04 Temmuz 2021 20:20

Şili’de yeni anayasa süreci

Fotoğraf: CUT

Paylaş

Ekim 2019’da başlayan ve dalga dalga büyüyerek Şili’deki mevcut politik ve sosyoekonomik yapıyı kökünden değiştirecek olan bir süreci başlatan toplumsal patlama yeni bir evreye girmek üzere. Pinochet’nin 1980 Anayasası ile güvence altına almış olduğu kontrollü demokrasi ve neoliberal ekonomi Şili’yi bölgedeki diğer ülkelerden ayıran bir konuma oturtmuştu. 2019’da ortaya çıkan toplumsal patlama ve dinamik, mevcut sorunların bu Anayasa’nın, onun tesis ettiği ekonomik, politik ve kurumsal yapılardan türediğini tespit etmiş ve taleplerini yeni bir kurucu anayasa oluşturulması şeklinde somutlaştırabilmişti. Ekim 2020’de gerçekleşen referandumda Şili sağı büyük bir yenilgi alarak yeni bir meclis ile yeni bir anayasa oluşturulması talebi kabul edilmişti. Mayıs 2021’de gerçekleşen kurucu kongre üyeleri seçimi ise ortaya çıkan kompozisyon açısından önemliydi. Bugün ise Anayasa’nın değiştirilmesi için seçilen bu kurucu kongre üyeleri ilk defa toplanıyorlar ve takip edilmesi gereken ilginç bir Anayasa yazım mücadelesini başlatıyorlar.

Yeni anayasa sürecinin bir mücadele olduğunu söylemek yerindedir çünkü her ne kadar iktidar partisi ve geleneksel Şili sağı 155 üyeli kongrede sadece 37 üye ile azınlıkta olsalar da iki farklı sol ve iki farklı bağımsızlar listesinin yanı sıra tamamen bağımsız adayların da var olduğu bir kompozisyon ortaya çıkmıştır. Böylece geleneksel sol partilerin bu bağımsız sol listelerle ve bağımsız adaylar ile sürekli olarak müzakere etmeleri gerekecektir. Ancak her halükarda kurucu mecliste sol ve sosyalist ağırlıklı bir temsil oluşmuştur.

Aynı zamanda sosyal patlamanın en önemli güçlerinden biri olan feminist hareket de kurucu kongrede kendini göstermektedir; ilk defa kadın ve erkekler arasında temsil eşitliğinin sağlandığı bir kongre oluşturulmuştur. Bu temsil eşitliği adaylık ve seçilme süreçlerinde yasa ile garanti altına alınmıştı ve hiçbir cinsiyetin 155 üyeli kongrede 1 üyeden fazla bir oranda temsil edilmemesi sağlanmıştı. Bu bağlamda karşımızda 78’i erkek ve 77’si kadın üyelerden oluşan bir kurucu kongre bulunmakta. Belki de bu açıdan yeni anayasa yazım süreci dünya tarihinde bir ilk olacaktır.

Aynı zamanda Şili’de politik, ekonomik, kültürel ve sosyal olarak dışlanmış, varlıkları, dilleri ve kimlikleri her zaman reddedilmiş yerli toplulukların temsili de 17 üyeliğin kendilerine tahsis edilmesi ile garanti altına alınmıştı. Yerli toplulukların mülksüzleştirilmeleri, Şili’nin mevcut ekonomik modelinde merkezi bir yere sahip. Doğal madenlerin büyük ekolojik katliamlar yaratarak sömürülmesinden en çok etkilenen kesim bu yerli toplulukları iken onların politik ve ekonomik karar alma süreçlerinden dışlanmaları da işlevsel hale gelmekteydi. Şimdi bu yeni anayasa sürecinde nüfuslarına uygun bir biçimde temsil ediliyor olmaları ülke tarihi açısından önemlidir.

Kurucu kongre 3’te 2 çoğunlukla karar alarak yeni bir anayasa yazmak için 1 senelik bir süreye sahip olacak. Pinochet’in miras bıraktığı güçlü başkanlık, güçlü merkezi otorite ve neoliberal model tartışmaya açılacak konuların başında gelmektedir. Kadınların, yerli halkların, gençlerin seslerinin güçlü bir biçimde çıkacağı bu kurucu sürecin nasıl işleyeceğini izlemenin heyecan verici olacağından ise şüphe etmemek gerek.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa