Krizin ve pandeminin yükünü halkın sırtına yıkma reformu!
Erdoğan ve yandaş propagandanın, halkın her kesiminden yükselen çığlıklara deva olacağı iddiasıyla hazırladığı “Ekonomik Reform Paketi”, cuma günü Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklandı.
Ama açıklanan “reform paketi”, hiçbir heyecan uyandırmadığı gibi, “reform” iddiasından uzak olduğu da açıkça görüldü.
Nitekim böyle durumlarda anında tutum alan ve tepkisini gösteren piyasaların nabzı olan dolar, Erdoğan’ın konuşması başlarken 7.581 TL iken, konuşması süresince olağan dalgalanmasını sürdürdü ve konuşma bittiğinde 7.578 TL’deydi. Eğer dolar üstünden bir değer biçilirse bu gürültülü propaganda eşliğinde sürdürülen “reform”un sadece 0.3 kuruşluk bir fark yarattığı söylenebilir!
PAKETTE, ‘AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN’ DENECEK KADAR BİLE BİR ŞEY YOK!
10 gün kadar önce, yine Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanan “İnsan Hakları Eylem Planı” daha büyük bir beklentiyle karşılanmış ve heyecanlı tartışmalara da yol açmıştı. Çünkü en azından “İnsan Hakları Evresel Bildirgesi”nin maddeleri tekrarlanarak, uygulama ile haklar, haklara yönelik saldırılar ve yargının tamamen siyasallaşmış olması arasındaki çelişki adeta herkesin gözüne sokulmuştu. Ama aradan geçen 10 gün içinde yargısıyla, valileriyle, emniyetiyle, “Bizim tarafta değişen bir şey yok” pervasızlığı ile iktidar tarafı, ”Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” diyenleri haklı çıkardı. Böylece “İnsan Hakları Eylem Planı”yla ilgili tartışmaların da önemli ölçüde gündemden düşmesini hızlandırdılar.
“Ekonomik Reform Paketi” ise, biraz da Hükümetin “İnsan Hakları Eylem Planı”ndaki samimiyetsizliğinin de sıcak katkısıyla, daha baştan bir beklenti yaratamayarak ve açıklanan pakette, reforma benzer hemen hiçbir şey olmamasıyla ölü doğdu!
Nitekim, kanal kanal gezdirilen yandaş kanalların ve gazetelerin kadrolu yorumcuları dışında kamuoyunda ne söylediğine önem verilen uzmanlar ve bilim insanları;
İçerik olarak bu paketin, herhangi bir zamanda yapılan sıradan önlemlerin alt alta sıralanması nedeniyle bir reform karakteri taşımadığında,İddiaların gerçeklere dayanmaması, bu yüzden hiçbir inandırıcılığı olmaması nedeniyle de reform adına içi boş, laf yığınından ibaret olduğunda hem fikir görülmektedir.
Bu nedenledir ki, bu paketin her derde deva olacağı propagandası ve bu propagandayla yaratılmak istenen beklenti dikkate alındığında gerçek; dün gazetemizde “Dağ fare doğura doğura yoruldu” olarak ifade edilmiştir.
"REFORM PAKETİNİ" KRİZİ ÇIKARANLAR HAZIRLARSA BÖYLE OLUR!
Cumhurbaşkanının açıklamasına göre, bu Ekonomik Reform Paketi; “İşveren örgütleri, sivil toplum kuruluşları, ekonomi bürokrasisi ve AKP’nin ekonomik kurmayları”yla tartışılarak oluşturulmuş”!
Burada “sivil toplum kuruluşları” denerek, sanki işçi ve emekçilerin temsilcilerinin görüşlerinin de bu reform içinde olduğu iddia ediliyor görünse de gerçekte, emekçilerin temsilcilerinin bu tartışmalarda yer almadığı herkesin malumudur. Tabii, kimi yandaş sendikacılardan görüş alınmışsa bunu bilmiyoruz.
Nitekim, Ekonomik Reform Paketi’nde, işçilerin, emekçilerin yaşama ve çalışma koşullarını iyileştirme amaçlı dolaysız hiçbir önleme yer verilmediği gibi üretim, enflasyon-hayat pahalılığı, işsizlik-istihdam gibi, emekçileri doğrudan ilgilendiren alanlardaki önlemlerde sermayeye yeni destekler sunan vaatlerin aşılmamasına özen gösterdiği açıkça görülmektedir. Lafta bile emekçilere yönelik bir vaat yoktur!
Bu paketi hazırlayanların kimliğine bakıldığında bu paket; yaşanan ağır ekonomik krizin birinci dereceden sorumlusu olan iktidar, büyük sermaye çevreleri, devletin ekonomik bürokrasisi ve iktidar partisi tarafından, yani sermayenin çeşitli temsilcileri ve hizmetkarları tarafından hazırlanmıştır. Ve dahası, ekonomi ve siyasette bugün yaşanan sorunların doğrudan sorumlusu olan Cumhurbaşkanı tarafından sunulmuş ve onun garantisi altında oluğu ilan edilmiştir.
Tıpkı bugüne kadar olduğu gibi!
"PAKET", EMEKÇİLERİ MÜCADELE BİRLİKLERİNİ YENİLEMEYE ÇAĞIRIYOR
Oysa uzak ve yakın tarih açıkça göstermektedir ki, sermaye ve onun temsilcilerinin krizlerden çıkış programlarında amaç, krizin yükünü emekçilerin sırtına yıkarak çıkmak olmuştur. Tersine bunların, krizin yarattığı yükü, sermayeye yıkarak çıkmayı amaçlamayan bir programı savundukları hiç görülmemiştir!
Hele de Erdoğan ve yönetiminin bugüne kadar, pandemi ve krizin yükünü halka yıkarak çıkışı sermaye için fırsata dönüştürdüğü dikkate alındığında, bu paketin de bu amaca hizmet ettiği tartışmasızdır.
Bu yüzden de iktidarın bu girişimi karşısında işçi sınıfı ve emekçiler, her milliyetten halklar için tek seçenek krizin ve pandeminin yükünü sermayeye yıkacak talepler etrafında bir mücadeledir.
Bu nedenle de önümüzdeki dönem, “reform paketi”nde öne sürülen önlemlere karşı mücadele olarak da biçimlenmek durumundadır.
Bu yüzden de sendikalar, emek örgütleri, emekten yana partiler ve çevreler, aydınlar, demokratlar; açlık, yoksulluk ve işsizliğin peçesinde olan halk kesimlerinin... her türden örgütleri, bu “reform paketini” haklarına ve taleplerine karşı bir saldırı paketi olarak görüp, taleplerini ve mücadelelerini yenileyebildikleri ölçüde, paketi doğru değerlendirmiş olacaklardır.
Evrensel'i Takip Et