Ayotzinapa’dan Suruç’a
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/216757.jpg)
Meksika'da duvar yazısı: "Canlı aldılar, canlı geri istiyoruz. Kaybedilen 43 öğrenci ile dayanışma” | Fotoğraf: Sortica (CC BY-SA 4.0)
Meksika’nın Guerrero eyaletinde 43 öğrencinin kaybedilmesini aydınlatmak için başlatılan soruşturma sonuçlandı. Soruşturma sonucunda öğrencilerin devletin bilgisi dahilinde kaçırıldıkları ve öldürüldükleri kesinleşti. 2020’de Devlet Başkanı Andrés Manuel López Obrador’un da söylediği üzere, sorumluların yalnız ordu içinde değil, yerelden merkeze dek devlet içerisinde olduğu da açıklığa kavuştu.
26 Eylül 2014’te Iguala kentinde öğrenciler polis ve askerlerle karşı karşıya geldiğinde öğrencilere ateş açılmış, 6 kişi yaşamını yitirmiş, 25 kişi yaralanmıştı. Ardından 57 öğrenci bilinmeyen bir yere götürülmüş; öğrencilerden 43’ünden daha sonra hiç haber alınamamıştı.
Kaybedilen gençler Ayotzinapa Öğretmen Okulu öğrencileriydi. Öğrencilerin bir anma için başkente gitmek istedikleri ama tuttukları otobüsler hareket etmeden gözaltına alındıkları biliniyordu. (Öğrencilerin katılmak istedikleri anma Meksika tarihindeki önemli katliamlardan biri olan 1968’deki Tlatelolco Katliamı içindi. Yaklaşık iki saat içerisinde 300 kadar gencin öldürülmesi ile sonuçlanan bu katliam, Meksika’da demokrasi mücadelesine karşı başlatılan kirli savaşın ve “beyaz eldivenler” operasyonlarının başlangıcıydı.)
43 öğrencinin kaybedilmesiyle ilişkili ilk soruşturmada asıl suç, bir uyuşturucu şebekesine (kartel) yıkılmıştı: Öğrenciler polis tarafından kaçırılmış, kartele teslim edilmişlerdi. Kartel tarafından öldürülen öğrencilerin cesetleri bir çöplükte yakılmış ve iz bırakmamak adına kalıntıları bir nehre atılmıştı.
İlk soruşturmanın yanlı yürütüldüğü inancı yaygın olduğu için 2018’de bağımsız bir hakikat komisyonunun kurulması sağlanmıştı. Yürütülen yeni soruşturmada binlerce belge yanında, işkence içeren 50 video da incelendi. Soruşturma raporu, öğrencilerin hareketlerinin okullarından ayrıldıkları andan başlanarak izlendiğini gösteriyor. Öğrencilerin arasına bir muhbir yerleştirildiği için yetkililer olanları biliyordu. Kolluk güçleri öğrencileri gözaltına alıp, kartele teslim ettiler. Ordu yetkilileri bundan haberdardı ama engel olmadılar. Öğrencilerin kartel tarafından öldürülmesinin Meksika’daki olağan gidişata uygun, kolay yutturulacak bir senaryo olduğu düşünülmüştü.
Gerçekleri ortaya çıkarmak için bir hakikat komisyonunun gerektiğini bizzat devlet başkanı da söylemişti. Soruşturmanın sonuçlanmasıyla birlikte çıkarılan tutuklama kararları listesinde 20 asker ve subay bulunuyor. Yerel düzeyde 5 yetkili ve 33 polis; eyalet düzeyinde ise 11 polis var. Kartel üyesi 14 kişi de listede.
Yakalama kararı çıkarılanlar içinde Eski Başsavcı Jesus Murillo Karam’ın da bulunması dünya çapında ilgi çekti. Eski başsavcının soruşturmayı engellediği ve medyayı kullanarak gerçekleri örtbas etmek istediği uzun zamandır söyleniyordu. Ancak Murillo Karam’a yönelik suçlamalar, soruşturmayı engelleme yanında işkence ve zorla kaybetmeyi de içeriyor. Soruşturma raporu, 43 öğrencinin kaybedilmesinin “Devlet destekli bir suç” olduğunu gösteriyor. Murillo Karam’ın hızla gözaltına alınması bu açıdan çok önemli.
Türkiye’de konuyla ilgili haber yapan kimi yandaş medya kuruluşları, “Meksika’da skandal!” gibi başlıklar kullandılar. Oysa söz konusu olan “derin işleyiş” yalnız Meksika’da değil, Orta ve Güney Amerika’da ve Türkiye’de gayet iyi biliniyor. Türkiye’de özgürlük ve adalet mücadelesi verenlere yönelik “derin” ve “kirli savaş” hiç bitmedi, sürüyor.
İki yıl önce, Ayotzinapa’dan yola çıkıp Suruç’un aydınlatılması gerektiğini vurgulamıştım. Meksika’da 43 öğrencinin yok edilmesi nasıl aydınlatıldıysa, Türkiye’de de 33 gencin öldürülmesi öyle aydınlatılmalı. Suruç’ta gencecik insanların kimler tarafından ve nasıl öldürüldüğünün aydınlatılması için bağımsız bir kurul oluşturulmalı ve kapsamlı bir soruşturma yürütülmeli. Guerrero eyaletinde suç kartele yıkılmak istendi ama olmadı. Suruç’ta ise suç IŞİD’e yıkılmak istendi. Oysa sorumlular her kademede ve belki de hâlâ görevdeler. Suruç Katliamı insanlığa karşı işlenmiş bir suç ve mutlaka aydınlatılması gerekiyor.
Evrensel'i Takip Et