09 Eylül 2021 23:58

Yönetmensiz oyun olmaz!

Zöhre Tedik

Fotoğraf: Özcan Yaman

Paylaş

10.10.10/101 Ankara Gar önü (Mahşer)
Kardeşler kardeşler kardeşler
Ne Tanrı duyuyor çığlığı ne Devlet
Ölüm de kaybediyor haysiyetini
(Ahmet Telli)

Ankara Katliamı’nın üstünden tam 5 yıl 11 ay geçti. 3 Eylül 2021 tarihinde firari sanıklarla ilgili 12. duruşma Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü, 24 Kasım 2021 tarihine ertelendi. Duruşmaya aileler her zamanki gibi katıldılar. Ben de katılarak 6 yıl sonra gelinen durumu izleyip paylaşmak istedim.

Aslında uzun uzun yazılacak bir şey yok. Bir kez daha yönetmensiz bir oyun sergilendiğine tanık olup, 24 Kasım’da yapılacak olan 13. duruşmaya katılmak üzere Ankara’dan ayrıldık. Duruşmada mahkeme başkanının müşteki ve davacılara ilişkin sözleri her şeyi özetliyordu.

“Seyirciler…” Evet duruşmaya katılanlar “seyirci” olmuştu.

Av. İlke Işık; davanın başından beri katliamda sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin korunduğunu ve gerçeğin açığa çıkmaması için her şeyin yapıldığını söyledi. “6 yıldır bu ülkenin gördüğü en büyük katliamın nasıl yapıldığını ortaya çıkarmak için uğraşıyoruz. IŞİD’in yanı sıra herkesin sorumluluğunun ortaya konulması için uğraşıyoruz. Tüm sorumlular yargılanmazsa katliamlar devam eder. 2015’te bir korku iklimi oluşturuldu. Bu korku iklimi sayesinde 1 Kasım 2015’ten beri bambaşka bir ülkede yaşıyoruz. 6 yıldır soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulunuyoruz. Siz de önceki heyet gibi hiçbir açıklama yapmadan neredeyse bütün taleplerimizi reddettiniz. Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkililerini neden dinleyemiyoruz? ‘Nasıl önlem aldınız’ diye niye soramıyoruz? Az önce bir asker sözü geçti diye ifadeyi kestiniz. Bu ülkede devletin dahli olan her suçun üstü örtülmeye çalışıldı.” diyerek hem duruşmayı hem de sonraki duruşmaların nereye doğru evrilmekte olduğunu özetledi.

Mustafa Özdağ’ın ve Zöhre Tedik’in mahkeme salonunda heyete yönelttiği itirazları “Biz seyirci değiliz! Davacıyız… Bence basın şunu yazmalı. Mahkeme bizi yargılıyor, canı yanmış aileleri dışarı atıyor. Adaletsizliği hukuksuzluğu bunu yazın” oldu.

Şimdi düşünelim. “Seyirci” varsa ortada oyuncular var demektir. Davacılar “seyirci” oluyorlarsa mahkeme heyeti de “oyuncu” oluyor. Peki yönetmen veya yönetmenler nerede? Yıllardır yönetmenlerin sorumluluğunun var olduğunu iddia eden davacıların iddialarına karşılık bir tane bile sorumlunun, bırakın sanık olmayı tanık olarak bile dinlenmesi sağlanamadı. Bir 10 Ekim Ankara Katliamı davası böyle sonuçlandı.

Merak edenler; basın açıklamasını, Zöhre ablanın ve Mustafa Özdağ’ın isyanlarını aşağıdan izleyebilirler.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa