Daha iyi bir dünya için mücadelenin yılı olması dileği ile; hoş geldin 2021!
Yeni yıl mesajlarını bu yılki özelliği, “2020 gitsin ama geri gelmesin”, “Nihayet bitiyor”la uğurlanan “2020’nin lanetli bir yıl” olduğu üstüne kurulu!
Bu mesajlarla, sanki yeni yılın getirmesi istenen “iyi şeyler”den çok “Eski yılın gitmiş olması” kutlanıyor!
Sanki, “iyilik ve kötülük insanlardan, dünyayı dahası dünyayı ve tabii ülkeleri yöneten sınıflardan, güçlerden değil de astronomik takvimde 2020’ye zimmetlenmiş “iyilik” ya da “kötülükler”den geliyormuş gibi!
Oysa dünyada hiçbir şey kendiliğinden olmamaktadır. Tersine olup bitenler takvimin değil, dünya üstünde yaşayan insanların (sınıfların) çıkar çatışmalarının ifadesidir.
Bu pandemi gibi, sınıflar dışıymış gibi görünen bir vakanın bile yayılmasının sınıfsal olduğunu açıkça yaşadık, yaşıyoruz.
YENİ YILIN İYİ YA DA KÖTÜ OLMASI DA SINIFSALDIR!
Bu yüzden de eski yıl herkes için iyi ya da kötü olmadığı gibi, yeni yıl da herkes için iyi ya da kötü olacak bir yıl değildir.
Yeni yılın iyi ya da kötü olacağını, daha iyi bir dünya isteyenlerle kendi sömürü ve zulüm düzenini bütün insanlığın çıkarı olarak dayatanlar arasındaki mücadele belirleyecektir.
Tıpkı 2020’de; pandeminin yayılmasının tamamen sınıfsal olması; zenginlerin pandemiyi fırsata çevirip servetlerine servet katarken, işçi sınıfı ve halklara yasaklar, cezalar, işsizlik, daha fazla sömürü, ölümüne çalışmanın düşmesi gibi!
Ya da ülkemizde iktidarın;
Tek adam düzenini tahkim etmek için insanların can derdine düşmüş olmasını kullanması,Her tür demokratik hakkın kullanılmasını yasaklaması, Pandeminin yol açtığı yıkım ve ekonomik krizin yükünü emekçilere fatura etmenin vesilesi olarak değerlendirmesi,Sadece siyasi muhalifleri değil, baroları, odaları, sendikaları, dernekleri, tek adama biat etmeyen her güç odağını sindirmek, tasfiye etmek için yasal, yasal olmayan her yolu kullanmakta perva tanımaması,“Terörle Mücadele” ile “ulusal güvenlik” kıskacındaki iç ve dış politikanın önündeki engelleri kaldırmak içini her yolu kullanmak için pandemiyi bahane etmesi gibi!
2021’E GİRERKEN TABLO KARANLIK AMA...
2020’nin yerini alacak olan 2021 gökten gelmeyecek. Tersine 2021, tabiri caizse 2020’nin bıraktığı yerden ve hiç ara vermeden başlayacak!
Nitekim 2020’nin son günlerinde;
“Üniversiteler fuhuş yuvası”, Gazeteciler Yılmaz Özdil ve Cüneyt Akman’ın cenazelerinin camiye sokulmaması ve cenaze namazlarının kılınmaması için Diyanete çağrı yapılması, tartışmaya Ayasofya’nın başimamının da katılmasıyla laikliğe, ihvancı bir çizgiden açıkça meydan okuyan tutumlar karşısında iktidarın “Sükut ikrardan gelir” tarzında destek vermesi, Baroların ve odaların susturulup sindirilmesinin devamı olarak derneklere kayyum atama ve mallarına el konması yasasının 2021’in bitmesine dört gün kala Meclisten geçirilmesi, Yılın bitmesine iki gün kala dört kadının erkekler tarafından katledilmesi ve kadın cinayetlerini protesto eden kadınların sokağa inmesi karşısında polisin kadınları gözaltına almaya varan sert tutumunda ısrar ettiği ve edeceğinin de açıkça görülmesi,AİHM Genel Kurulunun “Selahattin Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması” isteğine karşı, içlerinde Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu 83 kişi hakkında, amacın Demirtaş’ın içeride tutulması olduğu, apaçık olan bir iddianamenin alelacele hazırlanması,Aşı gibi, insanların can güvenliği ile ilgili bir konuda bile şeffaflıktan uzak tutumun devam edeceği, kamusal harcamaların her konuda kapalı kapılar arasında alınan kararlarla sürdürülmesinde açıkça görüldüğü gibi, 2021’in 2020’nin kaldığı yerden devam edeceğini göstermektedir.
Evet, 2020’den 2021’e devrolunan tablonun bir yüzü, yukarıda en azından bir yanıyla özetlendiği gibi, karanlıktır.
DAHA İYİ BİR DÜNYA İÇİN MÜCADELENİN İMKANLARI 2021’E AKTARILDI
Ancak, bu tablonun bir de öteki yüzü vardır.
Her şeyden önce tek adam yönetimi, artık normal koşullarda bir seçim kazanmaktan umudunu kesecek kadar kamuoyu desteğini yitirmiştir. Özellikle de gençler, kadınlar, meslek sahibi, eğitimli işçiler, şehirleşmekte olan toplum kesimleri içinde, tek adam yönetimine destek veren partilerin hızla güç kaybettiği gözlenmektedir.
Dahası işçiler, 2020 yılında iki kez kıdem tazminatının tasfiyesi girişimine yönelik TBMM Genel Kuruluna kadar gelen yasal düzenlemeyi geri çektirmişlerdir.
Kadınlar, kazanılmış haklarına karşı girişilen ve somut olarak Türkiye’nin “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması”na kadar getirilmiş olan girişimi, püskürterek, tek adam yönetiminin karizmasına derin bir çizik atmışlardır.
Kısacası toplumun gelişen ve en dinamik kesimlerinde tek adam yönetimin partilerinin ideolojik-siyasi hegemonyasından uzaklaşma eğilimi güçlenmektedir. Dolayısıyla tek adam rejimine karşı mücadele ile, bu dinamik güçlerin talepleri doğrultusunda siyasete müdahale ettiği ölçüde, bugün kazanmış göründüğü mevzilerden de sürülüp atılması mümkün olabilecektir.
2021 yılının, bu potansiyelin gerçeğe dönüştürüldüğü yıl olduğu ölçüde, daha iyi bir dünya mücadelesinde ileriye doğru atılan adımların yılı olması olanaklı olacaktır.
Evet, 2020’de yaşananlara bakınca, 2021 emek ve demokrasi güçleri için, halklarımız için zor bir yıl olacaktır. Ancak 2021 daha iyi bir dünya mücadelesi içinde olanlar için ileriye doğru atılacak adımların yılı olmanın işaretlerini de taşımaktadır.
Biz de Evrensel çalışanları olarak, daha iyi bir dünya mücadelesi için atılacak adımların yılı olması dileği ile “Yeni yıl halklarımız için kutlu olsun” diyoruz.
Evrensel'i Takip Et