem” gidişat, bu sallapati, bu başıbozuk düzenin sonu bir türlü gelmiyorsa, bunun nedeni acaba ne?..
Akıl...
Aslında tanrının “insan” yaftasını alınlarına yapıştırıp sonra da dünya “piyasası”na postaladığı her “kul”una, “sosyal adalet” kuralınca eşit miktarda dağıtmaktansa, tam aksine kimilerine nedense bol kepçeyle, kimilerine de sanki “zırnık” misali koklatırcasına dağıttığı “akıl” denen bu meret, belki de insanlık aleminin başına kesilen belanın sanki ta kendisi mi ne!
Çünkü, fazlası akla ziyan, eksiği her derde derman Kirvem!..
Evrensel'i Takip Et