Savaş insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/246856.jpg)
War Resisters' International
Günümüzde dünya “tek kutuplu” diye tanımlanan korkunç bir düzenin sonuçlarıyla karşı karşıya. Orta Doğu bu düzenin en berbat oyun alanlarından biri. Filistin’de yaşanmakta olanlar da bu düzenin sonucu. Artık işgal, yerinden etme, etnik temizlik kolaylaştı. Gazze’ye yönelik büyük saldırı bu düzenin sözcüleri tarafından çoktan onaylandı. İnsan haklarına ve adalete gerçekten değer veren kuruluşlar ise yaklaşan büyük saldırıyı engellemek için çabalıyorlar.
Geçtiğimiz hafta yapılan ve Filistin’de yaşananlara ışık tutan çok sayıda açıklama içerisinde bir tanesi doğrudan militarizmi hedef alıyordu. Bu açıklamayı yapan kuruluş, savaşsız bir dünya için çalışmakta olan War Resisters’ International (Savaşa Direnenlerin Uluslararası Ağı). 1921’de kurulan ve 40 kadar ülkede 90’dan fazla üyesi olan bu ağın üyeleri arasında Türkiye’den Vicdani Ret Derneği de var.
Militarizm karşıtı çalışmalarını sürdüren bu ağın Filistin’de sivillere yönelik savaş başlatılmasına sessiz kalması beklenemezdi. Kuruluşun 9 Ekim’de yaptığı “Savaş insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur: İsrail/Filistin’de şiddeti derhal durdurun,” başlıklı açıklamayı sizler için çevirdim. Açıklamayı değerlendirmeyi ise sizlere bırakıyorum.
Tam ölçekli savaş İsrail/Filistin’e geri dönerken, bizler kuruluş bildirgemize dönüyoruz: “Savaş insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Bu nedenle savaşın hiçbir türünü desteklememeye ve savaşın tüm nedenlerinin ortadan kaldırılması için çaba göstermeye kararlıyım.”
Savaş bazen bombalar ve mermilerle yapılır. Bazen de insanların temel gereksinimlerini karşılamalarını ve gelişmelerini sağlayan kaynaklara erişimleri kısıtlanarak veya engellenerek yapılır. Bizler, savaş karşıtları olarak manşetlere yansıyan ve dünyayı sarsan ani, kasıtlı ve örgütlü şiddeti bugün ve her zaman reddediyor ve kınıyoruz. Ama bununla yetinmeyip, 7 Ekim Cumartesi gününden bu yana İsrail/Filistin’de meydana gelen şiddetin köklerinin onlarca yıllık, asimetrik ve ezici bir çatışmaya dayandığını da kabul ediyoruz.
Ayrıca, birçoğumuzun dikkatinin şok edici ve anlık şiddete çekildiğini; “normal”, sürekli ancak hiç de daha az zarar verici olmayan şiddet ve zulüm sırasında genellikle harekete geçmediğimizi veya müdahil olmadığımızı da görebiliyoruz. Bu durum İsrail/Filistin için geçerli olduğu kadar Dağlık Karabağ, Rojava, Batı Papua ve diğer pek çok yer için de geçerlidir.
Şiddet tırmandığında, “Bir tarafı seçmemiz” gerektiğini hissedebiliriz; hatta bunu yapmamızı talep eden pek çok ses olacaktır. Ancak başkalarını, ezilmesi ya da öldürülmesi gereken düşmanlar olarak görmemize neden olan bir ikilik içeren dünya görüşünü de reddediyoruz. Duyduğumuz talepler ne kadar güçlü olursa olsunlar, şiddetin bizlerden talep ettiği yanlış seçimi reddeden kişiler ve toplulukların hep olduğunu ve her zaman olacağını biliyoruz.
Bunun yerine, güvenliği silahlar ve bombalarla değil, şiddete başvurmadan inşa etmeyi seçenlerin yanında yer alıyoruz. Yani; güvenmeyi ve iş birliğini seçenlerin, çok büyük baskı altında olsalar bile öldürmeyi reddedenleri destekleyenlerin ve hatta daha adil ve barışçıl bir dünya hayal etmeye cesaret edenlerin yanında yer alıyoruz. Bugün, tüm enerjimizi bir kez daha bu barışçıl sesleri duymaya ve yükseltmeye adamak istiyoruz.
Bizler, farklı ülke ve bölgelerden gelen insanlardan oluşan Savaşa Direnenlerin Uluslararası Ağı Yürütme Kurulu olarak, her ne şekilde olursa olsun, tüm taraflardan gelen şiddet ve yıkımı kınıyor; vicdani retçilerle ve çatışmaların çözümünde barışçıl, şiddet içermeyen yaklaşımlara inanan herkesle dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyoruz.
Evrensel'i Takip Et