Bu suçlar örtülememeli!
Fotoğraf: Evrensel
Kendisiyle ilişkin iddialara kulak kapatarak ‘algı değiştirme operasyonu’na başvuran bakan, "Göreceksiniz-diyor-, temmuz ayından itibaren benim ülkemin ekonomisi öyle bir atağa kalkacak ki öyle bir sıçrayacak ki öyle bir büyüyecek ki etrafımızdaki Almanya’sı da Fransa’sı da İngiltere’si de İtalya’sı da hele o her şeye burnunu sokan Amerika’sı da çatlayacak, patlayacak. Hazır mıyız buna, inşallah."
Alkışla ve bağrışla yanıt verilen ajitasyon elindekini kaybetme korkusunun ürünü değilse yukarıdan aşağıya dağıtılan avantadan küçülen oranlarla alınan pay karşılığı satın alınan “rıza”dır. Ayrıcalıklı yandaşlar, ülkenin on milyonlarca yoksulunun, on milyon işsizin, umutsuzluğa sürüklenmiş gençlerinin, hemen her gün birkaçı katledilen kadınların kanı-canı pahasına semirmenin keyfini yaşıyor; yağma ve talan düzeninin çarkbaşlarında duranları alkışlayarak “yola devam, sizinleyiz!” diyorlar. Bu desteğin-her ne oranda kaldıysa-salt ideolojik-politik etkiyle bağlı olmayıp dolaysız ekonomik çıkarlarca da yönlendirildiği açıktır. Büyük sermaye grupları pandemi döneminde dahi palazlanmayı sürdürdüler. “Beşli çete” denen şirketlerin sadece son beş yılda 161 milyar liralık ihale aldıkları ve en az 35 milyar lira kâr ettikleri açıklandı. Daha kısa bir süre önce, bizzat baş yönetici tarafından 7 milyon yandaş aileye yardım yapıldığı açıklandı. Ekonomik koşulların işçi ve emekçi kitleleri için giderek ağırlaştığı ve pandemi nedenli ek yoksunlukların arttığı bir dönemde, ayrımsız yapılıyormuş izlenimi verilerek belirlenmiş yandaşlara yardım edilmesi, çok açık ki, destek yitiminin önünü kesmek amaçlıdır. Şoven milliyetçi ve faşist tetikçileri etrafında toplayan mafyanın devlet oligarklarıyla ‘kozmik ilişkiler’ içinde, toplamında yüzlerce milyar doları bulan kara parayı, yine devlet çarkı aracıyla “aklayıp” pay ettiğine dair ifşaatlar ülke sınırlarını aşıp dünyanın neredeyse her yanında ilgi konusu olurken, ekonomik sıçrama ve teröre darbe vurma nakaratlarıyla işlenen suçlara örtü oluşturulmak isteniyor.
Ülkenin tüm milliyetlerden emekçi halk kitleleri tüm bu yaşananlara seyirci mi kalacak yoksa kitlesel bir tepkiyle ortaya çıkıp hesap mı soracaktır; gerçek o ki aklı eren her dürüst ve onurlu insanın şimdi sorduğu soru budur. Kavel, Kale Kilit, Paşabahçe grevlerini, 15-16 Haziran 1970 büyük direnişi, ’89 Bahar eylemlerini, 90 genel eylemi, ‘96 Ünaldı direnişi, Tekel grevi vb. gibi birçok eyleme imza atmış olan ülke işçileri, çok sayıdaki en üst görevlisi şirket sahibi olan yönetimin ülkeyi içine sürüklediği açmazlar karşısında sessizliğe mi tercih edecektir? Ellerindekileri kaybetme ve iflasa sürüklenme tehlikesiyle giderek artan şekilde yüz yüze gelen küçük üretici ve küçük esnaf, aldatıya malzeme edilmesine onay mı verecek? “Herkes Türkiye’ye düşman, ama biz onların hepsinin hakkından geliriz!” söyleminin oluşturduğu siste boğulmamak için oysa, iktidar gücünün kendi kara propagandasının karanlığında boğulmasını sağlayacak, halka karşı işlenen suçların hesabının sorulmasını olanaklı kılacak bir tutuma, kitlesel bir tepki ve mücadelenin yükseltilmesine her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. İş ve aş, ekmek ve nefes alma hakkı için ve suç şebekelerinden hesap sorulması için birleşerek mücadeleyi yükseltmek şarttır. Doğalgaza, petrole zamlar birbirini izlerken doğal gaz rezervi bulunduğu “müjdesi” verenler ya da günlük haber bültenlerini “etkisiz hale getirilen terörist” sayısıyla doldurup ardı sıra “şehit olan asker” cenazelerinde intikam gösterileri yapanlar, örnekleri daha önce Türkiye’de ve başka ülkelerde yaşanan şovenist-faşist pratikleri yineleyerek iktidarlarını sürdürme çabasındalar. Onların başarısı, halk kitlelerine yoksunluk, yoksulluk, işsizlik, açlık, kaos, bunalım ve hatta yıkıcı savaş(lar) olarak dönmektedir. Bu kabul edilecek bir durum değildir.
- Kaosun geniş mezarlığı 12 Aralık 2024 05:20
- ‘Suriye pastası’ ve duvarların dışına bakmak! 05 Aralık 2024 06:50
- Değişim; nasıl ve hangi yönde? 28 Kasım 2024 06:45
- Kürtçe eğitim Türkiye’yi böler mi? 14 Kasım 2024 04:52
- Bahçeli’nin çağrısı Kürt gerçeğinin neresinde? 07 Kasım 2024 05:41
- Sorun yoksa, telaş niye? 31 Ekim 2024 06:54
- Çürümenin toplumsallığı ve çürüyeni yönetme politikası 24 Ekim 2024 12:47
- İktidarın ekonomi kriterleri 26 Eylül 2024 05:56
- Vicdansızlık! 19 Eylül 2024 05:15
- Derin ve lağımlı bataklık! 12 Eylül 2024 05:58
- Sağın gücü ve işçilerin ‘kör noktası’ 05 Eylül 2024 05:28
- Malazgirt, Bahçeli, HÜDA PAR vs. 29 Ağustos 2024 05:40