Demokrasiyi seçimlerde(n) korumak
Fotoğraf: DHA
Artık ‘erken’ denilmesi mümkün olmayan bir seçimin eşiğindeyiz: Seçim Kanunu’nda yapılan son değişiklikler yürürlüğe girdi, YSK yeni bir seçim için hazırlıklarını tamamlamak üzere; 3600 ek gösterge ve EYT’lilere ilişkin gelişmeler hemen her haber bülteninde yer buluyor…
Kamuoyu yoklamaları muhalefeti ters köşeye yatıracak bir sürpriz arayışını iktidarın oy oranları açısından zorunlu kılıyor. En yeni ‘Şapkadan tavşan çıkarma’ senaryosu Erdoğan yönetiminin Putin ve Zelenski’yi İstanbul’da bir araya getirip, seçimlere bu enerjiyle girmeyi arzu ettiği iddiası.
Bu yoğun gündem içinde başta ‘Altılı Masa’ katılımcıları olmak üzere tüm muhalif kesimde iyimser bir rehavet hali gözleniyor. ‘Kurallara göre’ oynamak yerine ‘kurallar üzerinde’ oynamayı seçmiş Erdoğan rejiminin dayattığı “seçim gündemi” muhalefetçe sorgulanmaksızın kabul edilmiş görünüyor. Ülkede sanki demokrasi varmış gibi davranılıyor. Otoriter ortamlarda işlemesi mümkün olmayan bir seçim tanımı üzerinden seçimlere “hazırlanılıyor”(!) Bu eğilim asıl üzerinde durulması gereken olasılık ve olanakların gözden kaçırılmasına neden oluyor.
* * *
Ana akım yaklaşımlarda seçimlerin yasa ve yönetmeliklere uygun olarak yapılacağı ve demokrasiyi garanti ettiği yönünde bir düşünce egemendir. Sandığın despot iktidarların korkulu rüyası olduğuna inanılır. Bu iyimserlik doğrultusunda, seçime yönelik algı yönetimi ve hilelerin kolayca önlenebileceği yanılsamasına sıkça rastlanır. Oysa dünya seçimler tarihinde, yönetimin eylem ve işlemlerinde şeffaflığın mevcut olmadığı, hukukun zayıf ve parlamentonun etkisiz olduğu ülkelerde rejimin varlığını koruyarak ve hatta güçlenerek seçim sürecinden çıktığı örneklerin sayısı az değildir.
Diktatörlük ve otoriter rejimlerde seçimler her şeyden önce iktidarın sürdürülmesi için yapılır. Rejime ülke içinde ve dışında meşruiyet sağlayan bu “rutin işlem” aracılığıyla demokrasi varmış gibi yapılması kritik bir öneme sahiptir.
Seçim dönemlerinin baskıcı yönetimlere sunduğu avantajlar bununla sınırlı değildir. Seçim yasaları ile oynanarak, seçimlere katılabilecekler saptanırken, diğer yandan ülke içi kutuplaşmanın ateşi harlanıp kitlelerin maniple edilmesine uygun bir ortam yaratılır. Seçim mevzuatını ve baraj oranını ihtiyaca göre düzenlemek, tartışmalı durumlarda hakem rolünü oynayacak kurumları önceden kadrolarıyla doldurmak, muhalif parti kapatıp liderini hapse atmak, polise ve jandarmaya oy pusulası taşıtmak, seçmen listelerinden isim eksiltmek, sahte seçmen eklemek, mühürsüz sandık kullanımı, tutanak sonuçlarının değiştirilmesi ve seçim akşamı şiddet uygulanması gibi yöntemler iktidar tarafından o derece başarıyla kullanılabilir ki, kendisini stratejik ikilemler arasında hisseden seçmenin iradesi lideri koltuğunda tutma yönünde şekillendirilebilir. Siyaset Bilimci Beatriz Magaloni’nin baskıcı rejimin “trajik deha”sı olarak tanımladığı bir manipülasyon kokteyli ile seçmenin rejimle bağı güçlenerek devam edebilir.
Muhalif kesimin bir başka yaygın hatası ‘seçim hilesi dağarcığı’nı bildiğini düşünme yanılgısıdır. Oysa hukuk ve özgürlükler alanı ne kadar daralırsa, seçim hilesi seçenek listesi o derece genişler. Bitmeyen “terör tehlikesi,” yapısal ve kültürel etkenler, coğrafi koşullar ve hatta hava durumu bile seçim manipülasyonu için fırsata çevrilebilir. Antidemokratik akıl için özellikle seçimlerden yıllar önce, henüz muhalefet uykudayken yapılan yasal düzenlemeler ile seçim günü ve gecesi yapılan müdahaleler kritik öneme sahiptir. Özellikle oy verme saati bittikten sonra asker ve polisle doldurulan adliye önleri ahlak dışı seçim hasadının verimli tarlaları gibidir.
* * *
Türkiye olağan ve sıradan sayılamayacak bir seçimin eşiğinde. ‘Altılı Masa’ bileşenlerinin iyimser bir rehavet içinde yaptıkları sandık gözlemcisi ve avukat listesi odaklı hazırlıkların ihtiyaca ne kadar cevap verebileceği meçhul. Sonucu itibariyle ‘Rehavet içindeki iyimserler’in çok sık hatırlamayı ve kendilerini bu yöntemle rahatlatmayı tercih ettikleri İstanbul yerel seçimi sonuçları kural değildir, istisna olabilir. Seçim güvenliği açısından muhalefet cephesinin tümünü ve aynı anda işlevli kılacak bir seçim güvenliği planı hazırlama ve parçası olma sorumluluğu tüm parti ve örgüt karar organlarını olduğu kadar sorumluluk sahibi seçmenleri de beklemektedir.
Özellikle Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı coğrafyada “güvenlik” gerekçeli manipülasyonlara karşı alınan önlemler konusunda HDP’ye destek olmak yaklaşan seçimlerin kaderini belirlemede tayin edici bir faktör olacaktır.
Bazen ‘demokrasi’yi “seçim”lerden, “seçim”lere yüklenmek istenen gayriahlaki işlevlerden korumak gerekir.
Magaloni, B. 2006. Voting for Autocracy: Hegemonic Party Survival and its Demise in Mexico. New York: Cambridge University Press. s. 19.
- Başarısız devletin yıkılışı mı, yeni bir felaketin başlangıcı mı? 15 Aralık 2024 04:03
- Suriye’deki gelişmeler ve çözüm sürecinin akıbeti 08 Aralık 2024 05:14
- Baskıların haritası bize ne söylüyor? 01 Aralık 2024 04:56
- 150. Yazı - Üçüncü Mektup 24 Kasım 2024 03:01
- Biber gazını 40 yaşından sonra tadanların muhalefetini zenginleştirmek 17 Kasım 2024 04:25
- Demokrasi karşıtlığının kitlesel tabanı 10 Kasım 2024 05:26
- Ahmet Özer'in tutuklanması ve Kolombiya barış sürecinden dersler 03 Kasım 2024 04:32
- Fethullah Gülen'den sonra... 27 Ekim 2024 04:02
- ‘Çözüm’ü küçük çıkarlar için heder etmek 20 Ekim 2024 04:47
- ‘İç cephe’ çağrılarını 10 Ekim 2015’te yitirdiklerimizin fotoğraflarına bakarak düşünmek 13 Ekim 2024 04:47
- İsrail devleti terörü neleri örtüyor? 06 Ekim 2024 04:32
- Sağda birlik arayışları ve Kürtler 29 Eylül 2024 04:45