14 Temmuz 2021 00:50

‘Yerlilik ve millilik’ bu mu; uluslararası tekellerin tekerine çomak sokan 10 üretici tutuklandı!

Adıyamanlı tütüncülerin eylemleri

Fotoğraf: MA

Paylaş

“Ekmeğimizle oynamayın”, “Tütün üretemezsek aç kalırız” diye yollara dökülen, 4 Temmuz günü Adana-Malatya kara yolunu trafiğe kapatan tütün üreticileri, uzun yıllardır destek verdikleri AKP ve iktidarını protesto ettiler.Bu protestoya katılan tütün üreticilerinden 16’sı evleri basılarak gözaltına alındı. Gözaltına alınan üreticilerden 10’u 12 Temmuz günü sabaha karşı çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. 6 üretici ise adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakıldı.

Tütün üreticileri, ”2911 sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefet”, “Görevli memura görevini yaptırmamak” ve “Yol kapatarak seyahat özgürlüğünü engellemek” iddialarıyla tutuklandı.

TÜM TÜTÜN ÜRETİCİLERİNE GÖZDAĞI TUTUKLAMASI

Tütün üretimi sadece Malatya ve Adıyaman’da yapılmıyor. Tersine bugün mevcut durumda tütün üreterek geçimini sağlayan pek çok ile yayılmış oldukça geniş bir nüfus var. Dolayısıyla Malatya ve Adıyamanlı üreticilerin talepleri sadece eyleme katılan binlerin değil, ülke sathındaki yüz binlerce yoksul tütün üreticisi ailenin talepleridir.

En demokratik haklarını kullanıp, tamamen yasalar çerçevesinde taleplerini ifade eden tütün üreticilerinin 16’sının sabaha karşı evlerinin basılarak gözaltına alınmaları ve içlerinden 10’unun tutuklanması aslında bugün sadece eyleme geçen üreticilere değil, eyleme geçerek hak talebinde bulunma ihtimali olan tüm tütün üreticilerine bir gözdağıdır. Hatta bu tutuklamalar, hak talebinde bulunacak tüm üretici köylülere gözdağıdır!

Mezopotamya Ajansı (MA) ve gazetemizin muhabirlerine konuşan tütün üreticileri, köylerinde AKP’ye çok yüksek oy çıktığını ama buna karşın iktidarın kendilerinin isteklerini duymadığını, duysa da umursamadığını söylüyorlar.

Olup bitene bakıldığında Erdoğan ve partisi tütün üreticilerine; “Sadece oy vermeniz yetmez, biat etmeniz de gerekir. Size ne gerektiğini siz değil biz biliriz. Sizin de biz ne diyorsak iyi olanın o olduğunu bilmeniz gerekir” diyor!

Demekle de kalmıyor, sadece en demokratik haklarını kullandıkları için 10 üreticiyi tutuklayarak da biat etmeyenlerin gözünün yaşına bakmayacaklarını söylemiş oluyor.

Erdoğan ve tek adam yönetimi böyle diyor ama eyleme katılan üreticilerin gerek taleplerini ifade etmelerindeki kararlılık gerekse bu ifade edişe kattıkları öfkelerinden açıkça görülmektedir ki, AKP’ye en yüksek desteği veren üreticiler yaşadıklarından ders çıkarmışlar, çıkarmaktadırlar da!

YERLİLİK VE MİLLİLİĞİN BÖYLESİ EMPERYALİZME HİZMETTİR!

Savcı ve mahkemenin kararına bakıldığında tütün üreticileri, “2911 sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefet, görevli memura görevini yaptırmamak, seyahat özgürlüğünü engellemek” gibi tütün ekimi ve ticaretiyle hiçbir ilgisi görülmeyen suçlamalarla tutuklanmıştır. Ancak, olanlara daha yakından bakıldığında iktidarın, 1 Temmuz’da yürürlüğe giren yasayla;

  • TEKEL’in özelleştirilmesinden sonra, uluslararası tekellerin tütün ve sigara pazarının dışında, küçük üreteciler etrafında oluşan tütün ve sigara piyasasını tasfiye etmeyi,
  • Vergilendirilmeyen bu alanın vergilendirilmesini amaçladığı açıkça anlaşılmaktadır.

Bunun sahadaki anlamı ise, birkaç yüz metrekare, bilemediniz 1-2 dönümlük araziye sahip küçük tütün üretiminin “kooperatifleştirme” adı altında tasfiye edilmesidir.

Böylece uluslararası tekellere devredilen tütün üretimi ve tütün ve sigara pazarının tümüyle uluslararası tekellere devredilmesi, yani TEKEL’in özelleştirilmesinin son adımı da atılmış olacaktır.

Gelmiş geçmiş bütün iktidarlardan daha “yerli ve milli” olduğunu iddia eden Erdoğan iktidarı, 1 Temmuz’da yürürlüğe giren yasayla Türkiye’de tütün üretimi ve pazarında “yerli ve milli” ne kalmışsa onu ABD, İngiliz ve Japon menşeli uluslararası tütün ve sigara tekellerine(*) devretmek istediğini ortaya koymuş olmaktadır.

Demek ki, bunların “yerlilik ve millilik”leri” uluslararası tekellerin çıkarlarının başladığı yerde bitmektedir. Ya da “Böyle olur, AKP-MHP’nin yerlilik ve milliliği” diyebiliriz! En azından bu vesileyle bir kez daha görmüş olduk.

TÜTÜN ÜRETİCİLERİ ANTİEMPERYALİST BİR MÜCADELE VERİYOR

1990’ların ilk yarısında başlayan ve sonraki 10-12 yıllık dönemde, TEKEL işçilerinin direngen mücadelesine karşın, özelleştirme adına TEKEL’in fabrikaları, depoları ve kıymetli arazileri sermayenin yağmasına açılmış, sigara ve tütün pazarı da tümüyle yukarıda adı geçen uluslararası tekellere devredilmiştir.

Özetlersek;

  1. İktidar bu yasayla TEKEL’in özelleştirilmesiyle girilen yolda son adımı atarak, emperyalist tekellerin kârlarını artırmanın önündeki son engelleri de kaldırmak istemektedir.
  2. Tütün üreticilerinin çıkışı; sadece küçük üreticinin çıkarıyla sınırlı değildir. Bu çıkış aynı zamanda uluslararası tekellerin çıkarına çomak sokan bir tutum olarak antiemperyalist bir tutumdur.

Nitekim gazetemize konuşan tütün üreticileri, “Yerli tütün üretiminin sürmesini, tütün üreticisine hapis cezası öngören düzenlemenin kaldırılmasını” istiyorlar. Dahası tütün üreticileri, “Hükümet, çiftçiye ‘Ekim yaparsanız sizi hapse atarım’ diyor. Bunun anlamı Amerikan tütünü ekmek serbest, Adıyaman tütünü ekmek yasak demektir” diyerek, olup bitenin farkında olduklarını gösteriyorlar. Daha ne desinler ki!

(*) Türkiye’de sigara üretimi Philip Morris International (ABD), British Tabacco (ABD-İngiliz) ve JTI (Japon) sermayeli üç şirket tarafından Samsun ve İzmir’de kurulu üç fabrikada gerçekleştirilmektedir.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa