"Kevgir" meselesi
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/174961.jpg)
Fotoğraf: Aytaç Ünal/AA
Kirvem,
Geçtiğimiz günlerde ülkemizin ekonomik durumuyla ilgili halini, ahvalini yansıtan “bütçe” görüşmelerini, milletimizin yüce çatısı altında bizleri temsil eden “vekil”lerimizin konuşmalarını izleyip, dinledik...
Demokratik hukuk devletimizin tüm kurumlarını yakından ilgilendiren bütçe meselesi hakkında gerek iktidar, gerekse muhalefet cenahından arada bir uhuletle ve suhuletle, zaman zaman da meydan muharebelerini andıran sahneler eşliğinde seyreyleyip durduk...
Aslında “çoğulcu” demokrasiden yana zerre kadar nasibini almayan, dolayısıyla herhangi bir karar aşamasında sadece havaya kalkan ellerin ya da parmakların çoğunluğuna dayanan bu sözde “demokrasi” oyunumuzun koşulları altında süren bütçe görüşmelerinin lafı güzaftan öteye gitmediğine şahit olduk...
Nitekim iktidardaki yetkili zevat tarafından bütçeyle ilgili önerilen şu veya bu minvaldeki bilumum rakamların virgülüne dahi dokunulmayıp, akabinde de parmak sayılarının çoğunluğu tarafından onaylanıp, böylece kabul edilmesinin ardından devreye sokulan bu bütçenin, “hayırlara vesile” olacağını da, tıpkı “emme basma tulumba” misali sallanan başların çoğunluğu sayesinde öğrendik...
Milletimizin ali menfaatleri uğruna verilen bu vurdulu, kırdılı, hakaret, iftira, yalan, dolanlarla dolu bilumum tiratların sonucunda iktidar asasını ellerinde taşıyanların sayısal gücünün yanı sıra, ayrıca üst perdeden yükselen tiz sesli borusu alayla valayla öterken, diğer yandan muhalefet cenahında at koşturanların neredeyse cemi cümlesi şimdilik nal toplamakla meşgul...
Öyle ya da böyle, seksen üç milyonluk nüfusumuzun tümünü ilgilendiren bu bütçe meselesinin bundan sonra hangi renge bürünüp nasıl yürüyeceğini, özellikle de halkımızın “kadifeden kesesine” nasıl yansıyıp nelere mal olacağını önümüzdeki günlerde memleketimizin sathında hep birlikte izleyeceğiz...
Dilimizde pelesenke dönüşmüş olan “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” gerçeğinden yola çıkıp, hemen akabinde de tamı tamına on sekiz yıldan beri ülkemizin dahili, harici gidişatına inceden inceye “ayar” verip, bunu da tek başlarına devreye sokan muhterem zevatın başını çektiği bu kurmay heyetinin icraatlarına bakılırsa; görünen o ki, bunca zamandan beri “iş” yerine “laf“ üretmek konusundaki ustalığımızla ne denli öğünsek azdır vesselam!
Neyse...
Geride kalan, maziye dönüşen bu bir yıllık zaman diliminin ardından, şimdilerde, tam da şu günlerde yeni bir yılın kapısını aralamak üzereyken, kendi payıma dilerim, umarım ki dünyanın başına bir nevi “derebeyi” kesilen, bu boyu posu, altı üstü, topu topu iki gramlık korona lakaplı virüsün elinden bir an önce kurtulup, dolayısıyla bundan böyle sağlıklı bir yaşama doğru yelken açarken, aynı zamanda da şu kırtıpil alemde birileri dünya nimetlerini afiyetle ham ham şaralop götürürken, diğer yandan kimilerinin hali ahvali, eh tabii ki ülkemizin bütçesi de, Orhan Veli’nin mısralarında dillendirdiği; “Cep delik, cepken delik/ Kol delik, mintan delik,/ Yen delik, kaftan delik/ Kevgir misin be kardeşim!” dizelerine, bu acı gerçeğe bundan kellim inşallah dönmez Kirvem!
Evrensel'i Takip Et