Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat

Milli ara öncesi zirve adaylarının durumu

Valérien Ismaël (solda) - Jorge Jesus (ortada) - Okan Buruk (sağda) | Fotoğraflar: AA

Süper Lig bugün oynanacak maçların ardından milli araya giriyor. 7 haftalık süre geride kalmışken şampiyonluk adayları bu sene bizleri nelerin beklediğine dair yeterince ipucu verdi. Hal böyleyken -bu hafta- Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray, -haftaya- Adana Demirspor, Başakşehir ve Trabzonspor’u değerlendirmek için iyi bir fırsatımız var.

***

Beşiktaş geçen yıl Valerien Ismael tercihiyle ortaya bir irade koydu. Köşeleri çok net olan genç bir teknik direktör, futbolu yöneten aklın kafasında ön alan presine dayalı, dinamik bir oyun, teknik açıdan sahip olduğu defoları fiziksel gücüyle örten bir takım kurgusu olduğunu düşündürdü. Eldeki bazı parçalar ve Ismael’den önce yapılan Gedson Fernandes transferi buna zaten uygundu. Geriye bu parçaları tamamlamak kalıyordu. Benim iddiam, oyun bu olacaksa, Beşiktaş’ın istisnasız tüm rakiplerini ezecek, boğacak seviyede bir atletizme ayrıca buna uygun bir kadro derinliğine sahip olması gerektiği yönündeydi. Weghorst bu anlamda -kiralık da olsa- muhteşem bir ekleme oldu. Bu oyuna alınabilecek en iyi santrfordu.

Wout Weghorst | Fotoğraf: Serhat Çağdaş/AA

Ancak savunma hattı biraz çıtkırıldım, orta saha belirsiz (Çünkü Josef’in bu oyuna, Dele Alli’nin profesyonel futbola uygunluğu şüpheli), hücum hattı da alternatifsiz kaldı. Nitekim Ghezzal’ın sakatlığının etkileri kısa sürede hissedildi. Ismael’in güçlü oyun başlangıçları olsa da oyuna müdahalede eksik kalan bir hoca olması puan kayıplarında net şekilde görüldü. Tabii lig başlamadan önce yönetim ve futbolcu grubunun hocayı oyun sistemini değiştirmeye zorlaması da takım patronunun otoritesine vurulmuş ciddi bir darbeydi. Bence şu anda yaşanan en büyük sıkıntı Ismael getirilirken ortaya konan iradenin, sezon başında bu operasyonla çiğnenmiş olması. Hocanız futbol takımının mutlak teknik lideridir. Onun karizmasına, yöneticilik becerilerine vurulan her darbe hem oyuncularınız hem taraftarlarınız tarafından hissedilir. Güvenilmediğini hisseden bir insanın başarılı olması çok zordur.

***

Geçen sezonun 2. yarısının en iyi takımı olan Fenerbahçe, teknik direktör değişikliğiyle riskli ama cesur bir adım attı. Gelen hocanın Jorge Jesus olması alınan riski azalttı. Sarı-lacivertliler halihazırda ligin en geniş kadrosuna sahipti, bu kadronun üzerine bazıları gereksiz olan transferler yapıldı. Kim min-jae gibi ligin en iyi stoperi kaybedildi, yeri tam olarak dolmadı. Bruma alındı ama esame listesine dahi yazılamadı. Transfer sezonu çok parlak geçmemesine rağmen Ismael’in tersine Jorge Jesus, oyuncuları, taraftarları ve medya üzerinde karizmasını öyle sağlam bir şekilde kabul ettirdi ki camianın alışık olduğu ve çoğu zaman kendi kendini soktuğu türbülans anlarını en az zararla geçmeyi başardı. İşte bu, Fenerbahçe’nin yıllardır aradığı liderlikti. Eğer bu yıl 9 yıllık hasret sona erecekse bunda Jorge Jesus’un hem üst düzey futbol bilgisi hem de dalgalı havaları ninniye çevirebilen liderliği başrolü oynayacak.

Jorge Jesus | Fotoğraf: Ali Atmaca/AA

İşin psikolojik yanının dışında Jesus’un taktiksel esnekliği ve geniş kadro kullanımı tercihi, kısa vadede belki birkaç puan kaybına neden olabilir. Ancak uzun vadede, Avrupa kulvarını kaldırmanın ve zengin kadrodan en üst düzey verim almanın yolu bu. Bu yüzden JJ için öncelik hücumdaki üretkenlik sorununu (Fenerbahçe şu ana kadar çok gol atmış olsa da bence bu ciddi bir sorun) ve ön alan presi etkisiz kaldığında savunmada verilen açıkları çözmek olacaktır.

***

Galatasaray, kabus gibi bir yılın ardından yeni sezona geçmişle tüm bağlarını kopararak girdi. Taraftarın çok beğendiği bu transfer stratejisi eski hatalardan ders alınmadığını kanıtlamakla birlikte çok kaliteli oyuncuları da takıma kazandırdı. Ancak maharet tek tek kaliteli oyuncuları bir araya getirmekte değil, o oyuncuların farklı özellikleri bir araya geldiğinde ortaya uyumlu bir oyun çıkarabilmekte. Örneğin Lucas Torreira harika bir oyuncu ve pek çok farklı oyun modelinde, yanında pek çok farklı oyuncuyla oynatabileceğiniz bir isim. Sergio Oliveira ve Dries Mertens de çok kaliteli oyuncular ama Torreira gibi her senaryoya uyacak isimler değiller.

Galatasaraylı futbolcular Mauro İcardi (solda) ve Lucas Sebastián Torreira Di Pascua (sağda) | Fotoğraf: Arif Hüdaverdi Yaman/AA

En parlak performansını “Sahte 9”da veren Mertens’i 10 hatta 8 gibi kullanmaya çalışmak ondan henüz verim alınamamasına neden oldu. Sergio Oliveira harikulade bir oyun görüşüne sahip ama dinamik bir oyuncu değil bu da Mertens’le bir arada olduğunda orta sahanın geçirgen kalmasına, Torreira’nın aşırı efor sarfederek her yere koşturmasına neden oluyor. Okan Buruk, en büyük sınavını Torreira’nın önündeki hattı derleyip toparlarken verecek. İlk 7 haftada Sacha Boey’in inanılmaz performansı, Bafetimbi Gomis’in ipten alan golleri sarı-kırmızılıların zor bir fikstürden 16 puanla çıkmasını sağladı. Fakat bu soruna köklü bir çözüm bulunamazsa homurtularla birlikte puan kayıpları da gelir.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Padişah yetkisi

Padişah yetkisi

Devlet Denetleme Kuruluna verilen sınırsız kayyım yetkisiyle Cumhurbaşkanı, bir talimat vererek kamu kuruluşlarından belediyelere, sendikalardan meslek odalarına ve barolara kadar tüm kurumların yönetimlerini, yargı kararına gerek olmadan görevden alabilecek. Prof. Dr. Metin Günday “Bu bir kayyım yetkisi. Anayasa’ya aykırı” dedi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Kara Harp Okulu mezuniyet törenindeki kılıçlı yemin nedeniyle 5 teğmen ordudan ihraç edildi.

Evrensel'i Takip Et