Apaçık gerçeği tersine çevirme girişimi ancak organize bir kararla mümkündür!

Pandemiye karşı mücadelede, 1 Temmuz itibariyle, “müzik yasağı” ve “maske” dışında bütün önemler kaldırıldı.

Bilim insanları, salgının sonbaharda yeni bir “pik” yapmasından endişe duyuyorlar.

Ama iktidar ve sözcüleri çok rahat; aşı ile pandeminin sorun olmaktan çıkacağını iddia ediyor. 1 aydan beri aşı temininde sorunların aşılmasıyla birlikte, pandemiye karşı zafer kazanmış bir eda ile konuşuyorlar.

Aşı teminine güvenen Erdoğan başta olmak üzere tek adam yönetiminin sözcülerine büyük bir öz güven gelmiş görünüyor.

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, 25 Haziran’da Hatay’da yaptığı konuşmada herkese, “Yok artık” dedirten, “Avrupa’nın en gelişmiş ülkeleri; ABD de dahil hepsi şu COVID ile ilgili aşı var ya aşı... Bu aşıyı ücretli yaptırıyor, biliyor musunuz? Ücret alıyor ücret... İngiltere’de bugün 100 sterlin gibi bir rakamla aşı yapılıyor” diyerek “kör gözüm parmağına” bir gerçeği ters yüz etti.

Erdoğan’a yanıt, anında BBC’den, “İngiltere’de aşı parasızdır. Göçmen, vatandaş, turist, demeden herkese parasız aşı yapılıyor” haberiyle geldi. BBC’nin haberi, sosyal medyadan, başta İngiltere’de yaşayan Türkiye kökenli insanlar olmak üzere pek çok başka kaynaktan da doğrulandı.

YALANA İNANDIRICILIĞI DAHA BÜYÜK BİR YALANLA ARTIRMA TAKTİĞİ

Ama bunlar Erdoğan’ı durduramadı. İddiasını daha da ileri götüren Erdoğan 3 Temmuz’da; “Bugün Avrupa’nın en gelişmiş ülkeleri dahi aşıları ücretle yapıyorlar. 50 sterlin, 100 avro. Biz halkımızdan tek kuruş almadık” demekle de yetinmedi, “Bize nasihat ettiler, ‘Ya böyle de olmaz, belli bir bedel alın’ dediler” diyerek gelişmiş ülkelerde aşının parayla yapıldığı iddialarının üstüne tüy dikti!

Çünkü bırakalım Avrupa’yı ABD’yi dünyada koronavirüs aşısını parayla yapan bir tek ülke bile yoktu!

ABD, Sırbistan, Yunanistan, Rusya gibi ülkelerde aşı olanları teşvik etmek için çeşitli ödüller bile veriliyor. Örneğin Yunanistan aşı olan gençlere 150 avro para veriyor!

Peki gerçek çarpıtılmaya izin vermeyecek kadar açıkken, Erdoğan neden ısrarla “Avrupa ve ABD’de aşı parayla yapılıyor” diyebiliyor?

Böyle bir çıplak gerçek karşısında medya ve siyasette tartışmalar; “Dünyadan bu kadar habersiz midir Türkiye’nin tek adamı Erdoğan?​”, “Etrafındaki onlarca danışman kendisini uyarmıyor mu?​”, “Uyarıları dinlemiyor mu?​” gibi sorular eşliğinde sürüyor.

Sonuçtan bakıldığında bu soruların her birinin yanıtı ötekinden beterdir!

Ancak gelinen yerde, apaçık gerçeği bir propaganda yalanı ile tersine çevirme girişimi, ancak danışmanların ve iktidar sahiplerinin oturup tartışarak, organize olarak aldıkları bir kararla mümkün olabilecek bir şeydir.

Kara propagandanın üstadı, Hitler’in Propaganda Bakanı Goebbels “Eğer söylediğiniz yalana inanılmıyorsa daha büyük bir yalan söyleyin” dememiş miydi?

GERÇEKLER HALKTAN SAKLANMAK İSTENİYOR

Çünkü böylece;

• “128 miyar dolar nerede?​”den başlayarak, krizin ve pandeminin yükünün halka yıkılmasının sonuçları olarak ortaya çıkan yoksullaşmanın, işsizliğin, Erdoğan’ın yüzüne karşı “Eve ekmek götüremiyoruz” diyen AKP’li Malatyalı minibüsçünün şikayetinin, önceki gün Adıyaman ve Malatyalı binlerce tütün üreticilerinin hançeresinden yükselen “Acımızdan ölüyoruz” çığlığının,
• Kadınların İstanbul Sözleşmesi’nden tek adamın imzasıyla çekilmesini tanımayan, üniversite gençliğinin ve akademisyenlerin Boğaziçi Üniversitesi merkezli “özerk demokratik üniversite” talebi etrafındaki mücadelesinin, eğitimin dinileştirilmesinin, Kürtlerin eşit hak talebi, Alevilerin inanç özgürlüğü, halkın yaşam tarzına müdahalelerine karşı tepkilerin, üretici köylülerin ve çevrecilerin ülkenin doğasını, suyunu, toprağını savunma mücadelesinin asıl vatan savunması olduğunun,
• Suç Örgütü Lideri Sedat Peker videolarında ifşa edilen suçların, mafya-siyaset-devlet iç içeliğinin, Mehmet Aydın (tosuncuk) ve Sezgin Baran Korkmaz’ın “Bizi Türk yargısı yargılasın” diyerek Türkiye’ye gelmek istemelerinin (Tosuncuk dün sabah saatlerinde geldi), Demirtaş ve HDP’li siyasetçilerin yıllardır cezaevinde tutulmalarının, HDP’nin kapatılmasının... arkasındaki gerçeklerin,
• Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar”ı (3Y) kaldırmak iddiasıyla iktidara gelen Erdoğan ve AKP’sinin 20 yıla dayanan iktidarlarıyla bu 3Y’ye “Yağma”, “Yozlaşma”yı da ekleyerek 3 Y’yi 5 Y yaptığının bütün çirkinliğiyle su yüzüne çıkmasının... üstünü örtmek için kara propagandanın, (Yalanı sistematik bir biçimde kullanarak yığınların aklını karıştırmayı), yalanın çıtasını sınırsız bir biçimde yükseltmeye karar vermişlerdir.

TEK ADAM REJİMİNİN TEŞHİRİNİN ZEMİNİ GENİŞLEDİ

Masa başında yapılan, “Eğer biz açık gerçekleri yok sayıp halka bizim duymak istediklerimizin asıl gerçek olduğunu söylersek, bütün yaptıklarımızın üstünü örtebiliriz” biçimindeki Goebbelsçi hesap, bir dereceye kadar geçerli olsa da sürgit sürdürülemezdir. Hele de AKP’nin vaatlerine inanların sayısının her gün eridiği bir süreçte, Goebbels’in öğüdüne uygun bir kara propaganda, iktidarın kendi ayağına kurşun sıkmasına dönüşmektedir.

Bu yüzden, “128 milyar dolar nerede?​”den yayılmacı, yeni Osmanlıcı dış politikaya, teröre karşı mücadele adı altında 200 yıllık demokratik kazanımların tasfiyesi, en gerici güçlerin harekete geçirilmiş olması, mafya-siyaset-devlet ilişkisinin kirli çamaşırlarının ortalığa saçılması... tek adam yönetimi uygulamalarının teşhiri ve gerçeklerin açıklanmasının zeminini son derece genişletmiş bulunmaktadır.