28 Mayıs 2021 00:52

Erdoğan-Bahçeli ittifakı patlayan lağımın üstünü örtmede anlaştı ama işleri kolay değil!

Erdoğan Bahçeli'nin evinde

Arşiv fotoğraf: DHA

Paylaş

Salı günü, Bahçeli’nin MHP Meclis Grubundaki konuşmasında Soylu’ya “tam destek” açıklamasından sonra, Erdoğan’ın da partisinin grup toplantısında, Bahçeli ile aynı gerekçelerle ve aynı “tam”lıkta destek vereceği belli olmuştu.

Öyle de oldu! Çarşamba günü partisinin grubunda yaptığı toplantıda Erdoğan da Bahçeli gibi, Sedat Peker videoları üstünden yapılan ifşaların, Soylu’yu değil, “Türkiye’yi hedef aldığını” (Onların deyimiyle “beka sorunu” olduğunu) öne sürerek, İçişleri Bakanı Soylu’nun yanında olduğunu, olmaya devam edeceklerini ilan etti.

Ancak burada, “Peker videoları ile saldırı Ağar’a, Soylu’ya, Yıldırım’a değil de Türkiye’ye ise; böyle görüyorlarsa, Türkiye’ye yönelik bir saldırının karşısında yer almak için neden 3 hafta beklendi?” sorusu gündeme gelmektedir. Çünkü, “Saldırının Türkiye’ye olduğunu” kabul edersek bu, iktidarın 3 hafta süreyle Türkiye’yi iç ve dış düşmanlarına karşı savunmadıkları anlamına gelmektedir!

ERDOĞAN BAHÇELİ’NİN İZNİ OLMADAN BAKAN BİLE DEĞİŞTİREMEYECEK!

Elbette ki gerçek böyle değildir.

Burada; Peker’in ifşalarında Soylu’ya, Ağar’a, Binali Yıldırım’ın oğluna yönelik suçlamaların “Türkiye’ye yönelik bir saldırı” olarak gösterilmesi, “devlet-mafya-siyaset-sermaye” ilişkilerinin üstünün örtülmesi en bilinen yoldur. Çünkü bu tür rezillikleri başka bir örtüyle örtmeye kalkarlarsa kimseyi inandıramayacaklarını bilmektedirler.

Gerçekte ise “Peker ifşaları”nın üstünden geçen 3 hafta içinde Erdoğan-Bahçeli ikilisinin, Türkiye’nin bekasını değil, “Cumhur İttifakının bekasını” tartıştıkları anlaşılıyor. Erdoğan’ın, partisinin grubunda yaptığı konuşmada, Soylu’nun istifa etmeyeceğini açıklarken, kabinede de 2023’e kadar (seçime kadar) bir değişikliğin olmayacağını söylemesinden açıkça anlıyoruz ki, bu üç hafta içinde Erdoğan ve Bahçeli, “Cumhur İttifakına tamam mı devam mı”yı konuşmuşlardır.

Erdoğan’ın söylediklerinden anlıyoruz ki bu uzun pazarlıkta Bahçeli her istediğini almış; Erdoğan, Bahçeli’nin izni olmandan kabinesindeki bakanlardan birisini bile değiştiremeyecek hale gelmiştir!

Erdoğan ve Bahçeli, “2023’e kadar Cumhur İttifakına devam” kararı almışlardır. Ancak, Erdoğan-AKP iktidarının 19 yıllık iktidarının Türkiye’yi sürüklediği ağır koşullar Erdoğan’ın tek adam yönetimi için çok uzun bir süredir. Çünkü ekonomide, iç ve dış politikada çıkmazların yanı sıra çeteleşme, yağma, yozlaşma ve çürümenin sayısız alametleriyle kuşatılmış olan Erdoğan iktidarının, burjuva muhalefetin, “Haydi erken seçime gidelim” ötesinde bir etkinlik göstermeyen tutumuna karşın, zamanında (2023’te) bir seçime kadar sürdürülmesi çok zordur.

ERDOĞAN MUHALEFETİ TEHDİTTE SINIR TANIMIYOR

Erdoğan’ın AKP’nin Meclis Grubu konuşmasında Soylu ve Peker’in ifşaları karşısında ne tutum alınacağı biliniyordu. Bu yüzden söyledikleri kimse için sürpriz olmadı. Ama Erdoğan’ın, Meral Akşener’in ve yanındakilerin Rize’de İkizdere köylülerini ziyaret etmesi sonrasında Çayeli ilçesinde saldırıya uğramasına ne diyeceği merak ediliyordu.

Çayeli’de olanların videosunu alaycı bir tebessümle izleyen Erdoğan, partisinin grubunda yaptığı konuşmada, “Rizeliler gelin hanıma ders verdiler. Dua etsin ki ileri gitmediler. Daha bunlar iyi günleri, neler olacak neler!” diyerek, sadece Meral Akşener’i değil, tüm muhalefeti de tehdit etti.

Çünkü böylece Erdoğan, muhalefeti engelleme çıtasını, en azından kendisinin güçlü olduğu illerde faaliyetlerini engelleyeceğini ilan etmiş oluyordu!

Akşener ve partisi üstünden söyledikleri kendisini yeterince kesmemiş olmalı ki, tartışılan gündemle pek ilgisi de olmamasına karşın CHP’ye ayrı bir başlık açtı.

“CHP Genel Merkezi tecavüzcülerin, hırsızların, organize suç çetelerinin, teröristlerin ve onlara suç ortaklığı yapanların işgali altındadır” diyerek, siyaseti sürüklediği yeri de gösterdi. Üstelik bu suçlamaları böyle bir cümle içinde de söylemedi. Tersine tecavüzcülük hırsızlık, teröristlik, çetecilik... suçlamalarını ayrı başlıklar altında söyleyerek, dikkat çekici vurgularla sunarak, fanatik yandaşlarına, elinden geleni yapmaktan geri durmayın da demiş oldu.

PİSLİĞİN ÜSTÜ ÖRTÜLEMEYECEK

Bahçeli-Erdoğan ikilisi, Peker’in ifşalarının “Türkiye’ye yönelik saldırı” kapsamında görülerek üstünün örtülmesini isteseler de bunun kolay olmayacağı şimdiden görülmektedir.

Çünkü Peker’in iddiaları, örneğin Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili yeni tanıklıklar ve ciddi kanıtlara götürecek ipuçlarını ortaya çıkarmaya başlamıştır bile.

Çünkü sistemin lağımı patlamıştır. Pislik ve yaydığı koku, “Saldırı Türkiye’yedir”, “Dış düşmanlar, iş birlikçiler” üstüne kurulu kara propaganda ile örtülemeyecek kadar büyümüştür.

O da bunu bildiği için gerçeklerin açığa çıkarılmasında ısrar eden ve edecek olan muhalefeti sindirmek için, ”Ayasofya’yı camiye çevirerek”, “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak” ittifakını tahkim ettiği tarikatları, cemaatleri, cihatist ve şoven milliyetçi odakları muhalefetin çalışmalarını engellemeye çağırmaktadır.

”Daha bunlar iyi günleriniz. Neler neler olacak!” mesajının anlamı budur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa