04 Ocak 2022 04:30

Maddi-manevi güç gösterisi ve gerçek

Fotoğraf: Halil Sağırkaya/AA

Paylaş

Bir hafta olmadı; Erdoğan ve hükümeti moral gösterilerindeydi. Halay çekmelerle birilerinin üst perdeden “Hani düşmezdi, yalayın tükürdüğünüzü…” konuşmalarıyla özür dileme çağrılarını izliyorduk. Yeni Hazineci Nebati de böyle konuşan, ama zikrini ağzından kaçıranlardandı: “Küçük yatırımcı çarpıldı!” Muhalefetin yanılttığını söyledi gerçi, ama devleti ve MB’yi yöneten de, son önlemi alanlar da onlar değildi. Kimin çarptığı ortadaydı. Ve üstelik bir de yatıracak parası olmayanlar vardı: Üreten, ama ürettiklerine el konanlar. İşçiler, emeğiyle geçinmeye uğraşanlar… Ücretlerine kaşıkla, tükettikleri ürünlere kepçeyle zam yapılanlar... Geçinemeyenler. Küçük yatırımcı çarpıldıysa bütün yük sırtlarına yıkılan işçi ve emekçiler düpedüz açlıkla sınanıyordu!

Ama doları düşürdüler diye yine de morallenmeyi denedi AKP ve Cumhur İttifakçıları!

Millet İttifakı yandaşları çok havalanmışlardı, geldik geliyoruz havasındaydılar. Bir seçime bakar diyor, erken seçim çağrılarını yineleyip duruyorlardı. Dolar düşünce birkaç gün altında kaldılar. Ama dolar bu, ne Nebati’ye ne halaycılara pabuç bırakıyor. 21’indeki keskin düşüşünün ardından 24 Aralık’ta en düşük seviyeyi gören dolar, bir haftaya kalmadı, 2.5 TL birden yükseldi yine. Moral bulma girişimi fiyasko çıktı.

Bir koşulla bu moral üstünlüğün primini yiyebilirler: Dolar yükselirken durmaksızın pahalanan gıda maddelerini ucuzlatarak” demiştik. Çarşıya pazara yeniçeri devriyesi çıkarıp suçlu ilan ettikleri “stokçu”dan hesap soracaklarını söylemişlerdi. Onlardan kim hesap sorsundu ki? Ucuzlatmak bir yana, tüm malların fiyatlarını zamlandıracak enerjiye kendileri durmadan zam yapıyor. Yılbaşı hediyesi olarak 31 Aralık’ta elektriğe, vergisi de içinde, yüzde 52-137 arasında değişen zam yaptılar. Akaryakıta iki gün önce zam yapmışlardı, aynı gece bir zam daha: Dizele 1.29, benzine 0.61, gaza 0.78 TL. Muhalif belediyeler de “Yardım dağıtıyorlardı”, ama veryansın edip ulaşım fiyatlarını zamlandırdılar. Metrolara binilemez oldu.

Sonuç şu ki; AKP hükümeti ve yandaşlarında moral falan kalmadı! Moral gösterisinden iş çakmayınca elde kalan son gösteri “aleti”ne; keyfiyet ve güce başvurma zorunlu olmuş görünüyor.

Şapkadan” ekonomiye dair “tavşan” çıkaramayınca, İstanbul Büyükşehir Belediyesini (İBB) çıkarmayı denemeye karar vermiş görüntüdeler.

Başta CHP ve sair Millet İttifakı güçleri “Yapamazlar”, “Dünyayı başlarına yakarız” dediler. Ancak neyle, hangi “kaldıracı” kullanarak yıkacaklarını söylemediler. Archimed “Verin kaldıracı, kaldırayım” demişti. O dünyayı yıkmayacak, kaldıracaktı. Veremediler! Şimdi, henüz iki açık hava mitingi yapabilmiş burjuva muhalefetin kaldıracı var mı?

Kaldıraçlar” ya da güç aygıt ve aletlerinin tümü Erdoğan hükümetinin elinde. Özellikle ekonomiyi batırdıkça halk arasındaki destekleri hızla eriyor, bu tartışmasız; ama henüz bekçisine varıncaya kadar bütün devlet gücüne, askeri, polisine hükümet hükmediyor. Bürokraside çatlak ses yok mu- bunca “başarılı” günlerinde olmaz mı, mutlaka var. Görüyoruz ki, ekonomide birkaç ayda bir bakan, müsteşar, MB başkan ve yardımcısı değiştiriyorlar. Diğer alanlar farklı değildir.

Lakin, herhalde kimse devlet yönetmeyi oyun ve devleti oyuncak sanmıyordur! Kaç belediyeye eli titremeden kayyum atamış bu “demokratik” hükümet, sadece soruşturma açıp lafını eder de, bir yeni belediyede daha aynısını denemekten kaçınır mı? Muzaffer çıkmamış olsa bile bugüne kadar kaç savaş açmış bu ittifak, bu “Gitmek mi zor kalmak mı?” sıkışıklığında lafazanlık mı ediyordur sadece?

Herkes -bir devrimci sürecin olmasa bile- iki burjuva kamp arasındaki çekişmenin sonuna yaklaşıldığını görüyor olmalı. Hele ciddi taban örgütleri olmayan muhalefet tarafından, hükümet cenahının “helalleşmenin dışında”, “yargılanma” kapsamında olduğu açıklanmışken, çok şeye cesaret etmiş bu hükümetin gönül hoşluğuyla “haydi bize eyvallah” demesini ummak herhalde fazla safdillik olur!

Cumhurcuların İBB üzerinden güç denemesini püskürtecek tek şey, halkın işe karışması, burjuva muhalefetin burnundan kıl aldırmazlığını terk edip halkın gücüne baş vurması olabilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa