09 Nisan 2022 00:50

Demokrasiyi seçimlerde(n) korumak

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Artık ‘erken’ denilmesi mümkün olmayan bir seçimin eşiğindeyiz: Seçim Kanunu’nda yapılan son değişiklikler yürürlüğe girdi, YSK yeni bir seçim için hazırlıklarını tamamlamak üzere; 3600 ek gösterge ve EYT’lilere ilişkin gelişmeler hemen her haber bülteninde yer buluyor…

Kamuoyu yoklamaları muhalefeti ters köşeye yatıracak bir sürpriz arayışını iktidarın oy oranları açısından zorunlu kılıyor. En yeni ‘Şapkadan tavşan çıkarma’ senaryosu Erdoğan yönetiminin Putin ve Zelenski’yi İstanbul’da bir araya getirip, seçimlere bu enerjiyle girmeyi arzu ettiği iddiası.

Bu yoğun gündem içinde başta ‘Altılı Masa’ katılımcıları olmak üzere tüm muhalif kesimde iyimser bir rehavet hali gözleniyor. ‘Kurallara göre’ oynamak yerine ‘kurallar üzerinde’ oynamayı seçmiş Erdoğan rejiminin dayattığı “seçim gündemi” muhalefetçe sorgulanmaksızın kabul edilmiş görünüyor. Ülkede sanki demokrasi varmış gibi davranılıyor. Otoriter ortamlarda işlemesi mümkün olmayan bir seçim tanımı üzerinden seçimlere “hazırlanılıyor”(!) Bu eğilim asıl üzerinde durulması gereken olasılık ve olanakların gözden kaçırılmasına neden oluyor.

* * *

Ana akım yaklaşımlarda seçimlerin yasa ve yönetmeliklere uygun olarak yapılacağı ve demokrasiyi garanti ettiği yönünde bir düşünce egemendir. Sandığın despot iktidarların korkulu rüyası olduğuna inanılır. Bu iyimserlik doğrultusunda, seçime yönelik algı yönetimi ve hilelerin kolayca önlenebileceği yanılsamasına sıkça rastlanır. Oysa dünya seçimler tarihinde, yönetimin eylem ve işlemlerinde şeffaflığın mevcut olmadığı, hukukun zayıf ve parlamentonun etkisiz olduğu ülkelerde rejimin varlığını koruyarak ve hatta güçlenerek seçim sürecinden çıktığı örneklerin sayısı az değildir.

Diktatörlük ve otoriter rejimlerde seçimler her şeyden önce iktidarın sürdürülmesi için yapılır. Rejime ülke içinde ve dışında meşruiyet sağlayan bu “rutin işlem” aracılığıyla demokrasi varmış gibi yapılması kritik bir öneme sahiptir.

Seçim dönemlerinin baskıcı yönetimlere sunduğu avantajlar bununla sınırlı değildir. Seçim yasaları ile oynanarak, seçimlere katılabilecekler saptanırken, diğer yandan ülke içi kutuplaşmanın ateşi harlanıp kitlelerin maniple edilmesine uygun bir ortam yaratılır. Seçim mevzuatını ve baraj oranını ihtiyaca göre düzenlemek, tartışmalı durumlarda hakem rolünü oynayacak kurumları önceden kadrolarıyla doldurmak, muhalif parti kapatıp liderini hapse atmak, polise ve jandarmaya oy pusulası taşıtmak, seçmen listelerinden isim eksiltmek, sahte seçmen eklemek, mühürsüz sandık kullanımı, tutanak sonuçlarının değiştirilmesi ve seçim akşamı şiddet uygulanması gibi yöntemler iktidar tarafından o derece başarıyla kullanılabilir ki, kendisini stratejik ikilemler arasında hisseden seçmenin iradesi lideri koltuğunda tutma yönünde şekillendirilebilir. Siyaset Bilimci Beatriz Magaloni’nin baskıcı rejimin “trajik deha”sı olarak tanımladığı bir manipülasyon kokteyli ile seçmenin rejimle bağı güçlenerek devam edebilir.

Muhalif kesimin bir başka yaygın hatası ‘seçim hilesi dağarcığı’nı bildiğini düşünme yanılgısıdır. Oysa hukuk ve özgürlükler alanı ne kadar daralırsa, seçim hilesi seçenek listesi o derece genişler. Bitmeyen “terör tehlikesi,” yapısal ve kültürel etkenler, coğrafi koşullar ve hatta hava durumu bile seçim manipülasyonu için fırsata çevrilebilir. Antidemokratik akıl için özellikle seçimlerden yıllar önce, henüz muhalefet uykudayken yapılan yasal düzenlemeler ile seçim günü ve gecesi yapılan müdahaleler kritik öneme sahiptir. Özellikle oy verme saati bittikten sonra asker ve polisle doldurulan adliye önleri ahlak dışı seçim hasadının verimli tarlaları gibidir.

* * *

Türkiye olağan ve sıradan sayılamayacak bir seçimin eşiğinde. ‘Altılı Masa’ bileşenlerinin iyimser bir rehavet içinde yaptıkları sandık gözlemcisi ve avukat listesi odaklı hazırlıkların ihtiyaca ne kadar cevap verebileceği meçhul. Sonucu itibariyle ‘Rehavet içindeki iyimserler’in çok sık hatırlamayı ve kendilerini bu yöntemle rahatlatmayı tercih ettikleri İstanbul yerel seçimi sonuçları kural değildir, istisna olabilir. Seçim güvenliği açısından muhalefet cephesinin tümünü ve aynı anda işlevli kılacak bir seçim güvenliği planı hazırlama ve parçası olma sorumluluğu tüm parti ve örgüt karar organlarını olduğu kadar sorumluluk sahibi seçmenleri de beklemektedir.

Özellikle Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı coğrafyada “güvenlik” gerekçeli manipülasyonlara karşı alınan önlemler konusunda HDP’ye destek olmak yaklaşan seçimlerin kaderini belirlemede tayin edici bir faktör olacaktır.

Bazen ‘demokrasi’yi “seçim”lerden, “seçim”lere yüklenmek istenen gayriahlaki işlevlerden korumak gerekir.

Magaloni, B. 2006. Voting for Autocracy: Hegemonic Party Survival and its Demise in Mexico. New York: Cambridge University Press. s. 19.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa