Köleci militarizm
Modern zamanlarda köleciliğin nasıl var olduğunu ve işlediğini anlamak için birçok örnek verilebilir. Guatemala’da kahve yetiştirilen büyük işletmelerde çalışan tarım işçilerinin yaşadıklarını anımsayalım. Bu işçiler başka seçenekleri olmadığı için ay boyunca işletmenin kantininden alışveriş etmek zorundadır. Emeklerinin karşılığı olarak aldıkları aylık ücretin hemen hepsini ay sonunda kantine, yani işletme sahibine geri öderler. Patronlar kantinde içki satılmasını da sağlar ve işçilerin bol içki tüketmesini de teşvik ederler. İçkiyi fazla kaçıran işçiler, kısa sürede kantine, yani işletme sahibine borçlanır ve borç kapatmak için çalışmaya başlarlar.
Güney Afrika’nın üzüm bağları ve şarapları ile bilinen bölgelerinde üzüm toplayan tarım işçilerini anımsayalım. Patronlar bu işçilere ücretlerini yıllarca şarap ile ödemekte ısrar ettiler. İşçiler güya ödeme yerine aldıkları şarabı satacaklardı. Oysa şarabın satılması veya takas edilmesi zor, tüketilmesi ise kolaydı. İşçilerin bir bölümü yaşadıkları eziyetli yaşamı kolaylaştırmak adına sarhoş olmaya yönelebilirdi. Bölgedeki bağlarda çalışan işçiler arasında alkolizm ve alkolle ilişkili erken ölümler yaygındı. Bağlarda çalışan kadınların bebeklerinde doğrudan alkol tüketiminden kaynaklanan sorunların yaygın olduğunu yıllar önce yazmıştım. İşin içine aşırı alkol girdiği sürece, tarım işçileri bağ sahibine borçlanmaktan ve borç kapatmak için bir köle gibi çalışmaktan kurtulamıyordu.
Bu gibi örneklerle militarist rejimlerin halkı borçlandırması arasında büyük bir benzerlik var. Eskiden sultan veya kral, eli silah tutabilecek tüm erkekleri savaşa gönderebilirdi. Her erkek askere gitmeyi bir borç olarak görmek zorundaydı çünkü halk sultan veya kralın malıydı. Günümüzde ise, bu borcun bir şekilde üretilmesi ve yaygınlaştırılması gerekiyor.
Askerliğin zorunlu olmadığı ABD’de, devasa profesyonel bir ordu var. Bu nedenle, borçlandırmanın sürekli ve etkin olması isteniyor. Bu da, yöntemlerin çeşitlendirilmesini ve yeni olanakların yaratılmasını gerekli kılıyor. Ordunun yoksul gençler için sağlam bir ekmek kapısı olarak sunulduğunu daha önce defalarca yazmıştım. Her şeyin paraya bağlı olduğu bir dünyada yaşamak zorunda olan gençler zaten doğuştan borçlular. Ama bunun dışında başka yöntemler de gerekiyor. Bunlardan biri, üniversiteye gidecek parası olmayanlara orduya katılma karşılığında üniversitede okumaya yetecek paranın sağlanması.
Ama bunlar militarizmin sürdürülmesi için yeterli değil. Toplumun militarizme karşı duygusal olarak borçlanması, bir çeşit duygusal kölelik bağı oluşması isteniyor. Geçenlerde tanık olduğum bir konuşmayı örnek olarak verebilirim. Kendi ailesindeki askerlik deneyimlerini anlatan ABD’li bir akademisyen, özetle şunları söylüyordu:
Babam 14 yıl boyunca donanmadaydı. II. Dünya Savaşı’nda savaştı. Onun sayesinde başımızı sokacak bir evimiz, cebimizde harçlığımız oldu. Kocam malul gaziydi. Onun babası da askerdi. Eşimin ilk evliliğinden olan üvey oğlum da donanmaydı. O da malul gazi. Donanmada öğrendiği beceriler ve II. Dünya Savaşı’ndan dönen askerlere üniversitelerin kapılarının açılmasından yararlanarak aldığı eğitim sayesinde yaşamını sürdürecek bir işi oldu. Diğer üvey oğlum da Kara Kuvvetlerindeydi. O da orduda edindiği becerileri kullanarak ailesini besleyebildi. Militarizm kötü olabilir ama çevremdeki insanların kötülenmesine izin veremem.
Bu sözler şu anlama geliyor: “Babam, eşim, çocuğum orduya emek verirken sakatlandılar. Bu nedenle onlara haksızlık edemeyiz. Onlar, eşlerini ve çocuklarını geçindirmeyi ordu sayesinde başardılar. Onların emeğini görmemezlik edemeyiz.” Bu zihniyeti benimseyenler çok çünkü militarist rejimlerin olduğu ABD gibi ülkelerde, sürekli “kahraman”, “malul”, “gazi” ve “şehit” üretiliyor. Bu kavramlara ısrarla yüklenen duygusal anlam, rejim ne kadar çok savaş üretirse büyüyor ve toplumun militarizme karşı duygusal açıdan zayıflamasına yol açıyor. Yani toplumun çoğunluğu, militarizmin yarattığı acı ve kötülük karşısında ayağa kalkıp barış istemek yerine, militarizmin kölesi durumuna dönüşüyor. Modern zamanların köleci militarizmi işte böyle işliyor.
- Çocuk çocuktur! 08 Aralık 2024 04:29
- Soul Behar Tsalik: Gazze’den çıkın! 01 Aralık 2024 04:30
- Profesör Saibaba ardından 17 Kasım 2024 04:01
- Irkçılığa karşı zırh gerek 03 Kasım 2024 04:03
- Almanya, militarizm ve okullar 20 Ekim 2024 04:15
- Nihon Hidankyo kuruluş bildirgesi 13 Ekim 2024 04:15
- Yuval: Soykırıma ortak olmam 29 Eylül 2024 04:54
- Ordunun kıskacındaki gençler 15 Eylül 2024 04:08
- Nükleer felaket önlenebilir 08 Eylül 2024 04:27
- Nükleer kuyu 01 Eylül 2024 04:25
- Oryan Mueller de reddediyor 25 Ağustos 2024 04:40
- İtamar Greenberg reddediyor 18 Ağustos 2024 04:35