Silahlar mı, çocuklar mı?

Geçtiğimiz hafta ABD’de bir ilkokulda 19 çocuk ve 2 öğretmen öldürüldü. Saldırıyı gerçekleştiren Salvador Ramos henüz 18 yaşına girmiş bir gençti. Olanları anlamak için saldırının sorumlusu gençle ilgili bilgi toplamaya gerek yok. Katliamın yaşandığı Robb İlkokulu da, okulun bulunduğu küçük kent Uvalde de katliamı açıklayacak bir özelliğe sahip değil. Bu saldırı başka bir kentte, başka bir okulda da olabilirdi.

Yaşananlar hem akıl dışı, hem de bir o kadar beklenebilir. ABD bir silah ülkesi. Öyle ki, 335 milyon kadar insanın yaşadığı ABD’de bu sayının çok üstünde silah var. Birkaç yıl önce yapılan bir araştırmada silah sayısının 400 milyona yaklaştığı tahmin ediliyordu. Bu kabaca, her 100 kişi başına 120 silah demek.

Katliamın Teksas eyaletinde olması ise hiç şaşırtıcı değil. Teksas hem ABD’de, hem de dünya çapında silahlarla eşleşmiş bir eyalet. Eyalette silah bulmak da, satın almak da çok kolay. Tüfek satın almak için 18 yaşına girmiş olmak yeterli. Bir tüfeği bulundurmak, kamuya açık bir mekanda taşımak için silah ruhsatı almış olmak da gerekmiyor.

Bunun ne anlama geldiğini anlamak için Salvador Ramos’un yaptıklarını bakmak yeterli. Salvador 18 yaşına girer girmez, katliamdan hemen birkaç gün önce, hiçbir zorlukla karşılaşmadan iki yarı-otomatik tüfek ve 375 mermi satın almış. İlkokula geldiğinde bu silahlardan yalnızca birini yanında getirmiş. Demek ki, günümüzde bir kişi, tek bir silahla bir okul dolusu çocuğa saldırı düzenleyip, onlarca çocuğu kolayca öldürebiliyor.

Peki, sonra ne oldu? Katliam sonrası olacaklar da belliydi. Uvalde kenti yetkilileri açıklamalar yaptılar. Saldırıda hangi silahlar kullanılmış, silahlar nereden nasıl alınmış, hangi çocuk nerede öldürülmüş artık biliniyor.

Sonra? Silah sevgisini gizlemeyen sağcı Eyalet Valisi Greg Abbott ve ekibi üzüntülerini dile getirdiler. Vali ve Yardımcısı Dan Patrick silah lobisinin en önemli kuruluşu olan Ulusal Silah Birliği (NRA) kongresine katılmayacaklarını açıkladılar. Kongreye katılmaktan son anda vazgeçenler arasında bir eyalet senatörü ve bir temsilciler meclisi üyesi de var.

Sonra? Başkan Biden üzüntülerini dile getirdi. Tahmin edilebileceği üzere, önümüzdeki günlerde Uvalde’ye gelecek ve Robb İlkokulunda olanların ne kadar kötü olduğunu anlatacak. Bunları tahmin etmek güç değil çünkü bütün bunlar defalarca yinelendi.

Aralık 2012’de Connecticut eyaletinde olanları anımsayalım. 20 yaşında bir erkek, Sandy Hook İlkokulunda düzenlediği silahlı saldırıda 20 çocuk ve 6 okul çalışanını öldürdü. ABD tarihindeki en kanlı okul saldırısı ardından çok konuşuldu. Dönemin ABD Başkanı Obama, “mutlaka” önlem alınması gerektiğini açıkladı. Ama aynı açıklama içerisinde, sakıza dönüşmüş popülist sağcı kalıpları yineledi. Birincisi: Silah sahibi olan kişilerin çoğu sorumluluk sahibidir ve yasalara uyarlar. İkincisi: Bireylerin silah taşıma hakkı ABD Anayasası tarafından güvence altına alınmıştır.

Açık ki, ABD’de yaşananlar hem akıl dışı, hem de bir o kadar beklenebilir. Demokrat olduğu düşünülen Obama vb. siyasetçiler ile silahlar konusunda her zaman “özgürlük” yanlısı olan sağcılar arasında hemen hiç fark yok. Robb İlkokulu, Sandy Hook İlkokulu veya çok daha önce Columbine Lisesinde yarı otomatik silahlarla gerçekleştirilen katliamların hepsi önlenebilirdi. Ama önlenmedi. Önlenmedi çünkü silahlar ve şiddet düzenin bir parçası. Öyle ki, artık her okul saldırısı ardından öğretmenlerin silahlandırılması konuşuluyor. Silahların değil, çocukların öncelikli olduğunu kabul eden bir anlayış yaygınlaşmadığı sürece ABD’de yaşayan çocuklar hep tehlikede olacaklar.