Cumhurbaşkanın tespiti: 'Gençler ülkeden kaçıyor', yaşamın anlamı araba-telefon mu, otoriter bir rejim mi?
Herkesin, homo sapiens sapiensin bir bilinç varlığı olduğundan bugüne ana sorusu “Evren nedir”, “Dünya nedir?”, “Yaşamak nedir?”, “Ne yaparsak yaşamış oluruz?”, “Herkes aynı derecede yaşamakta mıdır?”, “Kim daha çok yaşamaktadır?”, “Yaşanılır yerler nerelerdir?”, “Ne yapmalı nasıl yaşamalı?” soruları döner dolaşır yaşamın anlamına ve bu anlamı nasıl yaşayacağımıza dayanır.
BAŞKAN ERDOĞAN: YAŞAMIN ANLAMI ARABA, TELEFON, KONSER Mİ?
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan Ankara Etlik Şehir Hastanesi açılışında konuşmuş: “Sosyal medya mecralarında gelişmiş ülke güzellemeleri yapıldığını, buralara gidilmesi gerektiğinin aşılanmaya çalışıldığını görüyoruz. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmaz kılanlardır. Türkiye’yi böyle göstermeye çalışanlar ülkenin bu hale gelmesi için her türlü sinsiliği yapanlardır. Bu ülkelerin en önemli alametifarikaları olan refah ve güvenlik sırça köşkü her krizde biraz daha çatlamakta, parçalanmaktadır. Anadolu, asırlardır her istikametten gelen mazlumların kabul gördüğü belki de tek coğrafyadır. Ülkemizi bir kurtuluşun kapısı veya kurtuluştan geçen bir yol olarak görenler bize çok önemli bir mesaj veriyor. Ülkemizin, yaşadığımız toprakların kıymetini çok iyi bilmeliyiz.” “Sosyal medyada gelişmiş ülke güzellemelerinin yapılarak gençlerin bilinçaltına mutlaka buralara gidilmesi gerektiği fikri aşılanmaya çalışılıyor. Sırf daha iyi arabaya binmek, daha yeni telefon almak, daha çok konsere gidebilmek gibi süfli heveslerle ellerin yani başka ülkelerin başka toplumların kapısına varanlara acıyarak bakıyoruz”.
Yaşamın anlamı gerçekten nedir? Otoriter bir rejim mi?
FENOMENOLOGLAR, GÖSTERGE BİLİMCİLER, ANLAM BİLİMCİLER, PSİKANALİZCİLER OKUSA NE DER?
Gençler memleketi niye terk ediyor? Bu sebepler ne anlama geliyor? “Süfli” ve süflinin anlamlarından birini oluşturan “hırpani” ne anlama geliyor?
TDK-Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne göre;
(süfli:), Arapça suflī 1. sıfat Aşağı, aşağılık, bayağı, adi: “Sabri’nin maceraları hep böyle süfli şeylerden ibaret değildi.” - Reşat Nuri Güntekin 2. sıfat Kılıksız, pis kılıklı, hırpani.
Hırpani. sıfat, eskimiş, (hırpa:ni:), Arapça ḫirbānī Perişan, derbeder: ”Fakat eskiden zengin bir tüccar, şimdi ise hırpani kılıklı ve meteliksiz bir ihtiyar olan ağzı bozuk bir kumarbaz.” - İhsan Oktay Anar
Fenomenolojik, gösterge bilimsel, anlam bilimsel veya psikanaliz bir okuma yapılsa her söz öncelikle söyleyeni ele verir, her söz onu söyleyenin zihin formunu ele verir, yönelimini niyetini gösterir, anlam dünyasını gösterir.
Başkan; yaşamın anlamı araba, telefon veya konser mi demiş? Gerçekten bunlar mı? Yaşamın anlamı otoriter bir iktidar mı, para pul mu, bilime karşı çıkmak mı, hak ve özgürlükleri baskılamak mı, kayırmacılık iltimas mı, asgari ücret mi, itaat kulluk mu? Yaşamın anlamı gerçekten nedir?
BAŞKANIN SORUN TESPİTİ: ‘GENÇLER ÜLKEDEN KAÇIYOR’
Söylenen söz kimi ele veriyor bilemiyorum ama sadece birer tespit olduğunu düşünürsek başkanın söyledikleri telefon veya sanal ortamla ilgili kısıtlarımız ters tepiyor, konser yasaklarımız ters tepiyor, ev araba çok pahalandı, zorlanıyoruz, bunlar ters tepiyor anlamlarına gelebilir. Ama bunlar daha arka planında “imkanlar” ve “özgürlükler” alanını oluşturuyor, haklar ve özgürlükleri sağlayamıyoruz, hak ve özgürlükleri baskıladıkça yaşamak isteyen gençler ülkeyi terk ediyor anlamına gelebilir.
Tüm bunlar da doğru bir okuma sayılır. Özetle başkan “Gençler ülkeden kaçıyor” tespitinde bulunuyor.
‘NEDEN NİÇİN SÜFLİ’ OLDUK: HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ BASKILADIKÇA GENÇLER KAÇIYOR
Başkan sebebi de bulmuş: “Süflilik.” Bin yıllardır dinle gelenekle baskıyla sopayla tepe tepe yönettiğimiz Osmanlı ve cumhuriyette neden gençler “süfli” olmuş, dönüp hiç sorduk mu?
Eylülde okullar açıldı. Umut olması gereken okullar neredeyse problem-çöküntü alanlarına dönüşmeye başlamış, Okullar, çocuklarımız, gençler, geleceğimiz nasıl olmalı, sorun nedir ve nasıl çözülmeli? Pırıl pırıl gençler ülkeden niye kaçmak istiyor, Meksika sınırına kadar niye dayanıyor?
Hayat da hak ve özgürlükler de daha çocukluktan, okuldan, üniversiteden geçer. Bilimi-felsefeyi-sanatı, toplamda hayatı, Boğaziçi ve ODTÜ’yü bile baskılamaya kalkan bir ülkede, bir meydanda hep birlikte kol kola türkü bile söyleyemeyen bir ülkede, bir yürüyüş bile yapılamayan bir ülkede, yüksek sesle gülünemeyen bir ülkede, yurdun bahçesinde bile erkek kadın ayrımı yapılan bir ülkede yaşam daralıyor, gençler kaçıyor.
YAŞAMAK İRADEDİR, İMKANDIR, ÖZGÜRLÜKTÜR
Mal canın yoldaşı mı bilemiyorum ama yaşamak bir imkandır ve bazı imkanlarla gerçekleşiyor. İmkanlardan daha öncesi “iradedir”, “yaşama isteğidir”, “libidodur”. İrade istemlerini ifade ve yaşama geçirme özgürlüğüdür.
Soruyu ilerletirsek, gençlere yaşam imkanı sunmak ne demektir? Her şeyden evvel yetişkin ve yönetici elitlerin bu hak ve özgürlükleri, bu imkanları sağlaması, en azından bunun için irade göstermesi, çalışması demektir.
Görev ve sorumluluk açık. Hak ve özgürlüklerin artırılması yönünde irade göstermeliyiz, işimiz bu olmalı. Yoksa öyle görünüyor ki daha çok gencimiz kaçacak, bu memleketin yaşam dinamikleri daha da dumura uğrayacak.
Oysa bilimi, sanatı, sormayı, felsefeyi, müziği, birlikteliği, barışı desteklemek ne kadar kolay, iyi ve güzel, yeter ki istensin.
Gençlerimize bilgi, beceri ve duyarlılıklarını geliştirebilecekleri, yeteneklerini sergileyebilecekleri, refah, barış içinde özgürce yaşayabilecekleri bir ülke ve dünya sunmak ne kadar kolay ve güzel.
Tüm bunlar çocuk ve gençler için bilimsel bir eğitimden, araştıran sorgulayan okul ve üniversitelerden, duygu ve düşüncelerini erken yaşlardan itibaren özgürce ifade edebilmelerinden, hayallerini gerçekleştirecek ortam ve imkan bulabilmelerinden geçiyor. Yani tüm bunlar yaşamı daraltmaktan çok daha kolay.
Ama önce irade göstermek, bunları istemek gerekiyor.
Bu güzel iradeleri gerçekleştirmek için de öyle anlaşılıyor ki en başta hak ve özgürlükleri daraltanlara memleketi dar etmemiz gerekiyor.
Evrensel'i Takip Et