30 Ekim 2020 00:30

İşçiler hareketlenmeye başlayınca

Fotoğraflar: Bağımsız Maden-İş

Paylaş

Yollara düşen, direnen madenciler, mevzi fabrika direnişleri ve grevler, 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçilerin kıdem tazminatının ve iş güvencesinin gasbedilmek istenmesine karşı yaygın açıklamalar, artık muktedirin yüzüne karşı söylenen hoşnutsuzluk ve öfke haykırışları. Bu örnekler çoğaltılabilir. Ama bütün bunlar artık kaynayan kazanın her tarafından buhar fışkırmaya başladığını açıkça gösteriyor. İktidarın bütün bunlara yanıtı daha fazla zorbalık ve baskıdır. Bunun da çözüm olmadığını, olamayacağını yaşanılan örnekler zaten ortaya koyuyor.

Evet şimdilik sınırlı da olsa hareketlenen işçi ve emekçi kesimleri bütün işçi sınıfının ve emekçi halkın temsilcileri ve öncüleri olarak sahnenin önüne doğru ilerlemeye başladılar. Hareketin gelişme yönü, bu ilerlemenin daha geniş kesimleri sarsıp, uyandırarak devam edeceğini açıkça ortaya koyuyor. Öyle anlaşılıyor ki, düzen içi muhalefetin “Seçimlere kadar sabredin” çağrıları kitleleri yatıştırma ve onları beklentiye sokma konusunda etkili olamıyor ve olamayacak. Kitleler krizin ve salgının tüm yükünün kendi sırtlarına yıkılmasına karşı tepkilerini giderek daha fazla gösterecekler. Eğilim ve gelişme bu yönde.

Oysa yakın zamana kadar esas olarak iki eğilimi temsil eden büyük sermaye çevreleri gelişmelerden memnundu! Sanki gelişmeler onların gelecek kaygılarını ortadan kaldırıyor gibiydi! Bir tarafta kendi yandaşlarına en büyük kıyakları çekmekle birlikte, sermayenin genel çıkarları için gözünü karartmış bulunan bugünkü iktidar bloku, diğer tarafta büyük sermayenin çıkarlarına bağlı kalacağının garantisini veren, hoşnutsuz sermayenin çıkarlarını da savunacağını ilan etmiş olan, ortak davranma eğilimi gösteren, düzen içi “muhalefet” partileri. Ağlar gerilmişti ve kitleler için başka kurtuluş ve çıkar yolu yoktu!

Ama şimdi ağ yırtılmaya başladı. Yoksulluğun yaygınlaşması, işsizlik, var olan kısmi hakların da ortadan kaldırılmasına yönelik saldırılar, hayat pahalılığı ve yaşamın her geçen gün daha da zorlaşması işçi ve emekçi kitlelerde biriken derin hoşnutsuzluğu harekete geçirmeye başladı. Daha yakın zamana kadar kendi halinde yaşayıp giden halk kesimleri de suyuna, toprağına, ağacına saldırı söz konusu olduğunda ayağa kalkmaya, bu konuda daha önce ortaya çıkmış olan tecrübelerinin de etkisiyle mücadeleye atılmaya başladılar. Hareketlenmiş bulunan bu kitlelerin nesnel olarak verdiği mesaj net; henüz birleşik ve ortak bir stratejiye sahip olamasak da sermaye partilerine, onların muhalefetine bağlı değiliz, kendi kaderimizi kendimiz çizebiliriz, şimdi sayımız az olsa da çoğalacağız ve yaygınlaşacağız!

Evet bu hareketlenmelerin gelişip güçleneceğine ve yaygınlaşacağına ilişkin hiçbir kuşku duymamak gerekiyor. Çünkü nesnel koşullar bu gelişme için belki hiçbir dönemde bu kadar uygun olmamıştı. İktidarın bu talepleri karşılamak, kitleleri yatıştırmak, onlara iyi bir gelecek vadetmek için ne niyeti, ne imkanı bulunuyor. Aksine ellerindekini de almaya yönelmiş durumda. Onlar ekmeği askıda değil, alın teri ile kazandıklarının karşılığı olarak mutfaklarında görmek istiyor. Onlar işi peşinde umutsuzca koşuşturdukları bir eziyet değil, istikrarlı, güvenceli, onurluca yaşamalarına yetecek, döktükleri terin karşılığı olan çalışma olarak istiyorlar. Onlar eşit, özgür, barış içinde yaşayan vatandaşlar olmayı istiyorlar.    

Hareketlenmiş olan bu kitlelerin acil olarak öne sürdükleri talepler, aynı zamanda onları birleştiren ve mücadeleye sevk eden çerçevesi henüz net çizilmemiş olan ilk program düzeyindedir. Bu taleplere sahip çıkmak, bu hareketin gelişip, güçlenmesi, daha açık ve net talep ve programlara yönelmesine yardım etmek, mevcut durumdan çıkmak için ilerlemenin yolunu da gösteriyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa