Dış güçler meselesi

Fotoğraf: Rusya Savunma Bakanlığı/AA

Ülkedeki bütün olumsuzluklardan dış güçlerin ve onların içerdeki uzantılarının neden olduğu söylemi iktidarın sıkça sarıldığı bir söylemdir. Ekonomik krizlerden dış güçler sorumludur, çünkü onlar “kur silahını” çekmiştir. Vatandaş geçinemiyoruz diye sokaklara çıkmaya başlamışsa bu eylemleri kışkırtanlar da “dış güçlerdir.” Ezilen bir halk eşitlik ve demokrasi isteğiyle ayağa kalktığında bundan da dış güçler sorumludur, çünkü onlar ülkeyi bölmek istemektedir… Bu söylemler böylece uzayıp gider. Dış güçler kuşkusuz masum değildir ama etkileri iktidarın aradığı, suçladığı yerde olmadığı gibi, iktidarla da yakın mesaidedirler!

Dış güçlerin ülkeyi karıştırdığı söylemi sadece bizim iktidarların baş vurduğu bir söylem ve demagoji değildir. Benzer süreçleri yaşayan farklı ülkelerde de bu söyleme sıkça rastlanır. Bunun son örneğini de Kazakistan’da yaşanan gelişmelerde tanık olduk. Ekonomik koşulların ezici sonuçlarından, aşırı baskı ve özgürlük yoksunluğundan bunalan halk sokaklara döküldü. Kazak diktatörün sarıldığı demagoji de “dış güçlerin” ülkeyi karıştırdığı oldu. Ama dünyanın şaşkın bakışları arasında isyanı bastırmak üzere ülkeye çağrılanlar da dış güçler oldu!

Yani ortada şöyle bir tablo bulunuyor: İç güçler -yani ülkenin gerçek sahipleri olan halklar- ekonomik krizlerden, politik baskılardan, soygundan ve sömürüden sürekli olarak rahatsız oluyorlar, sokaklara çıkıyor, durum dayanılamayacak bir hal almışsa isyan ediyorlar. Ama bütün bunlar için yukarıda kısaca bahsedilen gerçek nedenler, bu nedenlerin yol açtığı sonuçlara karşı mücadele eden kitleler gerekiyor. Bu kitleleri oluşturanlar ise tartışmaya ve kanıtlanmaya gerek olmadığı açık olan işçi ve emekçiler, giderek halkın geniş kesimleridir. Bunları ise hiçbir “dış güç” harekete geçiremez, isyana zorlayamaz. Ülkeyi yönetenler açısından ise sayılan sorunlar zaten sorun değildir. Ama bu sorunların harekete geçirdikleri iç güçlerdir, halktır.

Dış güçler ise daha farklı şekilde hareket eder. Onlar egemen iktidarların arkasındadırlar. Bunlar bazen Kazakistan örneğinde olduğu gibi Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ), bazen NATO’dur. Bu dış güçlerin görevleri iktidarları korumaktır. İktidarı temsil eden kişiler, hükümetler aşırı yıpranmışlarsa onları yenileri ile değiştirirler. Bu dış güçlerin en irileri kurdukları finansal örgütlerle -IMF, DB, uluslararası bankalar, doğrudan devletler vb.- bağlı ülkelere krediler açarlar, borç verirler, onları bağımlılık ağları içine alarak kanlarını içerler. Bağımlı ülkelerin iktidarları bu sömürü çemberinin devamını ve istikrarını sağlamakla görevlidir. Borçlar düzenli ödenir, faiz ödemeleri aksatılmaz vb.. Dış güçler anlaşılacağı üzere halkın düşmanlarıdır, onların çıkarlarını koruyanlar da iktidarlardır.

Bu dış güçlerle arkasında durdukları iktidarlar arasındaki ilişki zaman zaman farklı biçimlere de bürünür. Bu dış güçlerin genel stratejik çıkarları ile yönettikleri ülkelerin çıkarları çelişebilir, zıtlıklar ortaya çıkabilir. Bu durumda kulak çekmeler, tehditler, gerekirse ambargolarla iktidarlar hizaya sokulurlar. Hizaya girmemekte direnen olursa da bu direnişi kırmak zor olmaz, sadakatini kanıtlamış ya da kanıtlamaya hazır olanlar hep yedekte bekletilir. Yönetilen ülkenin iç sorunları olması, bu ülkelerin iktidarlarına boyun eğdirmenin araçları olarak kullanılabilir. Böyle de olsa içteki iktidarlarla bu tür dış güçler arasında uzlaşmaz bir çelişki yoktur.

Hiçbir onurlu halk, dış güçlerin ülkenin iç işlerine müdahale etmesini ve karışmasını istemez. Ülkeyi yöneten iş birlikçi güçler de bunu çok iyi bilir. Halkın bu hassasiyetini gerici bir biçimde kullanmak, kapı önünde dış güçlere atıp tutmak, kapılı kapılar ardında onların kucağına oturmak ülkeyi yönetenlerin zaman zaman baş vurdukları yöntemler arasındadır. Ama halkların mücadele tecrübelerinden süzülüp gelen önemli bir ders vardır: Dış güçle, içerinin tepesi -yani iktidar- milli parayı dolar değerine endeksleyecek kadar iş birliği ve uyuşma içindedir ve dış güçlere karşı mücadele ancak onların içerideki iş birlikçi iktidarlarını yıkma mücadelesi olarak geliştiği oranda başarılı olabilir.

Evrensel'i Takip Et