Seçim günlükleri
Fotoğraf: Freepik
Türkiye Satranç Federasyonu başkan adaylığı sürecinde yaşadıklarımı kaleme almanın zamanı geldi. İki haftadır yaptığım delege ziyaretlerinde yaptığım görüşmeler ve gözlemler sonucunda satranç camiasının adeta röntgenini çektim diyebilirim. Ülke satrancının içinde bulunduğu kaotik durumun sebepleri birçok parametreye bağlı. Öncelikle ülkenin içinde bulunduğu siyasi iklimin etkisiyle oluşan hukuksuzluğun satranca da sirayet ettiğini görüyoruz. Danıştayın 2016’da aldığı karar başkan adaylığı için 30 delege imzası şartını ortadan kaldırıyor. Anayasa ise Danıştay kararlarının geciktirilmeden yerine getirilmesini emrediyor. Federasyonun 2018 Mali Genel Kurulunda bu madde oy birliği ile kaldırılıyor. Aradan geçen bunca yıla rağmen Gençlik ve Spor Bakanlığı bu kararı Resmi Gazete’de yayımlatmadığı için yürürlüğe girmiyor. Yani kısacası Bakanlık hukuku işletmediği ve görevini ihmal ettiği için federasyonlar antidemokratik bir seçim sürecine giriyor. Türkiye Satranç Federasyonunun mevcut yöneticileri ise ellerini ovuşturup sömürü düzenlerinin devam edeceğinden memnun görünüyorlar. Bu ülkeye hukuk geldiğinde hepsinin hesabı sorulacak elbet.
Delege ziyaretleri sırasında çok değerli kulüp başkanları ve delegelerle tanışmış olmakla birlikte genel olarak satranç camiasının trajikomik bir halde olduğunu somut olarak gördüğümü söyleyebilirim. Birkaç örnekle durumu izah etmeye çalışayım. Mesela aynı zamanda delege olan bir kulüp başkanı akıl verircesine şöyle diyordu; “Hocam bu işlerde ekip çok önemli”. Bu cümleden yola çıkarak kendisine, “Kesinlikle haklısınız, ekibimizi incelediniz mi?” diye sordum. “Vallahi bakmadım hocam” dedi. Bir başkası, “Hocam sizden başka aday var mı?” diye sordu. Diğer başkan adaylarını delegeye tanıtmak zorunda kalacağım açıkçası hiç aklıma gelmezdi. En güzel diyaloğu sona sakladım haklı olarak. Yine aynı zamanda delege olan bir başka kulüp başkanına kendimi tanıttım. Tam projelerimizden bahsedecektim ki bir soru sordu. Hadi burada biraz durup düşünün. İki hafta sonra oy kullanacak bir delege bir başkan adayına ilk ne sorabilir diye? Muhtemelen tahmin edemezsiniz. “Federasyon başkanı kim?” sorusu ile kısa bir şok geçirdikten sonra toparlanıp “Gülkız Tulay” diye cevap verdim. Ama aynı zamanda Gülkız Tulay’ın neden başkan olduğu sorusunun cevabını da bulmuş olmanın mutluluğunu yaşadım. Federasyon seçimlerinde oy verme hakkına sahip ama satrançtan ve satranç camiasından bihaber bu insanlara söylenecek fazla bir söz yok.
Gülkız Tulay ve ekibinin seçim gezileri sırasında bazı delegeleri tehdit ettiği ve bu şekilde baskı kurduğu söylentileri de ayyuka çıkmış durumda. Diğer yandan çok demokrat olduğunu bildiğimiz Gülkız Tulay, adaylık için otuz delege imzası yeterli olmasına rağmen diğer adaylar delege imzası alamasın böylece seçime katılamasınlar diye baskı ve korkuyla yaklaşık yüz imza toplamış olduğu söyleniyor. Danıştay tarafından zaten hukuksuz olduğu kesinleşen delege imzaları Gülkız Hanım’ın demokrasi anlayışı ile birleşince bunun bir seçim değil zoraki ve göstermelik bir oy verme tiyatrosu olduğunu söyleyebiliriz.
Dokuz yıldır satrancın, sporcuların, hakemlerin, antrenörlerin ve kulüplerin iliğini sömüren bu anlayış er ya da geç mahkum olacak ve biz satrançseverler olarak bugünlerin hesabını sormayı ihmal etmeyeceğiz.
- Prestij 27 Temmuz 2024 04:16
- Adalet 20 Temmuz 2024 04:42
- Ayın karanlık yüzü 13 Temmuz 2024 04:41
- Şampiyonun düşüşü 08 Haziran 2024 03:36
- Sırat köprüsünde yürümek 01 Haziran 2024 04:35
- Amatörler için hamle arama motoru 25 Mayıs 2024 04:04
- Satrancın bilgelik tanrısı 11 Mayıs 2024 04:37
- Kim bu Gukesh 27 Nisan 2024 04:14
- Gordion Düğümü 20 Nisan 2024 04:24
- 2034 adaylar turnuvası 06 Nisan 2024 04:17
- Her adımda skandal hikayesi 23 Mart 2024 04:19
- Titan Katili 09 Mart 2024 04:11