Tüm sorunlar yeni yıla devretti
Bugün yılın son günü. Yeni bir yıla girerken tüm sorunların eski yılda kalması temennisi sıkça dile getirilir, bu yılın ülkede ve dünyada barışın, kardeşliğin, dostluğun egemen olduğu, insanlığa mutluluk getirecek bir yıl olması dileği tekrarlanır. İki yüzlü burjuva politikacılarının benzer yöndeki dileklerini bir yana bıraktığımızda, bu dilekler gerçekten bir içtenliğin ve samimi duyguların ifadesidir.
Ne var ki daha yılın ilk günlerinde bu dilek ve temennilerle var olan gerçekler arasındaki zıtlık kendini yeniden gösterir. Takvim yaprakları değişmiş, ama eski sorunlar olduğu gibi, belki de yenileri eklenerek ve daha da ağırlaşarak girilen yıla devredilmiştir. Yine böylesi bir dönemden geçiyoruz. Bir köşe yazısının sınırları içerisinde bazı temel noktalara dikkat çekmeye çalışalım: Erken sayılabilecek bir dönemde aşı bulunmasına rağmen pandemi tüm hızıyla devam ediyor. Hükümetlerin bu alanda uyguladıkları politikalar, kitleler içerisinde kendilerinin kaderlerine terkedildiği duygusunu uyandıran derin bir güvensizlik duygusunu besliyor. Uluslararası düzeyde politik ve ekonomik gelişmelere bakıldığında ise dünyanın neredeyse kaynamayan tek bir bölgesinin olmadığı görülüyor. Adeta bir barut fıçısının üzerinde oturuyoruz. Emperyalistler arasındaki çelişkiler yoğunlaşıyor, kamplaşma eğilimleri berraklaşıyor, ekonomik ve siyasi rekabet kızışırken silahlanma yarışı da hız kazanıyor.
ABD emperyalizminin yanına yedeklediği diğer emperyalist ve gerici güçlerle Rusya ve Çin’i kuşatma, onları askeri, ekonomik ve siyasi olarak tecrit etme ve güçten düşürme atakları Karadeniz’den Pasifik’e kadar bir alanı kapsıyor. Emperyalist güçlerin dünya rekabetinde merkezi bir yeri tutmaya başlayan bu mücadele alanındaki gelişmeler, diğer bütün bölge ve alanları da etkileme potansiyeline sahip. Ortadoğu hep çatışmaların olduğu bir bölge olma özelliğini hiç kaybetmiyor. Afrika’nın ise neredeyse sorunlu tek bir bölgesi yok. Ama hangi bölgeye bir mercek tutulsa, hepsinin altında emperyalist kışkırtma, egemenlik mücadelesi, kaynaklara ve zenginliklere el koyma atağı, bunun için tarihsel ve yerel çelişkilerin, anlaşmazlıkların kaşınması, kanatılması bulunuyor. Buna karşın Latin Amerika ve dünyanın başka bazı bölgelerinde olduğu gibi dünya halklarının mücadelesi de gelişiyor ve yükseliyor.
Ülkeye dönersek; Erdoğan iktidarı emperyalistler arası çelişkilerden yararlanarak atmak istediği adımların kendi aleyhine döndüğü bir noktaya geldi. Şimdi bütün o atılan adımların, gerici politikaların iflas ettiği, tükürüklerin yalandığı, düşman ilan edilenlerle dost olunmaya çalışıldığı bir dönem yaşanıyor. Ama bu öylesine bir dönem ki, geçmişte düşmanlık yaptıkları her devlet, elinde bu iktidarın ödemesi gereken bir fatura tutuyor. Uyguladığı politikalarla ekonominin batışını hızlandıran iktidar, TL’yi dolara bağladı her bir dolara muhtaç durumda. Uluslararası plandaki itibarsız konumu nedeniyle de sürekli aşağılanmaya mahkum bir pozisyonda.
Gerek son ekonomik krizin yıkıcı etkileriyle, gerekse de 20 yıldır uyguladığı politikalarla kitle tabanı zayıflayan, toplumsal olarak güçsüzleşen iktidar hoşnutsuzluğu derinleşen, mücadele eğilimleri güçlenen kitlelere karşı daha fazla şiddete ve teröre başvuruyor. Muhalif partiler kıskaca alınıyor, belediye başkanlarına karşı yeni suçlar icat ediliyor, HDP üzerinden Kürt düşmanlığı kışkırtılırken, terörist suçlamaları yüksek perdeden tekrarlanıyor, muhalefet korkutulmaya, sindirilmeye, itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Cezaevleri ise baskının, işkencenin arttığı zülüm merkezleri haline getirilmiş durumda.
Burjuva muhalefet partilerinin çizgileri ve muhalefet etme biçimleri kuşkusuz eleştirilmeli. Ama bu şu gerçeği değiştirmiyor: Erdoğan iktidarının baskı ve saldırıları tüm muhalif kesimleri ezmeye yönelik ve bunlardan bir kısmının somut hedef haline getirilip saldırıya geçilmesi de bu genel amacı -baskıyı yaygınlaştırma vb.- gerçekleştirmeye hizmet ediyor. Yani ortada genel ve kapsamlı bir saldırı var ve bu saldırı halk güçlerinin birleşik bir muhalefet örgütlemesinin aciliyetini artırıyor. Yeni yılın halk güçlerinin birlikte mücadelesinin örgütlendiği bir yıl olmasını temenni ediyor, bu yönde çaba gösterenlere başarılar diliyoruz.
Evrensel'i Takip Et