Köklü dönüşümler için
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/188265.jpg)
Fotoğraf: Pexels
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, ABD Başkanı Biden’ın aynı gün basında yer alan “Afganistan'daki kararımız diğer ülkeler için de geçerli olacak. Bir ülkeyi yeniden inşa etmek için askeri operasyon düzenleme dönemi sona erdi" açıklamasını okumak kara mizahın yeni bir örneği gibi. Biden bu açıklamasını ABD askerlerinin Afganistan’dan çekilmesi dolayısıyla yapmış. Biden sadece bunları söylemiyor, şunları da konuşmasının arasına serpiştirmiş, "insan hakları dış politikamızın merkezinde yer alıyor ve bunu sağlamanın en iyi yolu askeri operasyonlar değil, diplomasidir."
ABD Başkanı bunları söylerken 20 yıl boyunca yürüttükleri Afganistan savaşının ABD’ye maliyetinin günde 300 milyon dolar olduğunu eklemeyi de unutmamış. Biden bunları söylediği sırada ABD’nin Amerika kıtası dışında 172 farklı ülkede, değişik büyüklüklerde 800’e yakın askeri üssü ve yaklaşık 320 bin civarında Amerikan askeri bulunuyordu. ABD’nin bu yılki askeri bütçesi ise -gerçekte çok daha fazla olmasına rağmen- resmi olarak da 800 milyar doların üzerinde idi.
Bu gazetenin okuyucuları da, dünya politikasını takip eden sağ duyulu her kişi de çok iyi biliyor ki, ABD Başkanı’nın bu söylediklerine ‘o halde neden silahlanmaya, yeni üsler peşinde koşmaya, dünyanın stratejik bölgelerine askeri yığınak yapmaya devam ediyorsunuz? 20 yıl boyunca günde Afganistan’ın yıkımı için harcadığınız 300 milyon doları ülkenin imarı ve kalkınması için harcasaydınız şimdi durum çok farklı olurdu’ diye karşılık vermek sadece bir yalanın, iki yüzlülüğün teşhir edilmesi olacaktır.
Yalanı, iki yüzlülüğü, gerçeklerle demagojiler arasındaki çelişkiyi ortaya çıkarmak, teşhir etmek elbette çok önemli ve bazen sadece etkili bir teşhir yapmak bile bir karşı koyuşun, mücadeleye yönelmenin fitilini ateşleyebiliyor. Bu kuşkusuz var olan koşullar aynı kaldığı sürece köklü dönüşümler, alt üst oluşlar için mücadele edenlerin hiç ara vermeyecekleri bir çalışma biçimi. Bu çalışmanın etkinliği ölçüsünde daha ileri mücadele ve örgütlenme biçimleri ortaya çıkıyor ve gelişiyor.
Başta ABD emperyalizmi olmak üzere emperyalizme, onun yerli işbirlikçilerine karşı mücadelenin çok daha fazla önem kazandığı bir dönemdeyiz. Biden’ın söylediklerini bu gerçeği dikkate alarak yeniden irdelersek, ABD’nin askeri müdahalelerin yanı sıra yerli işbirlikçilere dayanma, onları yeniden organize etme ve ABD’nin stratejik çıkarlarının -ekonomik, askeri, diplomatik- kararlı savunucuları haline getirmede yeni yol ve yöntemleri de geliştireceğini öngörebiliriz. Kuşkusuz bunlar bugüne kadar bildiğimiz, tanıdığımız yol ve yöntemlerden çok fazla farklılık göstermeyecektir. Ama halen, sadece dayandıkları işbirlikçileri, aktörleri değiştirmek bile bir süre için etkili olabiliyor.
Bunun örnekleri de gözlerimizin önünde oluşuyor ve gelişiyor. Erdoğan iktidarı onca ABD karşıtı demagojiye karşın ABD ile daha fazla iş tutmaya hazır ve nazır. Yeter ki ABD güçlü bir yeşil ışık yaksın. AKP’den ve MHP’den kopmuş “muhalefet“ partilerinin durumları da bundan hiç farklı değil. Onlar içinde bütün yollar ABD başta olmak üzere emperyalizmle işbirliğine, ülkenin soyulmasının devamına çıkıyor. Aktörlerin değişebileceği, temel politikaların sürdürüleceği bir durum var ortada. CHP’nin kısmi farklılığı ise onun tabanından, içindeki farklı eğilimlerden, kimi yerel örgütlerin tutumundan kaynaklanıyor. Ama sonuçta CHP üst yönetimi, karar mekanizmalarındaki aktörler bu partiyi farklı gerekçelerle de olsa “geleneksel müttefiklere” bağlı bir çizgide tutmayı başarıyorlar.
O halde köklü dönüşümler için atılım nereden gelecek? Bu atılımın bu ülkenin işçi ve emekçilerinden, olup bitene şimdilik içten içe isyan eden halkından geleceği açıktır. Çözümün nasıl olacağı da büyük bir sır değildir. Ülkenin emperyalizme bağımlılıktan kurtulması, halkın egemenliğine dayanan bir demokrasiye sahip olması, ülke içinde barışın ve kardeşliğin egemen olması sorunların çözümüne giden yoldur. Sorun bu yolun nasıl yürüneceğindedir. Geçtiğimiz günlerde ölen sanatçı Ferhan Şensoy’un harika benzetmesi ile ifade edecek olursak: “faşist bir yağmur yağıyor, büyük bir şemsiyenin altında toplanmalıyız.” Bugün bu şemsiye emek, demokrasi ve barış güçleridir. Onlar bu görevden kaçınma lüksüne sahip değiller.
Evrensel'i Takip Et