Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat
7 Aralık 2020

Sendika ve oda temsilcilerinden pandemiye karşı topyekün mücadele çağrısı!

Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK’e bağlı çok sayıda sendika ve meslek odası, her kademeden yüzlerce sendikacı ve meslek odası yöneticisi, pandemiye karşı mücadele taleplerini önceki gün dile getirdiler.

“Pandemi koşulları ağırlaşıyor. Gerçek sayılar saklanıyor, tüm toplum vahşi biçimde sürü bağışıklığına terk ediliyor. Salgının sorumlusu olarak işçi ve emekçiler görülüyor. Patronlar da işçileri fabrikalarda ölümüne çalıştırıyor. İşçilere ya açlıktan, ya koronavirüsten ölüm dayatılıyor...” diyen sendikacılar ve meslek örgütü yöneticileri, 9 maddede topladıkları taleplerinin karşılanmasını istediler.

Sendika ve meslek örgütlerinin talepleri ve bu taleplerin altına imza atan yüzlerce sendikacı ve meslek örgütü yöneticisinin adları gazetemizde vardı.

İlan edilen açıklamada; pandemiye karşı mücadele talepleri yer alıyor ve “Üç haftalık tam kapatma”dan, iş yerlerinde işçilerin inisiyatifinde “pandemi kurulları”nın oluşturulmasına kadar önemli talepler bunuyor.

BU SON ÇAĞRININ ÖNCEKİ PANDEMİYE KARŞI MÜCADELE ÖNERİLERİNDEN FARKI NE?

Bu taleplerin sendikalar ve meslek örgütleri tarafından dile getirilmesinin, ilk bakışta çoğu bilim çevreleri başta olmak üzere pek çok çevre tarafından dile getirildiği, bu yüzden de ortada bu önerileri bir de sendika ve meslek odalarının yöneticileri tarafından dile getirilmesinden ibaret olduğu söylenebilir. Eğer bu talepler yazılmış ve altına imza atılmış “öneriler” olmakla kalırsa, yeni bir şey söylenmiş olmaz.

Ancak bu maddeler, iktidara sunulan “öneriler” olarak değil(*) yığınların, “emek cephesinin talepleri” olarak kamuoyuna açıklanıyorsa, bu bir “mücadele çağrısı”dır ve içinden geçtiğimiz koşullarda öyle ele alınması gerekir.

9 talepli yüzlerce imzalı bu çağırıyı şöyle anlamlandırabiliriz:

  1. “Öneri” değil “talepler” ilan edildi: Sendika ve meslek odası yöneticilerinin çağrılarında 9 madde olarak belirlediği isteklerin “öneri” değil, “İşçilerin, emekçilerin acilen yerine getirilmesini istedikleri talepleri” olarak ifade etmesi kendi başına çok önemlidir. Çünkü böylece, pandemiye karşı mücadelede çok önemli bir toplumsal kesimin azımsanmayacak sayıda temsilcisi “Öneri sunma”nın ötesine geçerek, elde etmek için mücadele etmeyi de gündeme alan bir mecraya yönelmiş olmaktadır.
  2. Sendika ve meslek odası yöneticilerinden mücadele çağrısı: Bu taleplerin altına imza koyan sendikacılar ve meslek odası temsilcileri, temsil ettikleri örgütlerin üyelerini bu talepler için mücadele etmeye de çağırmaktadırlar. Yani, talepler etrafında bir güç oluşturarak, mücadele edilmesinin çağrısını da yapmaktadırlar.
  3. Diğer sendika ve oda temsilcilerine de çağrı: Çağrıya imza atan sendikacı ve meslek odası temsilcileri, henüz bu çağrının altına imza atmamış olan diğer sendikacıları ve meslek odalarının temsilcilerini de bu çağrının altına imza atarak, mücadele ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmek için harekete geçmeye de çağırmış olmaktadırlar. Ki, bu imzaların yaygınlaştırılması aynı zamanda mücadelenin yaygınlaştırılıp örgütlenmesinin de bir adımı olarak önemli olacaktır.
  4. İş yerlerinde yığınların örgütlenmesi çağrısı: İmzacı sendikacılar ve meslek odası yöneticileri, sadece imza atmak ve diğer sendikacı ve oda yöneticilerine çağrı yapmakla kalmayıp, geniş yığınlar içinde taleplerin yaygınlaştırılıp mücadeleye katılmalarının sağlanması için gerekli girişimlerin yapılması çağrısını da yapmaktadırlar. Ki, bu da birer birer işyerlerinde bu tartışmayı açarak talepleri yaygınlaştırırken, aynı zamanda bu tartışmalar etrafında iş yerindeki işçilerin, emekçilerin talepleri etrafında örgütlenmesinin sağlanmasını amaçlanmış olduklarını da ilan etmektedirler.
  5. Topyekün bir mücadele için yerel platformların yaygınlaştırılması çağrısı: Bu önemli çağrı ile sendikacı ve oda temsilcileri; belirlenen talepler etrafında mücadele bir tek işyeri ya da bir ya da birkaç sendikacının işi olmadığına, tersine tüm emekçi kesimlerin ortak bir mücadelesi olması gerektiğine göre, mücadelenin ilerlemesi için mümkün olan her yerde yerel sendikal platformların örgütlenmesi, var olanların güçlendirilip yaygınlaştırılması, böylece sınıfın ana kitlesinin taleplerin arkasında birleşmesinin sağlanmasının çağrısını da yapmaktadırlar.

PANDEMİYE KARŞI GERÇEK BİR MÜCADELE İÇİN...

Bu yüzden meslek odaları ve sendikacıların imza attığı çağrı, sermayenin ve iktidarın pandemiyi;

Ekonomik krizin ve pandeminin yol açtığı yıkımın faturasının “acı reçete” ile halka yıkılması,Muhalif olan, biat etmeyen, taleplerinde ısrar eden her gücü ezerek tek adam yönetiminin önündeki engelleri ortadan kaldırmadan ibaret olan “sözde mücadele”ye karşı “gerçek bir mücadele seçeneği” olarak geliştirildiği ölçüde anlamlı olacaktır.

Bunu da bugün yapabilecek olan güç, sendikalar ve emek örgütlerin başını çektiği emek ve demokrasi güçleridir. Bu yüzdendir ki, bugün sendikalar ve emek örgütleri cephesinden gelen bu girişime, tüm emek ve demokrasi güçleri destek vermek sorumluluğundadır.

Çünkü bugün pandemiye karşı mücadele dendiğinde sorun, “mükemmel formülasyonlar”, “derin analizler” değildir. Bugün asıl sorun, geniş yığınların kendi talepleri etrafında sermayenin çözümüne karşı kendi çözümleri etrafında bir güç olarak örgütlenmesidir.

Bugün ilan edilmiş “9 talep”, bu açıdan yeterlidir ve bundan sonraki adım, bu talepler etrafında geniş yığınları birleştirecek bir güç oluşturma ve bu gücü sermayenin amaçları karşısına dikmektir.

Sendikacılar ve oda temsilcilerinin yaptığı çağrı bu amaca hizmet eden bir adım olarak değerlendirildiği ölçüde anlamlı, mücadeleyi ilerleten bir girişim olacaktır.

Evrensel'i Takip Et