Başlangıç önemlidir
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/202710.jpg)
Fotoğraf: HDP Basın
Bilindiği gibi salı günü Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın davetiyle Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Halkevleri, Emekçi Hareket Partisi (EHP) temsilcileri bir araya geldi. Toplantı sonrası ortak yazılı açıklama yapıldı ve bu açıklamada, “Ortak mücadeleyi sürdürmeyi, bu mücadele zeminlerini çoğaltmayı ve güçlendirmeyi karar altına aldık” denildi. Sol Parti ise bu toplantıya katılmayacağını önceden açıklamıştı.
Yapılan ortak açıklamada “ortak mücadeleyi sürdürmeyi, bu mücadele zeminlerini çoğaltmayı ve güçlendirmeyi, ortak mücadele konularını belirlemek, bunları hayata geçirmeye yönelik içerik, yöntem ve takvimi oluşturmak için düzenli görüşmelere devam etmeyi, mevcut katılımla kendini sınırlamayan, ortak mücadelenin Türkiye’nin bütün demokratik, sol, sosyalist ve devrimci güçlerini kapsayacak şekilde genişletilmesini hedeflemeyi karar altına aldık” denilmekte ve bu yöndeki kararlılık vurgulanmakta. Yapılan ilk toplantıda bundan daha fazlası beklenebilir miydi? Her halde beklenemezdi ve bundan sonra sürecin nasıl gelişeceği önemli.
Hatırlanacağı gibi bazı siyasi partiler tek adam yönetimine karşı mücadelede kendi tutumlarını açıklayan belgeler yayımladılar. HDP daha önce kendi “tutum belgesini” açıklamıştı. Geçtiğimiz pazar günü de Emek Partisi “Bağımsız, demokratik bir ülke ve insanca yaşam bildirgesini” ilan etti. Önümüzdeki süreçte de farklı siyasi parti ve grupların da kendi tutumlarını ilan eden açıklamalar yapmaları beklenebilir. Nitekim DİSK, KESK, TTB, TMMOB de ekonomik ve politik talepleri ileri süren ortak bir açıklama yayımladılar. Kuşkusuz her partinin kendisinin bir programı, asgari programı ve bir mücadele hattı var. Bu parti ve gruplar belirledikleri çerçevede mücadelelerini sürdürüyorlar.
O zaman şu soruyu sormak ve yanıtlamak zorunlu oluyor. Parti ve grupların kendi programları ve bir mücadele hatları bulunurken neden bir araya gelme, ittifaklar yapma ihtiyacı duyuyorlar? Bu sorunun yanıtı açıktır: tek adam yönetiminin politik ve ekonomik saldırılarına, ülkeyi koyu bir gericiliğin ve faşizmin pençesine sürükleme adımlarına karşı, işçi ve emekçi halkın geniş kesimlerinin bir mücadele hattının örülmesi gerekiyor ve halkın en ileri ve örgütlü kesimleri bu hattın örülmesinde kendilerinin sorumluluğunu kabul ediyorlar ve bir araya gelmeye çalışıyorlar.
Durum böyleyse o zaman ortak bir mücadele hattında anlaşmak gerekiyor. Ama hiçbir grup bir diğerinin programından taviz vermesini, ortak bir hatta anlaşıldığında da kendi programının propagandasını yapmasını engelleme hakkına sahip olmamalıdır. Bu şu anlama gelir ki, ortak mücadele için işçi ve emekçi halkın ekonomik ve politik olarak en acil ve en temel talepleri öne sürülmeli, bu temelde bir mücadele ve eylem birliği örgütlenmek üzere hareket edilmelidir. Bilebildiğimiz kadarıyla parti sözcülerinin çeşitli açıklamalarında ilk maddeyi Erdoğan iktidarından kurtulmak yer almaktadır. Bu, bir araya gelmeyi kolaylaştıran bir etkendir.
Sonrası için her partinin kendi hedefleri vardır ve mücadelenin gelişimi ve düzeyine göre bunları gerçekleştirmek üzere yoluna ve mücadelesine devam edecektir. Zaten bugünden bunların propagandasını da yapmakta, kendilerini güçlendirmeye çalışmaktadırlar. Erdoğan iktidarından kurtulmak onlara bu çalışmayı ve mücadeleyi daha elverişli koşullarda sürdürme olanağı tanıyacaktır. Bu biraz da çiftçilerin yeni ekim için tarlayı hazırlamasına benzetilebilir. Şimdilik bize burada düşen, bu çalışmayı yürütenlere başarı dilemektir. Unutulmasın ki, halkın en duyarlı ve bilinçli kesimlerinin dikkati üzerlerindedir.
Evrensel'i Takip Et