Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat
8 Temmuz 2021

Erdoğan için ‘Soylu sorunu’ iktidarda kalıp kalmama sorununa dönüşmüştür

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili “İstifa etti”, “Görevden alınacak” tartışmaları son günlerde siyasi gündemin üst sıralarına çıkmıştı.

Son haftalarda;

  • Peker videolarındaki suçlamalar karşısında Erdoğan’ın Soylu’ya “düşük profilli” bir destek vermesi,
  • Saray’da yapılan ve içişleri bakanını doğrudan ilgilendiren “Kaymakamlar toplantısı” ile “Kadına yönelik şiddet”le ilgili toplantıya Soylu’nun çağrılmaması,
  • Son günlerde AKP içinde Soylu aleyhindeki cereyanların güçlenmesi; “Erdoğan Soylu’nun yerine getireceği İçişleri Bakanı adayı olarak iki ismi Bahçeli’ye sundu” gibi iddialara karşın, Devlet Bahçeli AKP içinden çıkıp kamuoyuna yansıyan tartışmalara son noktayı koydu.

Önceki gün partisinin grup toplantısında “Kim demiş Sayın Soylu sahipsiz” diyen Bahçeli; “İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’ya yapılan itibar suikastlarını, siyasi linç girişimlerini, zulme varan isnatları asla ama asla kabul etmediğimizi tarihe not olarak düşmek istiyorum...” diyerek o bilinen üslubuyla Soylu’yu yere göğe sığdıramadı.

Soylu da Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “...Büyüğümüz MHP Genel Başkanı Sn. Dr. Devlet Bahçeli’ye güven ve inancı için minnet ve şükran duyuyorum. Allah razı olsun” diye yazdı.

BAHÇELİ’NİN KONUŞMASINDAKİ HEDEF ERDOĞAN VE AKP’DİR!

Soylu’nun ne zaman başı sıkışsa Bahçeli hemen yardımına koşmuştur.

Örneğin, 12 Nisan 2020’de malum “Sokağa çıkma yasağı”nı skandala dönüştürmesi sonrasında yükselen tepkiler karşısında istifa ettiğinde de Soylu’ya sahip çıkan Bahçeli, Soylu’nun icraatlarını överek istifasını geri çekmesini istemişti. Erdoğan da istifayı kabul etmeyerek, her halde buna şimdi pişman olsa da Bahçeli’yi memnun etmişti.

Sedat Peker’in videolarında Soylu’yu hedefe koyması karşısında da Bahçeli, “Hiç kimse T.C. İçişleri Bakanının boynuna tasma geçiremeyecek” diyerek Soylu’yu “tam saha” savunarak sahip çıkmakla kalmamış, 1 gün sonra AKP Meclis Grubunda konuşacak Erdoğan’ın da Soylu’nun arkasında saf tutan bir konuşma yapmasını zorunlu hale getirmişti.

Yukarıda sözünü ettiğimiz ilk iki vakada Bahçeli’nin Soylu’yu savunurken hedefi, Erdoğan ve AKP değildi. Elbette ki Bahçeli’nin her ne kadar Soylu’yu savunmasında Erdoğan ve AKP’ye üstü kapalı biçimde, “Soylu’ya dokundurmam” mesajı olsa da asıl ve açık hedef AKP ve Erdoğan değildi. Bahçeli’nin önceki günkü konuşmasında ise Bahçeli ve ona teşekkür eden Soylu soyut bir düşmana karşı verip veriştiriyor görünseler de bu sefer asıl hedef AKP ve Erdoğan’dır. Çünkü Soylu’nun “İstifa ettiği”, “Görevden alınacağı”na dair iddialar AKP içinden esen rüzgarlarla kamuoyuna taşınmıştır!

Çünkü Erdoğan uzunca bir zamandan beri, Soylu’yu görevden almak için fırsat kollamaktadır. Peker’in ifşaları karşısında, Bahçeli’nin arkadan itmesine karşın sadece sözde kalan bir “Yanındaydım, yanındayım, yanında olacağım” açıklamasıyla yetinilmesi ve İçişleri Bakanı Soylu değilmiş gibi yapılan protokol uygulamaları, Erdoğan’ın Soylu’yu istifaya zorladığı, olmadı görevden almak için fırsat kolladığının işaretidir.

MHP ARTIK FİİLEN DE KOALİSYON ORTAĞIDIR!

Böylece bir bakanı görevden alıp yerine AKP içindeki dengeleri gözeterek bir başka kişiyi bakan atama gibi tek adam Erdoğan için çocuk oyuncağı olan Soylu sorunu, Cumhur İttifakının sürüp sürmemesi, başka bir söyleyişle iktidarda kalıp kalmama sorunu haline gelmiştir.

Nasıl ki, Erdoğan izlediği dış politika ve ekonomik politikalarla ülkeyi batı emperyalizmine mahkum hale getirmişse izlediği iç politika ile de kendisini Bahçeli’ye ve onun MHP’sine mahkum hale getirmiştir.

Bu saatten sonra artık MHP, sadece AKP ve Erdoğan’ın Cumhur İttifakının ortağı değil fiilen tek adam yönetiminin koalisyon ortağıdır da!

Yani Bahçeli ve MHP artık sadece fikriyle iktidarda olan değil, fikriyle birlikte fiilen de iktidarın ortağı haline gelmiştir.

Artık Bahçeli ve MHP’nin kabinede en az bir bakanı (içişleri bakanı) vardır.

MHP ve Bahçeli için Erdoğan ve AKP’nin Soylu üstünden sürekli ayar verilir hale getirilmesi, geçici de olsa onlar için güçlenme işaretidir. Ama, aynı güçlenme Soylu için söz konusu değildir. Tersine Soylu bundan böyle kabine ve parti içinde daha çok “mobbinge” maruz kalırken, AKP’deki siyasi serüveninin de sonuna gelmiştir. Soylu’nun AKP’deki sonu, Cumhur İttifakının “sonu”yla sınırlanmış görünmektedir.

SOYLU İÇİN AKP İÇİNDE BİR GELECEK KALMAMIŞTIR

Tabii Bahçeli’nin Soylu’yu MHP’nin üstünde bir yük olarak görüp gözden çıkarmaya karar vermesi halinde Soylu’nun AKP’deki serüveni daha da kısalabilir.

Burada, “tek adam iktidarının sonu” ya da “Cumhur İttifakının sonu” derken, çok uzun bir gelecekten söz etmiyoruz. Çünkü Cumhur İttifakının halk indindeki desteğinin hızla eriyip iktidarda kalma meşruiyetini kaybeden bir mecraya girmiş olmasını bir yana bıraksak bile, az çok “normal” koşullarda yapılacak ilk seçimi Erdoğan ve partisinin MHP ile de MHP’siz de kazanamayacağı artık herkesin bildiği bir gerçektir. En başta da Erdoğan ve Bahçeli bunu bilmektedir.

Burada Soylu’nun geleceği için şunları da ekleyebiliriz:

Yakın bir zamana kadar Soylu, Erdoğan sorasında AKP’nin liderliği için en güçlü adayların başında geliyordu. Ama artık Soylu, Erdoğan sonrasında AKP içinde değil ama olsa olsa Bahçeli sonrasında MHP’nin liderliğine aday olabilir bir pozisyona sürüklenmiştir. Tabii, Bahçeli sonrasında kendisini lider gören MHP içindeki kurtlar tarafından parçalanmazsa!

Evrensel'i Takip Et