27 Ağustos 2021 00:02

Büyük fotoğraf

Erdoğan'ın fotoğralarından kolaj

Kolaj: Ekran görüntüleri

Paylaş

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen haftalarda bir TV programında birçok konunun yanında sanatçılara yönelik; “Onların meslekleri sanat. Sanatlarını icra etsinler biz de onların başarı oranına göre saygı duyalım. Erken seçimmiş, başkanlık sistemi doğru değilmiş... Bırak o bizim işimiz. Anlamazsın bu işten” diye konuştu. Konuşabilir tabii “demokrasi ve ifade özgürlüğü var(!)”

Aslında Erdoğan doğru söylüyor herkes işiyle uğraşsın. Mesela Cumhurbaşkanı cumhurbaşkanlığını yapsın. Şimdi diyeceksiniz ki daha ne yapsın? Bir koltukta iki karpuz taşıyor. Koskoca ülkeyi Cumhurbaşkanı olarak yönetirken diğer yandan geçmişte nüfusun yarısının oy verdiği AKP’yi yönetiyor. Toplamda bir buçuk ülkeyi yönetmek kolay değil.

(Daha detaylı bilgi için)

Aslında ne kadar şanslı olduğumuzu da düşünebiliriz. Her şeyi kendine bağlayıp milletin uğraşmasına gerek bırakmıyor. Şimdi diyebilirsiniz ki bu kadar bakan, yöneticiye ne gerek var. Zaten bakanlar söze ‘Cumhurbaşkanımızın talimatıyla’ diye başlıyorlar. Yani olsalar da olmasalar da fark etmiyor. Böylece boşa israf edilen maaşlar, makam araçları ve binalara da gerek kalmaz. Şimdi Cumhurbaşkanının aldığı sorumlulukları yazsam yer kalmaz. Ama birkaç örnek vereyim. S-400’ler alındı, F-35’lerin parası yatırıldı ama alınamadı. Suriye bir gecede düşman oldu, ‘Eset’ bir türlü düşürülemedi ama Amerika’nın yapamadığını yapma gayretleri sürüyor. Aya çıkıyoruz, milli otomobil yapıyoruz, doğal gazlar bulunuyor. Kıbrıs’a şaşaalı külliyenin yapılacağının müjdesi veriliyor. Otoyollar, köprüler yapılıyor müşteri garantili, şehir hastaneleri yapılıyor hasta garantili, kentsel dönüşümler yapılıyor, inşaat ve turizm odaklı daha ne yapılsın derken Kanal İstanbul’u unutmamak lazım. Bu ve bunun gibi büyük işler. Bir de küçük işler var. Belediye ve üniversitelere kayyum atama işleri, telekomünikasyon işleri (4 değil 5 değil 4.5 G olsun). Yangınlardan anlar, faiz oranlarından anlar, iletişim kendilerinden sorulur. Kovid-19 deyince hemen akla gelir. Bütün açıklamaları tüm kanallarda canlı yayımlanarak bazen parti başkanı, bazen cumhurbaşkanı bazen ilçe başkanı bazen general bazen bakan bazen milletvekili olarak daima karşımıza çıkar. O zaman bir kez daha yineleyelim birden fazla maaş alan bürokratlara ne gerek var?

Şimdi yukarıda alıntıladığım sözü bir kez daha okuyun.

“Onların meslekleri sanat. Sanatlarını icra etsinler biz de onların başarı oranına göre saygı duyalım. Erken seçimmiş, başkanlık sistemi doğru değilmiş... Bırak o bizim işimiz. Anlamazsın bu işten” RTE.

Dikkat ederseniz demokrasi ve ifade özgürlüğünü en çok da kullanan Erdoğan oluyor. Millet de kullansın tabii ülkenin Cumhurbaşkanı bu özgürlükleri kullandığına göre yukarıdan aşağıya sirayet edebilir diye düşüneceksiniz doğal olarak. Sakın ha…

Cumhurbaşkanına hakaret, demokrasi ve ifade özgürlüğüne aykırı davranmak yetmezse terörist olarak yargılanabilirsiniz.

Siyaset, bilim ve sanat iç içedir. Biri olmadan diğeri olmaz. Konuyu açsam sayfalarca sürer.

En iyisi bir düşünün, Sayın Erdoğan bir an kendini yukarıdaki kimliklerden soyutlayıp bir sanatçı olduğunu, sonra bir X cumhurbaşkanının yukarıdaki sözleri söylediğini düşünsün. Eminim siyasete atıldığı günlerde söylediklerini, iktidara yerleştikçe nasıl tersini yaptıysa, bir an sanatçı olsaydı neler söyleyeceğini tahmin edin derim. Pragmatizm dedikleri bu olsa gerek.

Aristotales de şu noktayı vurguluyordu: “Olup bitenlerin eksiksiz biçimde taklidi elbette ozanın işi değildir; ama, olasılıkla ve zorunlulukla ileride olabilecekler, yani olanaklı onun işidir.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa