14 Eylül 2021 00:50

‘Mültecileri ülkelerine geri gönderme’ mülteci sorununa çözüm olabilir mi?

Suriyeli mülteciler

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, önceki gün Manavgat’ta gazetecilerin sorularını yanıtlarken, mülteci politikasıyla ilgili dikkat çekici açıklamalar yaptı.

“Suriye başta olmak üzere mültecilerin ülkelerine döndürülmesi için çalışmalarımız var. Bir de komşu ülkeler Lübnan, Ürdün, Irak’la birlikte olarak bir inisiyatif başlattık... Türkiye’ye resmi ziyarete gelen BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi ile de görüştük” diyen Çavuşoğlu, “Artık mültecilerin ülkelerine döndürülmesi için uluslararası toplumdan daha iyi destek görmeye başladık…” gibi, bugüne kadar pek sözünü etmediği gelişme ve girişimlerden söz etti.

Oysa iktidar; 2013’ten daha 1 ay öncesine kadar yerine göre mazlum Türkiye'nin Müslümanların sığınağı ülke olduğunu iddia ediyor, yerine göre mültecileri, batılı emperyalistlerle “at pazarlığı” konusu olarak kullanıyordu. Bugün gelinen yerde böyle kısa sürede, mülteci sorununun çözümü için komşu ülkelerle ilişkiye geçilmesi, BM’yi devreye sokmak için adım atılması dikkat çekici olmaktadır.

MÜLTECİ SORUNUNDA İKTİDARIN GELDİĞİ YER OLUMLU MUDUR?

Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, daha 7 Ağustos 2012’de, “Zayıf ülke olmadığımız için 4 milyon göçmen korumamız altında. Finansmanı iyi yönettiği için bunu başarıyor. Bundan sonra da bu tür adımları atacağız” açıklamasından ya da AKP’nin ağır topları tarafından “Suriyeliler olmasa sanayimiz batar” demeye varan iddiaların üstünden 40 gün bile geçmeden “Bir mülteci daha alacak halimiz yok”a gelinmesi bir başarı mıdır yoksa 8 yılık dış politikanın başarısızlığı mıdır tartışılabilir ama dikkat çekicidir.

İktidarın 2013’ten beri mültecileri kendi iç ve dış politikasının aleti olarak istismar eden bir çizgide hareket etmesinden sonra, mülteci sorununda komşularla, BM ile ortak hareket etmekten söz eden Çavuşoğlu’nun açıklamalarını dikkat çekici yapmaktadır ama ne yazık ki, “olumlu” olduğunu söylemek olanaklı görünmemektedir.

Çünkü Çavuşoğlu, asıl amaçlarının mültecileri ülkelerine geri göndermek olduğunu söylerken, Suriyeli göçmenlerin geri gönderilmesi için şartların uygun olduğunu, daha önemlisi bunun için İdlib’de, Afrin’de kurulan “mülteci merkezleri”ni örnek göstermektedir.

Burada Suriye topraklarında yeni mülteci merkezleri kurulurken Irak’la Lübnan’la ilişkilerden söz eden Çavuşoğlu Suriye hükümeti ile ilişki kurmaktan hiç söz etmemekte ama tersine Suriye topraklarında Türkiye ve batılı ülkelerle mülteciler için evler, okullar, üretim ve sanayi tesisleri kurmaktan söz etmektedir.

MÜLTECİ SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNÜN MERKEZİNDE NE VAR?

Bu da tek adam yönetiminin, 2013’ten beri izlediği mülteci politikasının ne Suriye’de ne de dünyada beklediği sonuçları vermeyeceğinin açıkça ortaya çıkması, bu politikaya karşı halk yığınları arasındaki hoşnutsuzluğun artması… gibi iktidarın mülteci politikasını çok yönlü olarak tartışmaya açmıştır. Ancak, tek adam yönetimi bu gelişmelerden mülteci politikasını ciddi olarak gözden geçirmeye yanaşmak yerine biraz makyaj yaparak kabul edilir hale getirmeye çalışmaktadır.

Nitekim Çavuşoğlu’nun yukarıdaki sözlerinden açıkça anlaşıldığı gibi iktidar, BM’yi devreye sokarak, komşu ülkelerle ilişkileri geliştirerek mültecileri Suriye’ye geri göndermek için yapmaktadır. Tıpkı CHP başta olmak üzere burjuva muhalefet çevrelerinin Kılıçdaroğlu’nun slogan haline getirdiği, “Suriyeli kardeşlerimizi davul zurnayla evlerine göndereceğiz” iddiası gibi!

Çünkü mülteci sorununun çözümünün merkezinde “Mültecilerin geldikleri ülkeye geri gönderilmesi” değil, mültecilerin insanca yaşayacakları koşulların sağlanması, onların istedikleri ülkelere gitmeleri için gerekli desteğin verilmesi için gerekli diplomatik girişimlerin yapılması vardır. Mültecilerin kendi ülkelerine dönmeleri ise mültecilerin bir baskı olmadan alacakları karara bağlıdır.

‘MÜLTECİLERİ GERİ GÖNDERECEĞİZ’ İDDİASININ GERÇEKLİĞİ YOKTUR

Tarih boyunca büyük göçlerde şu açıkça görülmüştür ki göçmenler, terk edip geldiği topraklara geri dönmemiştir. Hele de günümüzde mülteci akınının yönü geri ülkelerden gelişmiş ülkelere doğrudur. Ki, bu büyük mülteci akımının arkasındaki itici etken savaşlar, iç savaşlar daha da büyük ölçüde daha iyi daha güvenli bir gelecek (ekonomik) kurma amaçlıdır.

Bu yüzden de ülkemize gelen mültecilerin, küçük bir azınlık dışında Suriye’ye, Afganistan’a, Irak’a, Somali’ye… savaşlar, iç çatışmalar bitse bile geri dönmeleri beklenemez. Tersine eğer fırsat bulurlarsa Avrupa’ya, ABD’ye, Kanada’ya gideceklerdir ama büyük çoğunluğu Türkiye’de kalacaktır.

Bu yüzden de mültecileri geldikleri ülkelere “davul zurnayla” ya da “duayla” geri göndereceğiz iddiası arkasında boşa enerji ve para harcanacağına, enerjilerini;

  • 1) Irkçılık, milliyetçilik, ayırımcılıktan arınmış bir entegrasyon programıyla desteklenmiş, BM standartlarıyla uyumlu bir mülteci yasasının çıkarılması,
  • 2) Mevcut “Geri İade Anlaşması”nın iptal edilmesi,
  • 3) Daha bugünden, çalışma yaşamına katılan mülteci emekçilerin vatandaş işçi ve emekçilerle eşit haklara sahip biçimde çalıştırılması için gerekli düzenlemelerin yapılması,
  • 4) Sendikaların mülteci işçilerin sendikalarda örgütlenmesi için özel seksiyonlar oluşturup çalışmalarına başlarken mülteci işçilerin sendikalara üye olmasının önündeki engellerin kaldırılması için yasal düzenlemelerin yapılması için harcamak çok daha önemli olacaktır.

Çünkü, “Mültecileri ülkelerine geri gönderme” bugüne kadar hiçbir ülkede çözüm olmamıştır. Türkiye’de olması için bir neden yoktur!

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa